Page 11 - Fen Lisesi Kimya 9 | 1. Ünite
P. 11

KİMYA BİLİMİ


               Ebubekir er-Razi (865-925)
                  Orta Çağ’ın önemli İslam bilginidir (Resim 1.20). Ebubekir er-Razi’nin
               en önemli özelliği, kimya alanındaki tecrübesini ve bilgilerini tıp alanın-
               da kullanması olmuştur. Büyük hekim ve simyacı olup ilk kez çiçek ve
               kızamık hastalıklarının tedavisini sağlamış, tıpta uygulamıştır. Kimyasal
               maddeleri metalik, bitkisel ve hayvansal şeklinde sınıflandırmıştır.
                  Soda ve potas arasındaki farkı ortaya koymuş, klorür asidi ile nitrat
               asidinin elde edilmesi için reçeteler vermiştir.
                  Damıtılmış şap suyu (ruhülzaç) adını verdiği sülfat asidini, karıncaları
               damıtıp formik asidi (karınca asidi, HCOOH) ilk kez elde etmiştir. Bunların
               yanı sıra kostik sodayı (NaOH) ve gliserini bulmuştur. Er-Razi birçok kim-
               yasal maddeyi, minerali, aygıtları bilim dünyasına kazandırmıştır. Beher,
               balon, ufak şişe, kristallendirme çanağı, cam kap, toprak kap, kandil, eğe,
               törpü, makas, spatula, çekiç, kepçe, maşa, kıl ve keten süzgeç gibi birçok   Resim 1.20: Ebubekir er-Razi
               araç-gereç kullanmıştır.                                              (Temsilî)
                  Er-Razi yalnız büyük bir hekim değil, aynı zamanda ilk gerçek kim-
               yacılardan  biriydi.  Deneysel  yöntemlerle  kimyayı  sapkınlıklardan,  altın
               yapma  iddiasında  bulunan  simyacılardan,  şarlatanlıklardan  arındırmış;
               kimyaya doğa bilimleri arasında, elementler ve onların bileşimleri ile uğ-
               raşan bir bilim kimliği kazandırmıştır.






               Robert Boyle (1626-1691)
                  Simya, 1661’de İngiliz bilgini Robert Boyle (Rabırt Boyl) Kuşkucu Kim-
               yager (The Sceptical Chymist) adlı ünlü yapıtını yayımlayarak Aristocula-
               rın görüşünü yeniden düzenlemesine kadar gelişti.
                  Boyle,  kimyasal  elementleri  maddenin  parçalanamayan  yapı  taşları
               olarak tanımlamıştır (Resim 1.21). İlk kez kimyasal bileşiklerle basit karı-
               şımlar arasında ayrım yapmış; kimyasal birleşmede özelliklerin tümüyle
               değiştiğini, basit karışımlarda ise böyle değişimler olmadığını söylemiştir.
               Gazlar üzerinde deneyler yürütmüş, ilk kez element ve bileşiklerin doğru
               tanımını yapmıştır. Buna göre element bir özellik değil, kendinden başka
               elementlere ayrılamayan bir maddedir. Tüm bileşikler, elementlerin birleş-
               mesinden oluşurlar.  Boyle’un element tanımındaki eksiklik sodyum hid-
               roksit (NaOH), kireç (CaO) ve su (H O) gibi ısı ile zor ayrışan maddeleri   Resim 1.21: Robert Boyle
                                               2                                      (Temsilî)
               element kabul etmesidir.
                  Robert Boyle’un bu yanlışını A. L. Lavoisier yaptığı deneysel çalışma-
               larla düzeltmiştir. İnsanlar ateşi keşfettikten sonra maddelerin nasıl yan-
               dığını merak etmişler fakat yanma olayını uzun süre açıklayamamışlardır.
               18. yüzyılda Alman simyacı Johann Joachim Becher ve öğrencisi Georg
               Ernest Stahl, yanma olayında kaybolan maddeyi Aristo’nun Dört Element
               Kuramı’ndaki Ateş elementi olarak tanımlamışlardır. Bunun sonucu ola-
               rak yanma olayını açıklayabilmek için Filojiston (ateş ruhu) Kuramı’nı or-
               taya koydular. Filojiston Kuramı’na göre maddeler yanıcı, yanıcı olmayan
               ve filojistondan oluşuyordu. Yanma sırasında filojiston maddeden ayrılı-
               yordu. Bu nedenle filojiston içeren maddeler yanıyor, içermeyenler yan-
               mıyordu. Filojiston; maddenin ruhu olduğundan yanma olayında madde
               ölüyor ruhu ayrılıyordu. Buna göre metal oksitler birer element, metaller
               ise kül ve filojistondan oluşan bileşiklerdir. Kimya bilimine göre yanma
               olayı maddelerin havadaki oksijen ile tepkimesidir. Bu kuram yanlış olsa
               da Kimya biliminin gelişmesine büyük katkı sağlamıştır. Carl W. Schee-
               le (Karl W. Siyle) ve Joseph Priestley (Cosıf Frıstlıy) yaptıkları deneysel
               çalışmalarda klor, metan, hidrojen, karbon dioksit ve en önemlisi yanma-
               yı gerçekleştiren oksijen gazlarını keşfederek Filojiston Kuramı'nı çürüt-
               müşlerdir. Oksijen gazını ilk olarak Scheele keşfeder fakat kendisi oksijen   Resim 1.22: Joseph Priestley
               gazının keşfini paylaşmadığından dolayı oksijenin keşfi Priestley’e (Re-
               sim 1.22) mal edilmiştir.


         22                                                                                                       23
   6   7   8   9   10   11   12   13   14   15   16