Page 21 - Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi | 5.Ünite
P. 21
Filistin’le ilgili kararın tavsiyeler kısmında “Komite, Filis-
tin Devleti’nin uluslararası topluluktaki ve BM içerisindeki HAMAS
haklı yerini alması gerektiği düşüncesini ifade eder.” açık- Hareket-ül Mukavemet-ül İs-
lamasında bulunmuştur. Bu gelişmelerin ardından FKÖ, lamiye’nin (İslami Direniş Örgütü)
15 Kasım 1988’de Yaser Arafat’ın devlet başkanlığında kısa adıdır. 1987’deki birinci intifada
bağımsız Filistin Devleti kurulduğunu açıklamıştır. İsra- sırasında Gazze Şeridi’nde kurul-
il, ABD’nin baskısı ve kendi kamuoyundan gelen istekler muştur.
neticesinde yıllarca terör örgütü olarak kabul ettiği Filistin
Kurtuluş Örgütü ile barış masasına oturmuştur.
ABD, Körfez Savaşı sonrası Filistin’deki sorunların çözümü için tarafları Ekim 1991’de Madrid Konfe-
ransı’nda bir araya getirmiştir. Konferans, 1967’de işgale uğramış olan Batı Şeria ve Gazze konusunda
bir çözüm ortaya koyamamıştır. 1993’te başlayan Oslo Görüşmeleri’nde ve 2000’de yapılan Camp Da-
vid Zirvesi’nde Filistin Devleti’nin kurulmasına yönelik bir sonuç elde edilememiştir. Ariel Şaron’un yak-
laşık 1000 askerle Harem-i Şerif’i ziyareti Filistinlilerin protestolarına neden olmuş ve El-Aksa İntifadası
adı verilen ikinci intifadayı ortaya çıkarmıştır.
2002’de İsrail saldırılarının artması üzerine ABD, AB, Rusya Federasyonu ve BM’den oluşan Orta
Doğu dörtlüsü sorunları çözmek ve çatışmaları önlemek için bir “yol haritası” hazırlamıştır. Buna göre
izlenecek yol şu şekilde belirlenmiştir:
Birinci Aşama: Terör ve şiddet eylemlerine son verilecek, Filistinlilerin durumlarının düzeltilmesine
çalışılacak.
İkinci Aşama: İsrail 1967 sınırları öncesine çekilecek, geçici Filistin Devleti kurulacak.
Üçüncü Aşama: Filistin Devleti’nin sınırlarının belirleneceği nihai bir statü antlaşması imzalanacak.
2003’te taraflara sunulan bu maddelerden de olumlu sonuç çıkmadı. BM Güvenlik Konseyi, İsra-
il’in bu dönemde Gazze Şeridi’ndeki evleri yıkması ve sivil Filistinlileri öldürmesinden dolayı 19 Mayıs
2004’te İsrail’i kınayan (ABD’nin çekimser kaldığı) kararı kabul etti. İsrail’e uluslararası hukukun gözetil-
mesi gerektiğine dair çağrıda bulundu.
ABD’nin girişimiyle Kasım 2007’de iki taraf arasında Annapolis toplantısı yapıldı. Katılımcı sa-
yısının fazlalığıyla dikkat çeken toplantıda iki devletli yapıya dair görüşmeler 2008’de tamamlandı.
Toplantıda altı temel konu (Kudüs, mülteciler, yerleşimciler, sınırlar, güvenlik ve su) çözüme kavuştu-
rulacaktı fakat görüşmeler sonunda hiçbir somut
adım atılamadı.
2009’da 1500 Müslüman’ın öldüğü ve on binler-
cesinin evsiz kaldığı İsrail saldırısı, Gazze halkının
yaşam koşullarını daha da zorlaştırmış ve barışa
vurulmuş en büyük darbe olmuştur. Uluslararası
yardımlar İsrail tarafından engellendiği için Gaz-
ze, dünyanın en büyük açık hapishanesi hâline
dönmüştür. İsrail’in bu uygulamalarına dünyadan
somut bir tepki gelmezken Ocak 2009 Davos Zir-
vesi’nde İsrail, Türkiye’nin tepkisiyle karşılaşmıştır
(Görsel 5.14).
Yaşanan bu tarihsel süreçte Filistin sorununa
her ülke kendi menfaatleri açısından yaklaşmış Görsel 5.14: Davos Zirvesi’nde T.C. Başbakanı
R. Tayyip Erdoğan’ın İsrail’e gösterdiği tepki
ve farklı politikalar ortaya koymuştur. Türkiye,
Orta Doğu barış sürecinin savunucusu olmuş, güvenli ve tanınmış sınırlar içerisinde İsrail ve Filistin’in
yan yana yaşayacakları bir yapıyı desteklemiştir.
ABD, 1948-1976 döneminde uyguladığı İsrail’i destekleyen politikalarını, 1976-2000 yılları arasın-
da da sürdürmüştür. Bunun yanında ABD’nin zaman zaman İsrail’e desteğini azalttığı dönemler de ol-
muştur. ABD, Irak Harekâtı’nda Suudi Arabistan’ın desteğini almak için Suudi Barış Planı’ndan yana
görünmüş ve İsrail’e yönelik eleştirilerini artırmıştır fakat İsrail’in bütün hukuk dışı uygulamalarına karşı
onu siyasi ve askerî (silah satışı) olarak desteklemiştir. 1980 Venedik Bildirisi ile barış görüşmelerin-
237