Page 251 - Dört Dörtlük Konu Pekiştirme Testi - TYT FELSEFE
P. 251

ÇÖZÜMLÜ SORULAR                  20. Yüzyıl Felsefesi ve Ana Akımlar                    FELSEFE



        5.   İnsan olmanın onurlu duruşu, insanın kendini belirle-  6.   S. Kierkegaard'la başladığı düşünülen varoluşçu felse-
            yebilmesindedir. Kendi kaderini kendisinin tayin ede-  fe, insanın birey ya da kişi olduğunu öne sürerek, bi-
            bilmesindedir. Birçok insana, pratikte, aksi daha kolay   reyin “varoluşa sahip bir varlık” olduğunu kabul eder.
            ve  konforlu  gelebilir.  Çünkü  sorumluluk  almak  çoğu   Nitekim S. Kierkegaard için varoluş, aşkınlığa yönelen,
            zaman  düşündürür  ve  korkutur  bizleri.  Ama  insanlık   kasvetli bir gerilim anlamı taşır ve kaygıda, boğuntu ile
            tarihine  baktığımızda,  geçmiş  deneyimleri  değerlen-  yaşanan an birbirine karışır. Varoluşu soyut düşüncede
            dirdiğimizde,  hatta  gelecekten  beklentilerimizi  fark   değil de yaşanan anda, süreksiz olanda kavrayabilece-
            ettiğimizde bile yaşam seyrinde direksiyonda olmanın   ğimizi öne süren bu görüş, dolayısıyla, insanı önce bir
            benlik saygımız için de uzun vadede kârlı çıkmamız   varlık olarak ele alan, insanı tanımlarken varlıktan yola
            için de zorunlu olduğunu fark ederiz. Bunu bir tercih   çıkan geleneksel felsefenin tersine, insanı yine insanın
            gibi  sunduğuma  bakmayın,  varoluşçulara  sorsanız   varoluşunun kendisinden hareketle tanımlar.
            size başka şansınızın olmadığını söylerler.
                                                               Bu parça aşağıdaki görüşlerden hangisine ilişkindir?
            Buna göre aşağıdakilerden hangisi varoluşçu fel-
                                                               A)  Diyalektik materyalizm
            sefeyle çelişen bir yargıdır?
                                                               B)  Mantıkçı pozitivizm
            A)  Bilinçli varlık her zaman tercih yapmak zorundadır.
                                                               C)  Egzistansiyalizm
            B)  İnsanın, eylemlerinin sonuçlarını üstlenmesi gerekir.
                                                               D)  Fenomenoloji
            C)  İnsanı diğer varlıklardan farklı kılan iradesi ve bilincidir.
                                                               E)  Yeni ontoloji
            D)  Hakikat bireysel deneyimi aşan bir niteliktedir.   Çözüm:
            E)  İnsan özünü kendi seçimleri ile sonradan oluşturur.
                                                               S. Kierkegaard’ın öncüsü olduğu ve bireyin öznel varo-
                                                               luşunun felsefenin merkezine yerleşmesi gerektiğini sa-
                                                               vunan görüş  egzistansiyalizmdir. O güne kadar yapılan
            Çözüm:                                             soyut ve metafiziksel felsefeyi reddeden Kierkegaard,
                                                               yaşamı, anlam ve amacını kaygı ve boğuntuyla yaşa-
            Varoluşçuluk ile ilgili bir parça verilmiş, soruda bizden   nan anlarda bulmaya yönelir. Daha sonra A. Camus,
            varoluşçu felsefeye uygun olmayan seçeneği bulmamız   M. Heidegger, J. P. Sartre gibi isimlerle popüler olan
            istenmiştir. Seçeneklere bakalım:                  bu görüşe göre insanda varoluş özünden önce gelir ve
                                                               insan, yapıp etmeleriyle kendi kendisini yaratabilen bir
            A)  Varoluşçuluk için doğru bir yargıdır. Bu yargı par-
                                                               varlıktır. Dolayısıyla cevap C seçeneğidir.
            çada  “yaşam  seyrinde  direksiyonda  olmanın  zorunlu
            olduğunu fark ederiz” ifadesi ile desteklenmiştir.  Diğer seçeneklere baktığımızda:
            B)  Parçada  da  belirtildiği  gibi  sorumluluk  almak  za-  A)  Diyalektik  materyalizm,  maddi  ya  da  cisimsel  bir
            man  zaman  insanı  korkutsa  da  varoluşçuluğa  göre   yapıda  olan  varlığın  diyalektik  süreçlerden  geçerek
            insan seçim yapmak zorundadır bu da seçimlerinin so-  oluştuğunu savunan görüştür. Temsilcisi K. Marx'tır.
            rumluluğunu üstlenmesini gerekli kılar.            B)  Mantıkçı pozitivizm, sentetik önermeleri ve mantık-
                                                               sal önermeleri kabul eder. Felsefe dil çözümlemeleriyle
            C)   Varoluşçulukla çelişmez, doğrudur, parçada kendi   sınırlı kalarak ve onlara dayanarak olguları dile getir-
            kaderini tayin etmek ve kendini belirlemek vurguları in-  diğimiz önermeler ve bu önermelerin dilsel bağlamları
            san olmanın onurlu duruşu ile yani insan ile ilişkilendiril-  üzerine açıklama yapar.
            miştir.
                                                               D)   Fenomenoloji,  bilincimizin  sorgulamadığımız,  do-
            D)  Varoluşçu bakış açısıyla çelişen yargı budur, ce-  ğal bir tutumla verili kabul ettiğimiz bu gerçekliği ne şe-
            vap seçeneği D’dir. Çünkü varoluşçuluk için insan ve   kilde elde ettiği, nasıl inşa ettiği sorusunu sormaktadır.
            seçimleri önemlidir. Bu durumda varlığın, doğrunun, iyi-  Dolayısıyla fenomenoloji, dış dünyanın ancak bu dünya
            nin bireysel deneyimi yani insanı aşması düşünülemez.  hakkındaki bilincimizle anlamlı olduğu varsayımına da-
                                                               yanan, insan bilincinin işleyişi ile ilgilenen ve insanla-
            E)  Varoluşçu filozoflar insanın belirlenmiş bir özü ol-  rın  içinde  yaşadıkları  dünyayı  yorumlama  yollarını  in-
            madığını,  bu  özün  insanın  seçimleri  ile  belirlendiğini   celemeye çalışan bir felsefi yaklaşımdır. Temsilcisi E.
            savunurlar.  Parçada  yer  alan  “İnsan  olmanın  onurlu   Husserl’dir
            duruşu,  insanın  kendini  belirleyebilmesindedir.  Kendi   E)    Yeni ontoloji, bütünlüğü bakımından varlığı temel
            kaderini kendisinin tayin edebilmesindedir.” ifadeleriyle   alan  ve  var  olanların  en  temel  niteliklerini  açıklamayı
            de bu yargı desteklenmektedir.                     üstlenen ve varlığı bilginin öncesine koyan ve bilgi te-
                                                               orisinin öncel bir ontolojiye dayanması gerektiğini öne
                                                               süren bir anlayıştır. Temsilcisi N. Hartmann'dır.
                                              Cevap: D
                                                                                                 Cevap: C



                                                       249
   246   247   248   249   250   251   252   253   254   255   256