Page 88 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 88

41        TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11                          Ortaöğretim Genel Müdürlüğü



          Acele şehre, doktora gidecek.
          “Eh,” dedik, “elbette orada bir çaresini bulurlar” ve yola düzüldük. Bir aralık arkamdakilerde konuşma
          sesleri fazla yükseldi, döndüm: Hasta ağzını havaya kaldırmış, bir karış açık, tıpkı hayalî bir testiden su
          içiyormuş gibi yutkunmaya çalışıyor, belli ki yutkunamıyor.
          (…)
          Şüphe yok, hasta Beyrut’u bulamayacaktı.
          Yol üstü, büyükçe bir köyde, bir doktor tabelasına rastlayınca durduk. Hemen atladım; ben atladım.
          Zira arkadakiler artık yarı katılaşmış olan vücudu kollarından bırakmıyorlardı. Kapıyı çaldım, arka-
          sında biri bekliyormuş gibi çarçabuk açıldı, bir papaz, uzun boylu, simsiyah vakarlı bir papaz göründü,
          sordum:
          “Doktor burada mı?”
          Ağır ağır, kilise sesiyle cevap verdi:
          “Burada idi... Biraz evvel Allah’ın davetine icabet etti. Ruhu istirahatte olsun, âmin!”
          Bütün tüylerim ürperdi, elimle arabayı ve arabadakini gösterebildim.
          “Rahat etmesine dua edeceğim birisi de orada!” der gibi... Sonra önüme, ardıma, yanıma bakmadan
          koşmaya başladım. Öyle sanıyordum ki, ben de gırtlağımda bir arı iğnesi ve yüzümde o çivit renkli
          maskeyi taşıyordum; ben de korkunç ve yarı ölüyüm. Fakat tuhafı, akşamüzeri aynı köyden ve aynı
          kahvenin önünden yüreğim atarak neşesiz eve dönerken baktım, sabahleyin ölüsünü taşıdığımız yaşta
          bir genç, toprak testisini havaya kaldırmış, ağzını bir karış açmış. “Lık lık! Lık lık!” keyifle, korkusuz,
          düşüncesiz su içiyor.
          (…)                                                                            (Şişli, 1939)
                                                                    Refik Halid Karay, Gurbet Hikâyeleri Yeraltında Dünya Var

          Kelime Dağarcığı:
          çivit: Mavi renkli toz boya. imtiyaz: Ayrıcalık. müyesser: Kolaylıkla ortaya çıkan. tenasüpsüz: Aralarında uygunluk, düzgünlük
          bulunmayan. tenezzül: Kendi durumundan daha aşağıdaki bir işi, bir durumu kabul etme. vakarlı: Ağırbaşlı. zahir: Açık, belli.


          1.  Okuduğunuz metindeki ana olayı belirleyerek ana olayın şekillenmesine etki eden olay örgülerini
              yazınız.







          2.  Bu hikâyeyi farklı bir sonla bitireceğiniz bir paragraf yazınız.








          3.  Okuduğunuz hikâyedeki mekân ve zamanı tespit ederek mekân ve zamanın olay örgüsüne etkisini
              açıklayınız.














          86
                                                                                      Hazırlayan: Mustafa EREN
   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93