Page 66 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kazanım Kavrama Etkinlikleri
P. 66

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü                         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11


                                                 CEVAP ANAHTARI
             8.  Yazar kendisi de bir okur olarak diğer yazarların okuyucuya reh-  tanesi ağzını kapadığı zaman üst dudağını hafifçe şişirecek de-
                berlik etmesini istemektedir ve bu düşüncesine Oruç Aroba’yı   recede büyüktü. Yüzünün en göze çarpan yeri geniş ve zeki alnı-
                örnek vermektedir.   Metindeki “Düşünce ile duyarlılık, ancak iyi   nın altındaki hafifçe çatık ince kaşlarıydı. Konuşurken bu kaşlar
                bir yazarda buluşursa beğenilir. Bu kıvamı Aruoba başarmıştır.   büyük bir süratle hareket ediyor teessür ve infiallerinin cinsine
                Çok katmanlı yazarın okur kitlesi değişiktir, üstten bakmayan,   göre çehresindeki mânayı değiştiriyordu.”
                bilginiz/birikiminiz kadar tat alırsınız ama hangi düzeyde olur-
                sanız olun alırsınız.” cümlelerinde yazarın okuyucuya olan tavrı   8.  Davranışlarını ve karakterini göz önünde bulundurduğumda
                net olarak görülmektedir.                     Zehra’nın  adalet, sorumluluk, yardımseverlik gibi insani değer-
                                                              lere sahip olduğunu görmekteyim.
             9.  Yazarın zihnindeki klasik sorular muhtemelen şunlar olabilir:
                Bu kitap okumaya değer mi?                  9.  Zehra’nın görev ve sorumluluklarını bilen bir insan olduğu ve
                Bu kitap, benim düşünce dünyama ne katacak?   toplumda böyle kişilerin çoğalması arzusunu dile getirmektedir.
                Buradan okuduklarımı anlayabilecek miyim?  10. Toplumda işini düzgün yapan, dürüst olan, haksızlığa razı olma-
                Kitap, ele aldığı konu itibariyle bana gerekli rehberliği yapabi-  yan, bilime önem veren, yanlış inanışlara değer vermeyen, fe-
                lecek mi?                                     dakâr olan insanların sevilmeyeceğine dair oluşan yanlış algıya
                                                              yönelik bir eleştiridir.
             10.  Oruç Aruoba felsefenin anlaşılması zor, soyut problemlerini an-  11. “Binanın sağ tarafında büyük bir kestane ağacının altına ar-
                laşılır, somut bir hâle getirdiği için metnin yazarı, Aruoba’yı bir   mut biçiminde bir havuz yaptırmış,  kenarını çiçek saksılarıyla
                labirentten çıkışa götüren rehber olarak görmektedir.  süslemişti.” cümlesinde tamlayan eksikliğinde kaynaklanan bir
                                                              anlatım bozukluğu vardır. Cümle “Binanın sağ tarafında büyük
             Etkinlik No.:3                                   bir kestane ağacının altına armut biçiminde bir havuz yaptırmış,
                                                              havuzun kenarını çiçek saksılarıyla süslemişti.” şeklinde yazılır-
             1.  Olası Kelimeler:                             sa anlatım yönünden doğru olacaktır.
                mebus: Milletvekili.
                alil: Hastalıklı, sakat.                   12. “Zehra’nın ruhunu ve çocuklara verdiği terbiyenin cinsini gös-
                                                              termek için bunlardan iyi misal olamaz. Bahçede ne kadar sakat,
                darülmullimat: Öğretmen okulu.                cılız, çarpık ağaç varsa sökmüş; bütün emeğini kuvvetli ve güzel
                meyus: Yorgun.                                olanlara sarf etmiştir.”
                cihet: Yön, yan, taraf.
                                                            Etkinlik No.:4
             2.  Romanın adından da anlaşılacağı gibi romanın tematik yönü
                “acıma” duygusu üzerine oluşturulmuştur. “Acımak” romanının   1.  Bu bölümda hastalık ve sağlık çatışması vardır. Anlatıcının mua-
                ana düşüncesi, acımasızlığın insani olmadığı, katı kurallar ve   yene sırasındaki iç çatışması, yalnızlığın verdiği sıkıntıyı dile ge-
                prensipler uğruna acıma duygusunun yok edilmemesi gerektiğidir.  tirir. “Yalnız başıma demir parmaklıklı kapıdan içeriye girerdim,
                                                              dokuzuncu  hariciye koğuşuna doğru ağaçların  bile sıhhatine
                Konusu, küçük yaşta yaşadığı kötü olaylardan dolayı acıma   imrenerek yürürdüm.” cümlesinden de anlaşıldığı üzere hasta-
                duygusu olmayan bir öğretmenin, babasının ölümünden sonra   lık-sağlık çatışması kurgulanmış.
                onun günlüğünü okuyarak geçmişteki gerçekleri öğrenmesi ve
                merhamet duygusuyla tanışmasıdır.           2.  “Hastahane, doktor, muayene, eter, muayene odası, operatör, gaz
                                                              bezi, ameliyat, fistül, ifrazat” vb. çatışma ile ilişkili kelimelerdir.
             3.  Tevfik Hayri Bey, Zehra’nın acıma duygusundan yoksun olması
                dışında her yönüyle mükemmel bir insan olduğunu düşünürken   3.  Kahraman, çektiği acılar ve yalnızlık nedeniyle erken olgunlaş-
                Şerif Halil Bey, Zehra’yı görmeden önce Zehra’nın mutlaka zaaf-  mış, kendi sorunlarıyla mücadele eden iç dünyası zenginleşmiş
                larının olabileceğini düşünmektedir.          bir karakterdir. Fiziksel sıkıntıların verdiği ruhsal yoğunluk
             4.  Romandaki olay örgüsünün ilk halkası, Şerif Halil Bey ile Maarif   nedeniyle tabiata daha çok ilgi gösterir. Çevremizde sorunları
                                                              nedeniyle içine kapanmış kişilere rastlamamız mümkündür. Be-
                Müdürü Tevfik Hayri Bey’in konuşmaları ile başlar ve Zehra’nın
                hasta babasını görmek üzere İstanbul’a doğru yola çıkışı ile sona erer.  lirlenen karakter gerçekçidir.
                                                            4.  “Kenar mahalleler. Birbirine ufunetli adaleler gibi geçmiş, yas-
             5.  Zehra’nın iyi niyetli ama acımasız bir ruh durumuna sahip ol-  lanmış tahta evler. Her yağmurda, her küçük fırtınada sancıla-
                masıyla sürekli çatık kaşlı olması arasında bir ilişki kurulabilir.   nan ve biraz daha eğrilip büğrülen bu evlerin önünden her ge-
                Özellikle üzüntü ve içerlemelerinde bu daha belirgin hâlde or-  çişimde, çoğunun ayrı ayrı maceralarını takip ederdim. Kiminin
                taya çıkmaktadır.                             kaplamaları biraz daha kararmıştır, kiminin şahnişini biraz daha
             6.  Zehra’nın ruh durumuyla alakalı olan en belirgin mekân okul   yumrulmuştur, kimi biraz daha öne eğilmiş, kimi biraz daha çö-
                bahçesidir. Zehra, öğrencilerinden iyi olanları, kurallara uyanla-  melmiştir; ve hepsi hastadır, onları seviyorum; çünkü onlarda
                rı, görev ve sorumluluklarını yerine getirenleri çok sevmektedir.   kendimi buluyorum; ve hepsi iki üç senede bir ameliyat olma-
                Öğrencilere bakış açısı bu şekildedir. Aynı bakış açısını bulun-  dıkça yaşayamazlar, onları çok seviyorum; ve hepsi, rüzgârdan
                duğu  mekânın  özelliklerine  de  yansıtmaktadır.  Bahçede  zayıf,   sancılandıkça ne kadar inilderler ve içlerinde ne aziz şeyler sak-
                çarpık ağaç varsa onları söküp atmıştır. Tüm enerjisini bahçede-  larlar, onları çok.. çok seviyorum.”
                ki kuvvetli ve güzel ağaçlara sarf etmiştir.  Yukarıdaki bölümde kahraman ile mekân arasında bir ilişki ku-
                                                              rulmuştur. Böyle bir ilişkinin kurulması, karakterin kişilik özel-
             7.  Aşağıdaki paragraf, metinde kullanılan betimleyici anlatıma ve-  liklerini daha derinden anlamamıza dolayısıyla kurmaca olan
                rilebilecek örneklerdendir:                   bir karakterin çok boyutlu görünmesine yardımcı olmaktadır.
                “Zehra otuz yaşlarında vardı. Ufak tefekti. Fakat kuvvetli bir ira-
                de sahibi olduğu ve etrafındakilere çok tatlı muamele etmekle   5.  Kahramanımız hasta olduğu için olayların bir kısmı hastanede
                beraber emretmeyi de bildiği anlaşılıyordu. Güzel değil donuk   geçiyor. Kahraman daha sonra ruhsal çöküntü ile tabiata açılı-
                esmer bir çehresi irice bir burnu çıkık elmacık kemikleri kuv-  yor. Kahraman ve annesi yoksul ve yalnız oldukları için olaylar
                vetli bir çenesi vardı. Dişleri bembeyaz ve sağlamdı. Yalnız iki   kenar mahallenin gerçekliği içinde yansıtılmış.


                                                                                                    65
   61   62   63   64   65   66   67   68   69   70   71