Page 88 - Tarih
P. 88
11. Sınıf Tarih
Nizam-ı Cedit Ordusu
Avrupalı devletler karşısında alınan yenilgiler ve sürekli karşı karşıya kalınan saldırılar, III. Selim’i öncelikle
askerî reformlar yapmaya zorlamıştır. Bunun için ilk olarak Yeniçeri Ocağı düzenlenmeye çalışılmış ve
ocağın modernleşmesi için çalışmalar yapılmıştır. Fakat III. Selim, bununla yetinmemiş ve yeni bir ordu
oluşturmak istemiştir. Bu nedenle 1792’de Batı tarzında eğitilen ve teçhizatlandırılan Nizam-ı Cedit Ordusu
kurulmuştur. Bu ordunun masraflarını karşılamak için de İrad-ı Cedit denilen yeni bir hazine oluşturulmuş-
tur. İlk başta 2.500 kişilik bir güce sahip olan bu birliğin kadrosu, 1806 yılına gelindiğinde 22 685 asker
ve 1590 subaya yükselmiştir. Bunların yarısı İstanbul’da kalmış ve diğer yarısı ise Anadolu’nun vilayet
merkezlerine dağıtılmıştır. Bu ordunun asker ihtiyacı, Anadolu’daki köylerden temin edilmiş ve askerlik
süresi üç yıl olarak belirlenmiştir.
Nizam-ı Cedit Ordusu, Filistin’i işgal eden Napoleon’u Akkâ’da mağlup ederek en önemli başarısını elde
etmiştir. Bu durumdan cesaret alan III. Selim, vilayetlerde yeni birlikler kurulması için asker toplamaya gi-
rişmiş ancak hem yeniçeriler hem de köylüler buna şiddetli tepki göstermiştir. Baskıların artması üzerine III.
Selim, ordusunun gücünü kullanamadan Nizam-ı Cedit birliklerini 1807 yılında dağıtmak zorunda kalmıştır.
Yeniçeri Ocağı’nın Kaldırılması
II. Mahmud (Görsel 4.4) Dönemi’nde, Alemdar Mustafa Paşa’nın sadrazam-
lığı sırasında Nizam-ı Cedit Ordusu örnek alınarak Sekban-ı Cedit isimli bir
birlik oluşturulmuştur. Ancak kısa süre sonra çıkan isyan sonucu Alemdar
Mustafa Paşa öldürülmüş ve Sekban-ı Cedit birlikleri de dağıtılmıştır. Böylece
yeniçeriler, Osmanlı yönetimi üzerindeki güçlerini bir kez daha artırmıştır. Bu
dönemde adam kayırma ve rüşvet gibi yollarla alınan yeniçerilerin sayısı, bu
sırada kışlalarda bulunan askerlerin sayısından daha fazla hâle gelmiştir.
Yeniçeri Ocağı’ndaki bozulmayı gören padişah ve devlet adam-
ları bozulmayı düzeltmek için tedbirler almak istemiştir. Fakat
yeniçeriler yapılmak istenen düzenlemelere karşı çıkarak bil-
dikleri eğitim düzenini ve kullandıkları silah ve araç-gereçleri
yeni olanlarıyla değiştirmeye yanaşmamıştır. Bunun sonucunda
Yeniçeri Ocağı, yenilik taraftarı padişah ve devlet adamlarına
karşı zaman zaman silahlı mücadeleye girişen bir fitne yuvası
hâline dönmüştür. Görsel 4.4
II. Mahmud
(Topkapı Sarayı Müzesi)
BİLİYOR MUSUNUZ?
Yeniçeriler, başta İstanbul olmak üzere kışlaların bulunduğu yerlerde halktan ve esnaftan haraç almış,
açtıkları kahvehaneler ve benzeri işyerleriyle haksız rekabet sonucu büyük kazanç elde etmişlerdir. Bu
konumlarını kaybetmekten korkan yeniçeriler, başta askerlik olmak üzere devletin kurum ve kuruluşlarında
yapılmak istenen bütün yeniliklere karşı çıkmıştır. Ayrıca Yeniçeri Ocağı, Sırp ve Yunan İsyanlarını bas-
tırmakta da yetersiz kalmıştır. II. Mahmud bu durumun önüne geçmek için 1826’da Yeniçeri Ocağı içinde
Eşkinci adı verilen talimli tüfekçi birliklerin kurulmasını sağlamıştır. Yeniçerilerin ileri gelenleri, yapılan işin
kâfirleri taklit, esas amacın ise Yeniçeri Ocağı’nın yok edilmesi olduğunu savunmuştur. Sonunda Eşkinci
birliği aleyhinde yapılan tahrikler etkisini göstermiş ve yeniçeriler 1826’da isyan etmiştir.
Hem halkın hem de ulemanın desteğini alan II. Mahmud, yeniçeri kışlalarını topa tutarak ortadan kaldır-
mıştır. Osmanlı tarihine “Vaka-i Hayriye” olarak geçen Yeniçeri Ocağı’nın kapatılması, Osmanlı Devleti’nde
ordu ve devlet teşkilatındaki modernleşmenin asıl başlangıcı kabul edilmiştir.
Bu ocağın yerine Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye adıyla talimli ve düzenli yeni bir ordu kurulmuştur.
87