Page 157 - Biyoloji 9 Beceri Temelli Etkinlik Kitabı
P. 157
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü BİYOLOJİ 9
CEVAP ANAHTARLARI
8. Turpları oyduktan sonra çıkan parçaları tekrar turpun içine ko- • Bir önceki deneyde plazmolize uğrattığınız soğan zarı hücre-
yardım. Fakat birine büyük turp parçalarını koyarken diğerine leri preparatı, damlalık, mikroskop ve 0.005 gr/ml’lik tuz çö-
daha da küçültülmüş turp parçalarını koyup sonuçları kıyaslar- zeltisi.
dım. • Pipet yardımıyla 0.005 gr/ml’lik tuz çözeltisinden alınan sıvı
preparatın lamel kenarına damlatılıp bir süre beklendikten
Etkinlik No: 50 sonra mikroskopla incelenir.
1. İyot çözeltisi bağırsak zarından içeri girerek nişasta ile temas et- • Deneyin sonunda hücrelerin boyutunun hem kontrol grubu
miş ve bağırsak içerisinde mavi renk oluşmuştur. Ancak nişasta hem de bir önceki deneydekilerden daha büyük olduğu göz-
zardan geçemeyecek kadar büyük moleküllü olduğu için bağır- lenir. Çünkü plazmoliz olmuş hücreler, 0.005 gr/ml’lik çözelti-
saktan kaba geçememiştir. Kapta nişasta olmadığı için kapta den su alarak şişmiştir.
mavi renk oluşmamıştır. 4. Olası cevaplar:
2. Nişasta büyük moleküllü olduğu için bağırsak dışına çıkamamış- • Nohut tohumlarının bir gece önceden musluk suyunda bekle-
tır. Enzimler ise protein yapılıdır. Proteinler de büyük moleküllü tilince şişmesi (deplazmoliz).
maddeler olup bağırsak içerisine geçememiştir. Bundan dolayı • Salata için doğranan sebzelerin tuzlanınca büzülmesi ve salata-
nişasta sindirilerek glikoza dönüşmez. Kapta ve bağırsak parça- nın sulanması (plazmoliz).
sında glikoz olmadığı için glikoz ayracı olan benedikt çözeltisi • Denize girdikten sonra derinin büzülmesi (plazmoliz).
herhangi bir renk değişimine neden olmaz. • Taze patlıcanların, acısı çıksın diye bir süre tuzlu suda bekle-
3. Nişasta ve nişastayı sindiren enzimlerin bir arada bulunması so- tilmesi (plazmoliz).
nucu nişasta molekülleri sindirilerek yapı taşı olan glikoza dö-
nüşür. Glikoz küçük moleküllü bir madde olduğu için bağırsak Etkinlik No: 53
parçasından kap içerisine ortamlar eşitlenene kadar difüzyon ile 1. Yemek yedikten hemen sonra karaciğere gelen kandaki glikoz
geçer. Bu durumda benedikt çözeltisi hem kapta hem de bağırsak
içerindeki glikozlara etki eder ve her iki tarafta da kiremit kırmı- oranı yüksektir. Bu glikozun bir kısmı difüzyonla hücre içine alı-
nır. Hücre zarının hidrofobik fosfolipit tabakası glikozun geçişine
zısı renk meydana gelir.
engel olur. Glikoz hücre zarındaki taşıyıcı proteinler yardımıyla
Etkinlik No: 51 hücreye geçebilir. Bu yönteme kolaylaştırılmış difüzyon (3 nu-
maralı yöntem) denir. Glikoz depolanacağı için difüzyon yeterli
1. Osmometre içinde sükroz bulunduğundan dolayı beherdeki suya değildir. Glikozun bir kısmı da ATP harcanarak aktif taşıma (4
göre daha yoğun (hipertonik), beher sadece saf su içerdiğinden numaralı yöntem) ile hücre içine alınır.
osmometredeki çözeltiye göre az yoğundurhipotoniktir.) 2. Vitaminler hücre zarından geçebilecek boyuttadır. Difüzyon ve
2. Osmometre içindeki sükroz kendinden daha az yoğun bir ortama aktif taşıma ile geçebilir. ATP kullanmadan geçtiklerine göre
konmuştur. Osmometre daha yoğun halde olmasından dolayı se- difüzyonla geçecektir. Yağda çözünen vitaminler fosfolipit taba-
çici geçirgen zardan içinde saf su bulunan kaba sükroz geçemez. kadan geçer. Kanal proteinlerine, taşıyıcı proteinlere ihtiyaç duy-
Saf su bulunan taraftan osmometre içine su geçişi olur. Böylece mazlar. Vitamin kandan alınıp depolanıyorsa 1 numaralı yöntem
osmometre kılcal borusundaki sükroz seviyesi yükselir. (basit difüzyon), depodan alınarak kana veriliyorsa 5 numaralı
yöntem (basit difüzyon) ile geçer.
3. Benedict ayıracı bulunduğu karışım ısıtıldığında glikoz varlığın- 3. Hipotonik ortam madde yoğunluğu az, su oranı fazla olan ortam
da renk değişimi verir. Böylece çözeltide glikozun varlığı göste- demektir. Bu ortamda hücreye osmozla (3 numaralı yöntem) su
rilmiş olur. Bizim deneyimizde saf su bulunan beherde glikoz bu- girer. Fosfolipit suyun geçişine engel olduğu için su kanal prote-
lunmadığından deney tüpündeki çözeltide renk değişimi olmaz. inlerinin (por) içinden geçer.
4. Beherdeki suyun sıcaklığının artması difüzyonu hızlandırır. Do- 4. Bu maddeler difüzyonla ve aktif taşımayla (4 numaralı yöntem)
layısıyla osmometredeki sükroz çözeltisi daha hızlı yükselir. hücrelere geçebilir. İyonlar ile glikoz ve aminoasit gibi besinler
fosfolipit tabakadan doğrudan geçemez. Taşıyıcı proteinler yar-
Etkinlik No: 52 dımıyla kolaylaştırılmış difüzyonla (3 numaralı yöntem) hücreye
geçer.
1. Kontrol grubu, herhangi bir tuz çözeltisi ile muamele edilmemiş
soğan zarı hücreleridir. Böylece hücrelerinin mikroskop altındaki 5. Bu madde koful oluşturularak endositoz yöntemiyle hücre içine
normal büyüklükleri gözlenmiş olur. Bu nedenle kontrol grubu alınmaktadır. Örneğin yaşlanmış alyuvar hücreleri bu yöntemle
olarak soğan zarından alınacak bir parça lam üzerine düzgünce karaciğer hücrelerine alınabilir. Bu madde, hücre zarından geçe-
yerleştirilip üzerine lamel kapatarak mikroskopta incelenmelidir. bilecek boyutta olan bir madde olmadığı için aktif taşıma ile hüc-
reye alınamaz. Aktif taşıma ile yalnızca taşıyıcı protein içinden
2. Plazmoliz, hücrenin kendisinden yoğun ortamda su kaybederek geçebilecek kadar küçük boyuttaki maddeler taşınabilir.
hacminin azalmasıdır. Soğan zarı hücreleri için ideal tuz yoğun- 6. Fibrinojen proteini hücre zarından doğrudan geçemeyecek kadar
luğunun 0.009 gr/ml olduğu bilgisine göre kullanılacak malzeme- büyük bir polimerdir. Fibrinojen ancak ekzositozla (10 numaralı
ler; preparat, damlalık, mikroskop ve 0.025 gr/ml’lik tuz çözeltisi. yöntem) hücre dışına verilebilir. Metinde geçen yağ ekzositozla
• Pipet ile 0.025 gr/ml’lik tuz çözeltisinden alınan sıvı, prepa- hücre dışına verilebilir.
ratın lamel kenarına damlatılıp bir süre beklendikten sonra 7. Madde az yoğun ortamdan çok yoğun ortama doğru hareket
mikroskopta incelenir. etmektedir. ATP harcanmaktadır. Zardan geçebilecek boyuttaki
• Deneyin sonunda, hücrelerin boyutunun kontrol grubunda- madde, taşıyıcı proteinler yardımıyla geçmektedir. Bu özellikler
ki hücrelere göre daha küçük olduğu gözlenir. Çünkü soğan aktif taşıma yapıldığının kanıtıdır.
hücreleri 0.025 gr/ml’lik tuz çözeltisi içinde su kaybederek 8. 9 numaralı yöntemde (endositoz) koful oluşturulurken hücre za-
büzülmüştür. rından parça kopmakta ve bu da hücre zarının boyutunda küçül-
3. Deplazmoliz; plazmoliz olmuş bir hücrenin kendisinden daha az meye neden olmaktadır. 10 numaralı yöntemde (ekzositoz) hücre
yoğun bir ortama konularak su alıp hacminin artmasıdır. Buna zarına ekleme yapıldığından zarın boyutunda büyüme gerçekleş-
göre tasarlayacağınız deneyde kullanmanız gereken malzemeler: mektedir.
155