Page 457 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 457

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11          225

             8. ÜNİTE > Eleştiri  Kazanım A.4.10: Metinde yazarın bakış açısını belirler.
             Alan Becerileri: Okuma Becerisi  Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
             Etkinlik İsmi                         Eleştirmenin Tavrı                            30 dk.

             Amacı     Eleştirmenin bakış açısını ve bu bakış açısının metne ve okuyucuya katkılarını belirleyebilmek.  Bireysel
               Yönerge  Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
                     (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
                                        Gündemi Meşgul Eden Sağlık Terimleri

             İnsanlığı tehdit eden koronavirüs dolayısıyla yayın
             organlarında sık geçen sağlık terimleri; tıp sözlükleri-
             nin sayfaları arasından çıkarak kullanılmaya, günde-
             mi  meşgul  etmeye  başladı.  Semptom,  semptomatik,
             semptoloji, entübe, minimalize, izole, izolosyon, ka-
             rantina,  hijyen, hijyenik, viral,  vital,   dezenfeksiyon,
             dezenfektan, influence, enfeksiyon, enfekte vb. Bir ör-
             nek de var ki verilen mesajlarda geçen reteweet etmek.
             Sözlüklerden baktım, haberdeki kullanımına göre “ve-
             rilen bir mesajı başkalarına yayın yoluyla ulaştırmak”
             anlamına geliyor. Bir de “etkilenmek” demek olan inf-
             luence fiili, “salgından etkilenmek” kavramı için kullanılmaktadır. Alan taraması diye bildiğimiz terim,
             hastalık kapmış olan kimseleri bulma demek olan filyasyon için uygun bir karşılıktır. Koronavirüs veya
             virüs taraması yapılacak denebilir. Bunlar; televizyonda uzmanların yaptığı konuşmalardan, bilgilen-
             dirmelerden derlediğim örnekler. Gazetelerde bu haberler, uzmanların ifadelerine bağlı olarak benzer
             terimlerle yazılıyor. Çok kimse, bu hassas dönemde insan sağlığıyla doğrudan ilgili olan bu kelimelerin
             ne demek olduğunu bilmiyor; bunlara şüpheyle bakıyor, bunlardan ürküyor. Dinleyicilerin dikkat ke-
             sildiği haber programlarında uzmanların, bilim adamlarının sözlerinde geçen bu kelimelerden dolayı
             yeterince bilgi edinilemiyor. Sağlık çalışanları, haberciler, yorumcular, bu terimleri kullanırken örnek
             olarak bunlardan semptom yerine -bir defa olsun- karşılığı olan belirti kelimesini kullanıp bu terime bir
             açıklık getirmiyor. Açık oturumlarda alan uzmanları, yukarıda verdiğim örnekler gibi birçok yabancı
             kökenli terimi kullanmaktan geri kalmıyor. Belki de “Herkesin bunları bilmesine gerek yok.” diye yo-
             rumluyorlar. “Bir bilim dalının özel sözlerinin ne demek olduğunu ancak uzmanları bilir, halkın bunla-
             rı bilmesine ne gerek var?” fikrinde olanlar da bulunabilir. Ayrıca “Yaşanan felaketin eşiğinde şimdi bu
             kelimelerin ne demek olduğuna açıklık getirmenin sırası mı? Sana düşen kendini bu salgın hastalıktan
             korumaktır.” dendiğini de duyar gibiyim. Bir bakıma hak vermemek mümkün değil ama insan sağlığıy-
             la doğrudan ilgili olan bir salgını ifade eden, insanları çaresiz bırakan bir hastalığın yabancı kelimelerle
             anlatılması karşısında bigâne (yabancı) kalınması da kabul edilecek bir durum değildir. Keşke hepsi
             Türkçeye kazandırılmış, açık, berrak bir terim olan yoğun bakım gibi olsaydı. Başımızdaki salgın has-
             talık birinci derecede sorunumuz olmaya devam ederken dildeki normal olmayan gelişmeler de insanı
             rahatsız ediyor. Verilen haberlerde, uzmanların mesajlarında ara sıra vital bulgu terimi geçiyor. Bulgu
             Türkçe, vital İngilizce. Bunun yerine yaşamsal bulgular veya hayati bulgular denilse herkes anlar, bilgi
             sahibi olur. Bir sayımlama (istatistik) terimi olan mortalite, yayınlarda sık geçmektedir. Bilim adamı
             kullanınca muhabir de aynı terimi tekrarlıyor. Ölüm oranı, kayıp oranı sözleri denmelidir.
             (…)
             Virüs; taç şeklinde görülmüş, taca benzetilmiş, adlandırılmasında da taç anlamında korona (corona)
             kullanılmış ve terim olarak bilim dalına koronavirüs biçiminde geçmiş. İngilizcede, bitki biliminde
             “taç” anlamında terimler var. Bizdeki taç yapraklılar terimini de hatırlayalım. “Taç” demek olan korona,
             esasen “ay halesi, ay ağılı” anlamındadır. Her iki sözcüğü de yabancı olan koronavirüs terimi, basında
             ve resmî dilde bitişik yazılmaktadır. Dolayısıyla bu terimi bitişik yazalım ve yeni bir yazım sorunu çı-
             karmayalım.
             …
             Sık kullanılan izolasyon örneğine gelince bu kelime ve türevleri dilde ayrı bir sorun olarak durmak-
             tadır. Türkçe düşünme kaygısı olan kimsenin aklına önce yalıtmak, yalnızlaştırmak, soyutlamak, so-
             yutlaştırmak gelmesi beklenirken bugün ortalıkta hastalık dolayısıyla dolaşan izole etmek, izolasyona



                                                                                                   455
   452   453   454   455   456   457   458   459   460   461   462