Page 90 - Tarih
P. 90
11. Sınıf Tarih
4.3. XIX. YÜZYILDA SOSYAL HAYATTAKİ DEĞİŞİMLER
Nüfus ve Nüfuz
Avrupa’da XVI. yüzyılda gelişen ve XIX. yüzyıla kadar etkili olan merkantilist ekonomi anlayışı, güçlü ve
zengin bir devlet için nüfus artışını desteklemiştir. Merkantilistler, ülkedeki nüfus artışıyla üretimin de ar-
tırılacağını ve bu durumun hazineye gelir olarak yansıyacağına inanmıştır. Bu düşüncenin ürünü olarak
özellikle XVIII. yüzyılda Avrupa’da yaşanan nüfus artışı üretimi ve ticareti artırmıştır.
XIX. yüzyıldan itibaren nüfus, ulus devletler tarafından da zenginliği artıran bir araç olarak görülmüştür.
Avrupalı devletler, sosyo-ekonomik durumlarını güçlendirmek için nüfustan faydalanmak istemiştir.
Osmanlı Nüfus Politikaları
Osmanlı Devleti; Klasik Dönem’de nüfusu, asker ve vergi kaynağı olarak
görmüş ve fethettiği toprakları imar etmek için kullanmıştır. XIX. yüzyılda
ise Osmanlılarda, Avrupa’daki bürokratik devlet ve nüfus teorilerinin et-
kisiyle nüfus sayımları yapılmaya başlanmış ve nüfus hizmetlerine dair
teşkilatlar kurulmuştur. Nüfus artışıyla ticaret, sanayi, tarım ve askerî
bakımdan güçlü bir Osmanlı Devleti oluşturulacağına vurgu yapılmıştır.
Bu doğrultuda nüfusun artışının doğal kaynağı olarak görülen evliliklerin
önündeki en önemli engel olan masrafların azaltılması için taşra idaresi
ve ileri gelenlerine emirler gönderilmiş ve müfettişlerle ebeveynler ikna
edilmeye çalışılmıştır.
İbrahim Serbestoğlu, “19. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nde Nüfus Algısı-
nın Değişimi ve Nüfusu Artırma Çabasında Müfettişlerin Rolü”, YORUMLAYALIM
s.259-261’den düzenlenmiştir.
XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin, nüfusu artırmak istemesinin
sebepleri neler olabilir?
Ulaşım ve Haberleşme
Sanayi Devrimi ile birlikte Avrupalı devletler yüksek kapasiteli, ucuz maliyetli ve güvenli bir taşıma sis-
temine ihtiyaç duymuştur. Bu nedenle XVIII. yüzyılın ortalarından itibaren Avrupa’da yol ve kanal inşası
gelişmiştir. Yapılan bu yollar ve kanallar sayesinde hem insanlar hem de ürünler daha süratli ve daha
ucuza taşınmıştır.
XIX. yüzyılda kapitalist devletler, hammadde ve pazarlara kolay ulaşabilmek için yeni bir ulaştırma aracı
olan treni icat etmiştir. Avrupa’da ilk başarılı demiryolu 1830’da İngiltere’de açılmış ve kısa sürede bu
ülkenin önemli şehirleri demiryoluyla birbirine bağlanmıştır. 1870’lere gelindiğinde Batı Avrupa, oldukça
sık bir demiryolu ağı ile kaplanmıştır. Zamanla bu yeni teknolojinin emniyeti artırılmış, sürati ve taşıma
kapasitesi yükseltilmiştir. Limanlar; demiryolu ile iç bölgelere bağlanarak buğday, kömür, demir gibi ağır
ve hacimli mallar daha ucuz ve daha hızlı bir şekilde taşınmıştır.
Avrupa’da sanayileşme ve kapitalizm süreçleriyle birlikte insanlar, fab-
rikalara ve kentlere akın etmiştir. Bu nüfus hareketleri sonucunda XVIII.
yüzyılın ikinci yarısından itibaren devletler, nüfuslarını tam olarak tespit
BİLİYOR MUSUNUZ? etmek amacıyla nüfus sayımları yapma ihtiyacı duymuştur.
89