Page 87 - FELSEFE 11 BECERİ TEMELLİ ETKİNLİK KİTABI
P. 87
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü FELSEFE 11 39
4. ÜNİTE >18. YÜZYIL-19. YÜZYIL FELSEFESİ Kazanım 11.4.3. Örnek felsefi metinlerinden hareketle 18. yüzyıl-19. yüzyıl filozof-
Alan Becerileri: Felsefi Okuryazarlık larının felsefi görüşlerini analiz eder. a) J. Locke’un “İnsan Zihni Üzerine
Bir Deneme” adlı eserinden alınan veya derlenen bir metinden hareketle
Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi filozofun bilginin kaynağı konusundaki görüşlerinin irdelenmesi sağlanır.
Etkinlik İsmi BOŞ LEVHA 120 dk.
Amacı J. Locke’un “İnsan Zihni Üzerine Bir Deneme” adlı eserinden alınan veya derlenen bir metinden hareketle Bireysel
filozofun bilginin kaynağı konusundaki görüşlerini analiz edebilme.
Yönerge Aşağıdaki metnin incelemesini yapınız.
! Etkinliği gerçekleştirmek için
“Ekler” bölümünde verilen
“Metin İnceleme” başlıklı
yönergeyi takip ediniz.
AYDINLANMA John Locke 1
Oxford Üniversitesi Felsefe Bölümü
ZİHİNDE DOĞUŞTAN İLKELER YOKTUR
1. Eğer insanların yalnızca doğal yetilerini kullanarak herhangi doğuştan izle-
nimlerin yardımı olmadan bütün bilgilerini nasıl elde edebildiklerini ve herhangi
ilk kavram ya da ilkeler olmadan kesinliğe erişebildiklerini (bu kitabın bundan
sonraki bölümlerinde yapabileceğimi umduğum gibi) gösterebilirsem bunun ön
yargısız okurları bu kabulün yanlışlığına inandırmaya yeteceğini sanıyorum.
n büyük kanıt genel onay. Bütün ilkelerin olmadığının kanıtı gibi görü-
insanların evrensel olarak kabul nüyor çünkü üzerinde bütün insanlı-
ettiği belli kurgusal ve kılgısal ğın anlattığı genel ilke yoktur. Kurgusal
E(Bu ikisinden de örnek verilir.) örnekten başlayarak doğuştanlık nite-
ilkeler bulunduğu düşüncesi kadar ge- liklerinin en yaygın olarak kabul edil-
nellikle kabul edilmiş başka bir düşünce diğini sandığım ve kanıtlama niteliği
yoktur. (...) en çok abartılan “Bir şey neyse odur.”
Yeteneğimizi bil- 3. Genel kabul hiçbir şeyin doğuştanlığı- ve “Aynı şeyin hem olması hem de ol-
maması olanaksızdır.” ilkelerini alaca-
nı kanıtlamaz. Genel kabule dayanan bu
mek kuşkuculuk- uslamlamanın şöyle bir sakıncası vardır: ğım. (...) İnsanlığın büyük bir bölümü-
tan ve aylaklıktan eğer bütün insanların uylaştıkları konu- nün onları bildiğine dayanarak genel
onaydan uzak olduklarını söylemekten
kurtulma yoludur. larda bu tür genel anlaşmalara varma- çekinmeyeceğim.
larının başka bir yolu gösterilebilirse ki
ben gösterilebileceğini sanıyorum, o za- 5. Zihne doğal olarak kazınmış olamaz
man bütün insanlığın üzerinde anlaştığı çünkü çocuklar, budalalar ve benzerle-
belli doğruların bulunduğu doğru bile ri onu bilmez. Çünkü öncelikle bütün
olsa bu, o doğruların doğuştan bilindiği- çocukların ve budalaların onlara iliş-
ni kanıtlamaz. kin en ufak bir anlayış ya da düşün-
4. “Bir şey neyse odur.” ve “Aynı şeyin celerinin olmadığı açıktır. Bu eksiklik
hem olması hem de olmaması olanak- de bütün doğuştan idelerle zorunlu
sızdır.” üzerinde genel onaylama yoktur. olarak birlikte gitmesi gereken genel
Daha kötüsü doğuştan ilkelerin bulun- onamayı yok etmeye yeter çünkü ruha,
duğunu göstermek için kullanılan bu kendisinin algılamadığı ya da kavra-
genel onama savı, bana gerçekte öyle madığı doğruların önceden kazınmış
85