Page 497 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 497
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 245
9. ÜNİTE > Mülakat/Röportaj Kazanım A.4.5: Metindeki anlatım biçimlerini, düşünceyi geliştirme yollarını ve bunların işlevlerini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Mülakatlarda Anlatım Biçimleri 35 dk.
Amacı Anlatım biçimlerinin ve düşünceyi geliştirme yollarının metne katkısını kavrayabilmek. Bireysel
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz. Metinden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Türk Edebiyatının Usta Kalemi Metin Savaş’la Mülakat
Sekizinci romanı “Baykuşlar Gece Öter” adlı eseriyle yine dikkatleri üzerine çeken, romanlarındaki ko-
nuları ve kurguları haricinde, yoğun bilgi birikimiyle farklı bir kalem olduğunu ortaya koyan, günümüz
Türk edebiyatının önemli ve etkili kalemlerinden Metin Savaş ile eserleri ve kendisi hakkında konuştuk.
Kimdir Metin Savaş? Yazarlık merakı ve cesareti ne zaman, nasıl geldi?
Okurlarımın pek çoğunun bildiği üzere, çocukluğum ve ilk gençliğim İstanbul’da geçmiştir. Askerlik
sonrasında ise memleketim Balıkesir’e dönerek burada, Balıkesir Çarşısı denen 500 yıllık ortamda yak-
laşık 25 yıl müddetle mahalle bakkallığı yaparak geçinmişimdir.
Lisedeyken elime geçen “Sinekli Bakkal” romanı hayatımın dönüm noktalarından biri olmuştur. Yine
aynı yaşlardayken Osman Turan’ın eserlerini keşfetmiştim ve Türk tarihine böylelikle kapılıp gitmiş-
tim. Yirmili yaşlarımın ortalarındayken bir gece değişik bir rüya gördüm, gecenin içinde üşenmeksizin
yataktan çıktım ve görmüş olduğum rüyanın ilhamıyla ilk kısa hikâyemi yazdım. Bu ilk yazı tecrübem
Türk Edebiyatı dergisinde yer bulunca yazarlık serüvenim de başlamış oluyordu. Akabinde hem bu
dergide hem Dergâh dergisinde epeyce hikâyelerim ve denemelerim yayımlandı. Peşisıra Orkun der-
gisinin yazar kadrosuna kabul edildim. Daha sonrasında ise “Efendi Dayının Kozalakları” adlı ilk ro-
manımı yazdım. Bu roman Mustafa Miyasoğlu başkanlığındaki ve Mehmed Niyazi, Necmettin Türinay,
İskender Pala ve hocaların hocası Orhan Okay jürisinden geçerek roman yarışmasında birinci seçilince
profesyonel yazarlığım da kısmen başlamış oluyordu. Yine de Metin Savaş’ın edebiyat camiasındaki esas
kabulü “Zemheri Kuyusu” romanımı yazması ile gerçekleşmiştir.
Biraz da romanlarınızdan söz edelim. Her bir romanınızın konusunu ve muhtevasını, birer cüm-
leyle de olsa, açıklar mısınız?
İlk romanım “Efendi Dayının Kozalakları”, Türk toplumundaki ikilikler üzerine inşa edilmiştir. Ana-
dolu-Rumeli, eski ve yeni, mazi ve istikbal, İstanbul ve taşra, göçebelik ruhuyla yerleşiklik veya şehirli-
lik şeklindeki ikilikleri bu romanda yansıtmayı denedim. İkinci kitabım “Polika’nın Yeşil Çeşmesi” bir
Anadolu kasabasında Kurtuluş Savaşı yıllarında yaşananları anlatmaktadır. Annemin dayısı Ali Efendi
ile Rum kızı Polika’nın aşk hikâyesidir ve bütünüyle gerçek olaylardan esinlenilerek kurgulanmıştır.
Üçüncü romanım “Zemheri Kuyusu”, 1999 Körfez depreminde yaşadığımız toplumsal travmayı ele al-
maktadır. Söz konusu deprem ile Türkiye’miz üzerinde oynanan büyük oyunlar arasında bir ilinti kurul-
muştur bu romanda. Komplo teorilerine yaslanan bir romandır diyebilirim. Dördüncü romanım “Me-
lengicin Gölgesinde” ise kurgunun başında ve sonunda işlenen iki cinayet arasındaki gerilimi anlatır.
Polisiye roman değil, toplumsal meselelere değinen bir anlatıdır. Beşinci romanım “Kargalar Derneği”,
Türk tarihinde binlerce yıldan beridir varlığını sürdürdüğü varsayılan gizli teşkilatın kurmaca anlatıya
dönüşmüş hâlidir. Gerçeklikle hiçbir bağı yoktur ve tamamıyla muhayyel bir anlatıdır. Altıncı romanım
“Erlik”, diğerlerinden farklı bir romandır. Türk mitolojisindeki yeraltı ruhlarının (iblisin) lideri olduğu
kabul edilen Erlik adlı kötülüğün yirmi birinci yüzyıldaki Türk toplumuna musallat olmasını anlatır bu
roman. Yedinci romanım “Kuvayı Milliye’nin Hazinesi” ise sanıldığı gibi tarihî roman olmayıp, kendi
çağımızın Türkiye’sinde Kuvayımilliye ruhunu canlı tutmak gerektiği mesajını işleyen bir romandır. Bu
kurgudaki hazine, Kuvayımilliye ruhunun ta kendisidir. Sekizinci ve şimdilik en yeni romanım “Bay-
kuşlar Geceleyin Öter” ise “İstanbul’da Karnaval Üçlemesi” ortak adını vermiş olduğum üçlemenin ilk
kitabıdır. Bu üçlemede, tüketim toplumundan postmodern yaşam tarzının absürtlüklerine yirmi birinci
yüzyıl insanını anlatmaya çalışıyorum.
Roman yazarının sorumluluğu ve misyonu nedir? Ya da şöyle sorayım: Roman yazarının bir so-
rumluluğu ve misyonu olmalı mıdır? Buradan yola çıkarak da şunu öğrenmek isterim: Roman ya-
zarken önceliğiniz, şahsi tatmin elde etme hissiyatı mı yoksa başkalarına da bir şeyleri aktarma mı?
Dürüstçe cevaplamam gerekirse; genelde her sanatçının, özelde her yazarın roman yazarken önceliği
495