Page 174 - Türk Dili ve Edebiyatı
P. 174
12 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
Hazırlık
1. Albert Einstein’ın (Albert Aynştayn) “Bir ön yargıyı parçalamak, atomu parçalamaktan zordur.” sözüyle ilgili
düşüncelerinizi sınıfta paylaşınız.
2. Bir romanın evrensellik özelliği taşıması sizce nelere bağlıdır? Düşüncelerinizi sözlü olarak ifade ediniz.
BÜLBÜLÜ ÖLDÜRMEK 4. Metin
4. Metin
Romandaki olaylar 1930’lu yıllarda Amerika’nın güneyinde yer alan Maycomb (Meykom) kasabasında
geçmektedir. Baroya kabul edilen Atticus Finch (Atikıs Finç) adlı avukat, Maycomb’a yerleşerek mesleği-
ni burada sürdürür. Atticus; idealist, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anlayışa sahip bir avukattır. Sekiz yaşındaki
kızı Scout (Skaut) ve on iki yaşındaki oğlu Jem’i (Cem) de bu şekilde yetiştirmeye çalışır. Atticus; çocuklarla
oyun oynar, onlara kitap okur, onlara kibar ve tarafsız davranır. Küçük yaşlarda annelerini kaybeden çocuk-
lara Calpurnia (Kalpurnia) adındaki bir siyahi kadın bakar. Calpurnia, Jem doğduğu günden beri o evdedir
ve çocuklarla Calpurnia arasında ne zaman bir sorun çıksa Atticus hep Calpurnia’dan yana olur. Calpurnia
artık ailenin bir parçasıdır. Jem ve Scout’un yaz tatillerinde sürekli görüştüğü Dill (Diyıl) adlı bir de siyahi ar-
kadaşları vardır. Jem, Dill ve Scout beraber öcü diye adlandırdıkları ve evinin önünden geçmeye bile kork-
tukları Boo Radley’in (Bu Radliy) avlusuna girmeye çalışır ve hep onunla ilgili söylentilerden bahsederler.
Siyahilere ön yargıyla bakılan bu dönemde 25 yaşında, evli ve üç çocuk babası olan Tom Robinson (Tom
Rabinsın) adındaki siyahiye beyaz bir kıza saldırdığı yönünde bir iftira atılır. Bu olay üzerine açılan davada
Tom Robinson’ın avukatlığını Atticus Finch üstlenir. Kasaba halkı bir siyahiyi savunmasından dolayı Avukat
Atticus ve çocukları Scout ve Jem’e tepki gösterir. Kasaba halkının düşmanca tavırlarına maruz kalan Atti-
cus bunları pek önemsemez ve ideallerinden, bu davayla ilgili sağlam duruşundan vazgeçmez. Atticus; ço-
cuklarından, bu konuyla ilgili ne söylenirse söylensin, tahriklere kapılmamalarını ister ve bu yönde çocuk-
larını eğitmeye çalışır.
Roman boyunca o dönemin Amerika’sındaki sosyal yaşamdan parçalara da yer verilmektedir. Romanda
yaşananlar avukatın kızı olan Scout’un gözüyle anlatılır.
Aşağıda romanın Atticus’un kişilik özelliklerini ve bir bülbülün neden öldürülmemesi gerektiğini
anlatan bölümünü okuyacaksınız.
Atticus güçlü kuvvetli değildi: neredeyse elli yaşındaydı. Jem’le ikimiz ona neden bu kadar yaşlı olduğu-
nu sorduğumuzda geç başladığını söylerdi, adam gibi bir adam olması ve yeteneği buradan geliyor demek
ki, diye düşündük. Okuldaki arkadaşlarımızın babalarından çok daha yaşlıydı, sınıf arkadaşlarımız, “Benim
babam…” diye söze başladıklarında Jem’le ikimizin söyleyebileceği bir şey yoktu.
Jem futbol delisiydi. Atticus hiçbir zaman top kapmaca oynayamayacak kadar yorgun olmazdı ama Jem
topu onun elinden çalmaya çalışınca, “Bunun için çok yaşlıyım, oğlum,” derdi.
Babamız hiçbir şey yapmıyordu. Bir markette değil bir büroda çalışıyordu. Damperli kamyon sürücülüğü
yapmıyordu, şerif değildi, çiftçilikle ilgisi yoktu, bir araba tamirhanesinde çalışmıyordu ya da hiç kimsenin
hayranlığını kazanma olasılığı bulunan bir işi yoktu.
172