Page 20 - Fen Lisesi Biyoloji 10 | 2.Ünite
P. 20

Bunları Biliyor musunuz?
                          Orak hücreli anemi, çoğunlukla Akdeniz ve Afrika ülkelerinde görülmektedir. Ülkemizde de görülen
                     bu rahatsızlıkta disk şeklinde olması gereken alyuvar hücreleri orak şeklini alır. Bunun sebebi,  hemog-
                     lobinin yapısındaki altı numaralı aminoasitte meydana gelen kalıtsal bir bozukluktur. Orak şeklini almış
                     alyuvarlar, kan damarlarının içinde kristalleşerek birikir ve tıkanmalara sebep olur. Tıkanan kan damar-
                     larından dokulara ve organlara yeterli kan aktarılamaz. Meydana gelen dolaşım bozukluğu sonucunda
                     hücre ve doku ölümleri, iskelet sisteminde bozukluklar, hâlsizlik, çeşitli enfeksiyonlar ve buna bağlı yüksek
                     ateş görülür. Ayrıca karaciğer de işlevlerini kaybederek sarılık hastalığının ortaya çıkmasına neden olur.




                     Ana Düşünce

                      •  Kalıtımın temel ilkelerini, Mendel’in bezelyeler üzerinde yaptığı çalışmaların sonucu oluşturur.
                      •  Canlılarda karakterlerin oluşumundan kromozomlar üzerindeki aleller sorumludur.
                      •  Çaprazlama, iki farklı bireyden gelen üreme hücrelerinin birleşmesidir.
                      •  Karakterlerin oluşumunda bazı aleller aynı, bazı aleller farklı derecede etkilidir.




                     Okuma Metni


                                                       UZUN YAŞAMANIN SIRRI
                          Uzmanlar ailede 100 yaş ve üzeri birey sayısı ne kadar fazla ise ailedeki diğer bireylerin de uzun
                     yaşamaya genetik yatkınlığının o kadar fazla olduğunu vurguluyor. ABD ve İngiltere’de gerçekleştirilen
                     çalışmalar asırlık insanların kardeşlerinin de 90 yıl ve daha uzun süre yaşadığını, ayrıca asırlık insanların
                     yaklaşık %90’ının hiçbir hastalığı olmadan 93 yaşına ulaştığını gösteriyor. Peki, hangi genetik ve biyo-
                     kimyasal etkenler uzun yaşamayı mümkün kılıyor?
                          Uzmanlar, uzun ve sağlıklı yaşamaya katkısı olduğunu düşündükleri 150 gen parçası varyasyonu
                     tespit etmiş. Gen parçalarında meydana gelen varyasyonların bazı hastalıklarla ilgili olumsuz etken-
                     leri baskıladığı tahmin ediliyor. Genlerinde bu varyasyonlar bulunan kişilerin 100 yıl ve daha üzerinde
                     yaşam sürdürdüğü belirtiliyor. Özellikle uzun yaşam geni olarak bilinen FOXO3A genindeki varyasyon,
                     100 yaş üzeri kişilerdeki gen analizinde sıklıkla belirlenmiş. Kişilerde bu gen varyasyonlarının bulunup
                     bulunmadığı kan örneği analiziyle %77’lik doğruluk payıyla tespit edilebiliyor. Boston Üniversitesinden
                     araştırmacılar, uzun ömürlü (95-119) 1055 kişi ile ve 1267 kişilik kontrol grubuyla (95 yaş altı) yaptıkları
                     çalışmada her yedi kişiden birinde yani toplumun %15’inde bu varyasyonların bulunabileceğini ortaya
                     çıkardı fakat istatistiksel hesaplamalar bu oranın sadece %1 olduğunu gösteriyor. Muhtemelen alkol ve
                     sigara alışkanlığı, stres, olumsuz hayat şartları, az uyuma, hareketsizlik, kötü beslenme alışkanlığı, has-
                     talıklar, kazalar ve savaşlar nedeniyle erken yaşlarda ölen insanların arasında bu gen varyasyonlarını
                     taşıyan bireyler eğer yaşasaydı 100 yaşını görebilecek olanlar vardı. Ayrıca asırlık insanlarda, kromo-
                     zomların sağlam yapılı olmasını sağlayan ve hücrelerin yaşlanmasını engelleyen telomeraz enziminin
                     farklı bir tipinin bulunduğu belirlenmiş.
                          Bilimsel çalışmaların sonuçları, uzun yaşamanın genetik ve çevresel faktörlere bağlı olduğunu be-
                     lirtiyor. Ancak tek yumurta ikizleriyle yapılan çalışmalar, genlerin uzun ömürlü olmaktaki payının sade-
                     ce %20-30 civarında olduğunu gösteriyor. Böylece uzun ve sağlıklı yaşamdaki en büyük etkenin % 80’lik
                     katkı payıyla çevresel koşullar olduğunu anlıyoruz. 1800’lü yıllarda birçok ülkede, ortalama insan ömrü
                     44 yıl iken günümüzde çevresel şartların iyileştirilmesi ile bu rakam 80’e kadar çıkmış durumda. İnsan
                     hücreleri kendini kopyalayarak yenilenir. Her kopyalama sırasında kromozomların ucunda bulunan te-
                     lomerler bir miktar kısalır. Telomerlerin kısalması da yaşlanma anlamına gelir. Çevresel faktörler telo-
                     merlerin kısalmasını yani yaşlanmayı hızlandırabilir. Örneğin soluduğumuz kirli hava ve sigara içmek
                     akciğer hücrelerinin tahribatına sebep olur. Zarar gören hücreler, kendini zamanından önce kopyala-
                     yarak yenilemeye çalışır. İşte bu zamanından önce gerçekleşen yenilenmeler, telomerlerin normalden
                     daha çabuk kısalmasına ve daha çabuk yaşlanmaya sebep olur.
                          Sonuç olarak çevresel koşullar, hayat tarzı ya da beslenme alışkanlıkları erken yaşlarda ne kadar
                     iyileştirilirse insanların gelecekte de o kadar uzun, huzurlu ve sağlıklı bir hayat yaşayacağı kesin.

                                                                         Bilim ve Teknik Dergisi, 2017, Sayı: 595.
                                                                                           (Düzenlenmiştir.)





            70
   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25