Page 98 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 98

46        TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11                          Ortaöğretim Genel Müdürlüğü



          derdi, “armonikçiyi daha dün.” Sonra bön gözlerle karşısındakilere bakar: “Dükkânıma uğradı da bir
          gazoz içirdim ona,” diye eklerdi.
          Akşam kayışların, dişlilerin gevşemesi ve kayıkçıların dolmuş iskelesinde “Dolmuşa!” diye bağırma-
          larıdır. Kent o saatlerde daha kalabalık olmasına karşın daha düşseldir. Dolmuş kayıkları bütün gün
          taşıdıkları insanların düşüne yatacak, on sekiz saat kayık olarak yaşadıkları günün öbür altı saatini ozan
          olarak yaşayacaklardır.
          (…)
          Dolmuş iskelesine eli çantalı ve zembilli adamların (fabrika işçilerinin, kadınların, Mahmutpaşa esna-
          fının) akşam beşten başlayarak akın ettiği görülür. Kayıkçı bu müşteri yoğunluğuna karşın “Dolmuşa!
          Dolmuşa!” diye bağırır durmadan. Kayık beş kişiyi aldı mı tamamdır. Dolmuş kayığı iplerini alır ve
          kalkar.
                                                                      Sabahattin Kudret Aksal, Gazoz Ağacı
          Kelime Dağarcığı:
          armonik: Armonika, küçük ağı çalgısı, mızıka. avurt: Yanağın ağız boşluğu hizasına gelen bölümü. bön: Budala, saf.
          gedikli: Müdavim. mavna: Gemilere ve yakın kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük tekne. mozayık: Türlü renklerde, küçük
          küp biçiminde mermer, taş veya pişmiş toprak parçalarının yan yana getirilmesiyle yapılan resim ve bezeme işi, mozaik.
          triko: Örülerek dokunan bir cins yün kumaş. zahire: Gerektiğinde kullanılmak için saklanan tahıl, aşlık. zembil: Hasırdan
          örülmüş saplı torba.


          1.  O zaman Hüseyin Efendi yutkunur ve düşünürdü. Dilinin ucuna sözcükler yığılır, söze beceriksiz
              başlar, bitiremez, yalan da olsa öbürlerine Stefan’a rastladığını söylemek gereksinimini duyar, bir yerle
              zaman arardı olayı oturtacak, bulurdu da.

              Bu cümlelerde anlatılanları okuduğunuz hikâyede kullanılan anlatıcı ve bakış açısı ile ilişkilendiriniz.






          2.  a) Okuduğunuz bu hikâyeden yazarın iyi bir gözlemci olduğu çıkarabilir mi? Açıklayınız.







              b) Sizce okuduğunuz hikâye gözlem yapmadan da yazılabilir miydi? Açıklayınız.






          3.  Okuduğunuz hikâyedeki kahramanlar neredeyse her akşam aynı kayıkta toplanmaktadırlar. Bu
              rastlantısal durumu, kayıkçı Hasan’ın gözünden kahraman bakış açısıyla kurgulayınız.






          4.  Dolmuş kayıkları bütün gün taşıdıkları insanların düşüne yatacak, on sekiz saat kayık olarak yaşa-
              dıkları günün öbür altı saatini ozan olarak yaşayacaklardır.

              Anlatıcı, kayığı neden bir insan gibi düşündürmüş olabilir? Sizce bu anlatımın okuduğunuz hikâ-
              yede adı geçen yolcuların kayığa yüklediği anlamla bir ilişkisi var mıdır? Açıklayınız.








          96
                                                                                        Hazırlayan: Levent ŞEN
   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103