Page 499 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 499
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 246
9. ÜNİTE > Mülakat/Röportaj Kazanım A.4.6: Metnin görsel unsurlarla ilişkisini belirler.
Alan Becerileri: Okuma Becerisi Genel Beceriler: Eleştirel Düşünme Becerisi
Etkinlik İsmi Bizim Yunus 35 dk.
Bir metinde görsel unsurların kullanımının içeriğe katkılarını ifade edebilmek. Görsel unsurların bir metnin oluş-
Amacı Bireysel
masına etkilerini tespit edebilmek. Bir metnin anlamına katkıda bulunabilecek görselleri belirleyebilmek.
Yönerge Aşağıdaki metni okuyunuz ve görseli inceleyiniz. Metin ve görselden hareketle soruları cevaplayınız.
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Yunus, Bizi Bize Çağırıyor
İskender Pala, Od kitabında Yunus Emre portresini üç bölüme ayırmış: Birinci bölümde Yunus, dünye-
vi bir kişiyken ikinci bölümde Taptuk Emre’nin kapısına gelen, dünyevi taraflarından sıyrılan bir Yunus
hâline geliyor, üçüncü bölümde ise mürşit bir Yunus’a dönüşüyor. Pala, bu romanla Yunus bilgimizi de
sorguluyor ve içimize merak tohumu atarak Yunus hakkında bilmemiz gerekenler olduğunu bize hatır-
latıyor. Kendisiyle Yunus Emre’yi konuştuk.
Öncelikle, Yunus Emre denince akla ilk “Yaradılanı severiz / Yaradan’dan ötürü” sözü geliyor. Siz
Yunus Emre’yi nasıl tanımlarsınız?
Bu iki dizenin başında söylediği şekilde tanımlarım. Der ki “Elif okuduk ötürü / Pazar eyledik götürü
/ Yaradılanı severiz / Yaradan’dan ötürü”. Elif harfini ötürü okuduğunuzda “O” demiş olursunuz. O,
dervişin “Hu”sudur. O, Allah’tır. Elifi ötürü okuduktan sonra ömür denilen pazarın tamamını götürü
usulüyle verebilirsiniz. O’ndan gayrı ne var ki? Yalnızca elifi ötürü okuyabilen insanlar yaratılanı, Yara-
dan’dan ötürü sevebilir. Bizim Yunus, elifi ötürü okuyan bir hakikat adamıdır. Gıpta ona…
Od kitabınızda bize bir Yunus portresi sunuyorsunuz. “Hepimizin evinde ezgi ya da şiir olarak bir
Yunus vardır. O bize çok yakın olduğu için ona sadece Yunus deriz. Hz. Yunus demeyiz. Hâlbuki
bir mürşittir, şeyhtir. O yüzden onun insan ve bize sıcak gelen tarafını gösterdim, dervişliği sonra
yükledim.” Yunus’un derviş yönü bize ne anlatır, ne öğütler?
Yunus’un şiirleri imbikten geçirilse, mısraları tek tek süzülse, kelimeleri ardı ardına damıtılsa sonuçta
ortaya çıkan derviş, aslında “insaniyet”in ta kendisi olur. Yunus’un dervişliği insana Allah tarafından
verilen erdemler düzeninin tıkır tıkır işleyen şeklidir. Sevme, yardımlaşma, gözetme, kollama, gülüm-
seme, tevazu, hakkaniyet, doğruluk, dürüstlük, ölümü hatırlama, hastaya varma, yoksula el uzatma,
itaat vb. “insaniyet” kelimesinin içini dolduran erdemlerin yeniden hatırlanması gibidir. Yunus’un şi-
irlerini okurken insan kendine döner, içine yönelir, gözlerini yıkar ve yeniden görür. Yunus bize daha
Kalubela’da kim olduğumuzu ve orada verdiğimiz sözün ardında durmak için nasıl olmamız gerektiğini
öğütler.
Kitabı yazma fikri nasıl ortaya çıktı? Her ne kadar kitabınızda sizi bir Yunus Emre romanı yazmaya
yönlendiren sebebin, onun çok ihmal edilmesinden ortaya çıktığını belirtseniz de kitabın hikâyesi-
ni sizden dinlemek isteriz. Hep düşündüğünüz bir kitap mıydı, karar verme süreci nasıl olgunlaştı?
Yunus bütün meslekî hayatım boyunca hep zihnimde, gönlümde ve aklımda yer edip durmuştur. İki
dersimden birinde Yunus’u anmazsam sanki anlattıklarım eksik kalır gibi hissederim. O, sanki evimi-
zin insanı gibidir. Bizim Yunus’tur. Buna rağmen genç nesillerimiz onu bilmiyor ve örnek almıyorsa
burada bir tanıtma problemi vardır. Yunus gibi, Fuzuli gibi, Barbaros gibi, Eyüp Sultan gibi büyüklerini
tanımayan gençlerin rol model seçerken zorlanacakları hatta hiç rol modele ihtiyaç duymayacak sığlığa
sıkışıp kalacakları aşikârdır.
(…)
Yunus Emre Tozal, Murat Acar, Yunus, Bizi Bize Çağırıyor
Kelime Dağarcığı:
aşikâr: Açık, apaçık, belli, meydanda. imbikten geçirmek: Damıtmak. Kalubela: İslam inancına göre, ruhlar yaratıldığında
Allah’ın “Ben sizin Tanrı’nız değil miyim?” sorusuna ruhların verdikleri “evet” cevabı. menkıbe: Din büyüklerinin veya tari-
he geçmiş ünlü kimselerin yaşamları ve olağanüstü davranışlarıyla ilgili hikâye. mukayyet olmak: Korumak, gözetmek.
497