Page 444 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 444

218       TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11                          Ortaöğretim Genel Müdürlüğü



          yumuşak toprakları avuçlarıyla çabuk çabuk üzerine atar. Büyük bir dinginlikle, bir diriye hizmet eder
          gibi. Yalın ve trajik bir son... Sonra, “Matemini ortaya vurmadan tek başına yüklenir, yeni bir hayata
          doğru yürür.”
          İlk defa 1937’de yayımlanan romanın sade ve sağlam bir dili var. Romanda takıldığım tek şey, Saba-
          hattin Ali’nin birkaç yerde, gereği yokken söze karışması: Romanın başlarında küçük Anadolu şehir-
          lerindeki evlenmelerden söz ederken (s. 6, 7), askere alınan delikanlıları anlatırken (s. 163)... Bir de,
          kimi zaman “söylediğimiz gibi” (s. 174), “bundan sonra anlatacağımız” (s. 222) gibi araya girmeleri var.
          Keşke bunlar da olmasaydı...
          Kuyucaklı Yusuf, kişilerinin canlılığıyla, ayrıntıları kullanmadaki ustalığıyla, olay örgüsündeki mükem-
          mellikle, mahalli renkleri vermedeki üstün başarısıyla, toplumsal gerçeklikle insani gerçekliği tam bir
          uyum içinde, dengeli olarak yansıtmasıyla eskimeyecek, tazeliğini sürdürecek bir roman.

                                                                         Fethi Naci, Kırk Yılda Kırk Roman
          Kelime Dağarcığı:
          devinim: Hareket. dingin: Sakin, durgun. haşrüneşr olmak: Haşır neşir, kaynaşma, bir arada olma. terki: Binek hayvanının
          sağrısı.

          1.  İlk defa 1937’de yayımlanan romanın sade ve sağlam bir dili var. Romanda takıldığım tek şey, Saba-
              hattin Ali’nin birkaç yerde, gereği yokken söze karışması: Romanın başlarında küçük Anadolu şehir-
              lerindeki evlenmelerden söz ederken (s. 6, 7), askere alınan delikanlıları anlatırken (s. 163)... Bir de,
              kimi zaman “söylediğimiz gibi” (s. 174), “bundan sonra anlatacağımız” (s. 222) gibi araya girmeleri
              var. Keşke bunlar da olmasaydı...
              Okuduğunuz metinden seçilen yukarıdaki bölümden hareketle eleştirmene özgü dil ve anlatım
              özelliklerini belirleyiniz.






          2.  Kuyucaklı Yusuf, okuduğum Türk romanları içinde ayrıntıların en mükemmel, en ustaca kullanıldığı
              romanlardan biri. Sabahattin Ali’de inanılmaz bir gözlem gücü, inanılmaz bir bellek var; Kuyucaklı
              Yusuf’ta çizdiği dünyanın böylesine renkli, sıcak ve inandırıcı olması, bence, büyük ölçüde yaşantısın-
              dan gelen gözlemlere, ayrıntılara bağlı.
              Romanın 4. sayfasında Yusuf ’un sağ elinin başparmağı mı kesildi, bu parmak, Yusuf ’un askerliğiyle
              ilgili olarak 164. sayfada karşımıza çıkar. Sabahattin Ali, Kuyucaklı Yusuf’ta, âdeta, “Bir romanda
              ayrıntılar nasıl kullanılır?” sorusunun eksiksiz cevabını vermektedir.
              Sabahattin Ali, sözgelimi, “O zaman mindere oturup yemeğe başlıyorlardı.” demez, “O zaman min-
              dere yan oturup ayaklarını aşağı sallayarak karşılıklı yemeğe başlıyorlardı” der (Akba Kitabevi, 1943
              baskısı, s. 152).
              Okuduğunuz metinden seçilen yukarıdaki cümlelerdeki tespit ve yorumları, gerekçe ve tutarlılık
              açısından değerlendiriniz.







          3.  a)  Eleştirinin tek yönlü yapılmasının yanlışlığına inanan Fethi Naci’nin okuduğunuz metinde Ku-
                yucaklı Yusuf romanını hangi açılardan irdelediğini belirtiniz.




              b) Yazarın bu eleştirel bakış açısının metne katkısını açıklayınız.







          442
                                                                                      Hazırlayan: Duygu T. KUŞ
   439   440   441   442   443   444   445   446   447   448   449