Page 99 - Tarih
P. 99
Tarih 11. Sınıf
İngiliz elçisi, ıslahat programının Paris Barış Antlaşması’nda
yer almasını ve Avrupalı devletlerin garantisi altında olmasını
istemiştir. Osmanlı Devleti bunu hükümranlık haklarına aykırı
sayarak kesinlikle reddetmiştir. Bunun üzerine ıslahat programı,
gayrimüslimlere padişahın kendi arzusu ile ayrıcalıklar verdiği
BİLİYOR MUSUNUZ? zannını uyandırmak için bir ferman şeklinde ilan edilmiştir.
Islahat Fermanı’nın Devlet Yönetimine Etkileri
Islahat Fermanı’nın amacı Müslümanlar ile gayrimüslimlerin haklarını eşit hâle getirerek bütün toplulukları
ırk, din, dil ayrımı gözetmeksizin kaynaştırmak ve böylece bir Osmanlı toplumu meydana getirmektir. An-
cak Ferman, gayrimüslimlerin ayrıcalıklarını genişletmiş, Müslümanlar için ise yeni haklar getirmemiştir.
Bu fermanla gayrimüslimler üzerindeki nüfuzlarını artıran Avrupalı devletler; Osmanlı topraklarında siyasi,
ekonomik, hukuki ve kültürel alanlarda yeni hak ve çıkarlar sağlamıştır.
Islahat Fermanı, Müslümanlar tarafından olumlu karşılanmadığı gibi kendilerine birtakım haklar tanınan
gayrimüslimler tarafından da olumsuz karşılanmıştır. Örneğin fermandan önce devlet katında üstün sa-
yılan Rumlar, Islahat Fermanı’yla diğer gayrimüslimlerle eşit hâle geldikleri için fermana karşı çıkmıştır.
Osmanlı Devleti’nde yaşayan gayrimüslimlerin ruhban sınıfı ise kendi egemen konumu sarsıldığı için
fermana tepki göstermiştir.
Meşrutiyet yönetimi, padişahın yetkilerinin yasalarla sınırlandırılmasıdır.
1876’da Kanun-ı Esasi’nin ilanından, II. Abdülhamid’in meclisi tatil edip
Kanun-ı Esasi’yi askıya aldığı 1878 yılına kadar geçen dönem Osmanlı
BİLİYOR MUSUNUZ? tarihinde I. Meşrutiyet Dönemi olarak anılır.
Kanun-ı Esasi
Osmanlı Devleti’nde padişahlar ve devlet adamları, devletin zayıflamasını engellemek amacıyla çeşitli
dönemlerde pek çok yenilik yapmıştır. Bu yenilik hareketleri, Tanzimat Dönemi’nde hız kazanmış fakat
devletin gerilemesine engel olamamıştır. Avrupa’da 1830 ve 1848 İhtilalleriyle mutlak monarşilerin yerini
anayasal monarşilerin alması, bazı Osmanlı aydınlarında Osmanlı Devleti’nin de bu yönetime geçmesinin
gerekli olduğu fikrini doğurmuştur.
1876’da Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu iç ve dış sorunlar, bir anayasanın ilanını zorunlu kılmıştır.
II. Abdülhamid, bu iş için Mithat Paşa başkanlığında bir komisyon kurulmasına izin vermiştir. Bu komisyon
Fransa, Belçika ve Prusya anayasalarından esinlenerek bir anayasa metni hazırlamış ve padişahın da
katkılarıyla 119 maddelik Kanun-ı Esasi ortaya çıkmıştır.
Balkanlar’da yaşanan bunalıma bir çözüm yolu bulmak için Avrupalı devletler ve Osmanlı temsilcilerinin katılımıyla
Tersane Konferansı toplanmıştır. Osmanlı Devleti, Tersane Konferansı’nın yapıldığı sırada 23 Aralık 1876
günü törenle Kanun-ı Esasi’yi ilan etmiştir.
Kanun-ı Esasi’ye göre Osmanlı Genel Meclisi, üyelerini halkın seçtiği
Mebusan Meclisi ve padişahın seçtiği Âyan Meclisi olmak üzere iki
meclisten oluşmuştur. 19 Mart 1877’de ilk Osmanlı Meclis-i Mebusan’ı
BİLİYOR MUSUNUZ? padişahın da katıldığı büyük bir törenle Dolmabahçe Sarayı’nda açılmıştır.
98