Page 9 - T.C. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük - Ünite 3
P. 9

3. Ünite





            teklifini kabul etti. Böylece saltanat kaldırıldı ve Osmanlı Devleti son buldu.
            Halifelik makamı ise Osmanlı hanedanına bırakılmak şartıyla siyasi yetkisin-
            den ayrılmış olarak yerinde kaldı.
            Saltanatın kaldırılmasıyla TBMM Hükûmeti, Türk Milleti’nin tek temsilcisi
            olduğunu dünyaya ilan etti. Egemenlik TBMM’nin, dolayısıyla millî iradenin
            eline geçti. Saltanatın kaldırılması millî egemenlik anlayışının kökleşmesini
            sağladı. Bu anlayış, cumhuriyete giden yolu açtı.

            Saltanatın kaldırılması, Atatürkçü düşüncenin cumhuriyetçilik ilkesi doğrul-
            tusunda Millî Mücadele’yi yapan I. TBMM’nin yaptığı tek inkılap olmuştur.

             Sıra Sizde
                        Demokratik yönetimin egemen olduğu ülkelerde saltanat kuru-
                        munun varlığının devam etmesi mümkün müdür?

            3. 3. 2. Ankara’nın Başkent Oluşu
                                                                                      Oku-yorum
            Saltanatın kaldırılmasından sonra, yeni Türkiye’nin başkentinin neresi olaca-  Atatürk,  sıcak  bir  günün  akşamın-
            ğı problemi ortaya çıktı. Millî Mücadele yıllarında İstanbul hükûmetlerinin   da yanında bazı kişiler ile Çankaya
            sergiledikleri tutumlar ve bunun yanı sıra TBMM’nin Ankara’da olması, yeni   Köşkü’nün bahçesinde dolaşıyordu.
            devletin merkezi olarak da Ankara’nın tercih edilme seçeneğini güçlendir-  Ben de o sıralar eski köşkün tavan
            mişti.                                                           dekorlarıyla  meşguldüm.  Tozlu  ve
                                                                             sisli  bir  hava  Ankara’nın  üzerine
            İstanbul’un dönemin askerî koşullarında savunulması zordu. Ankara ise bu   çökmüştü. Yer yer toz hortumları se-
            bakımdan  daha  güvenli  bir  konumdaydı.  Bunun  yanında  Millî  Mücadele   maya doğru yükseliyor ve manzara-
            sonrası imparatorluktan millî bir devlet yapısına geçildiği için Millî Mücade-  ya daha boğucu bir hava ekliyordu.
            le’nin merkezi Ankara’nın başkent olması, yeni bir dönemin başlamasının da   Bize:
                                                                             -Ankara’yı  hükûmet  merkezi  yap-
            bir sembolü haline gelecekti.                                    makla iyi ettim mi? diye sordu.
                                                                             Tabiî  herkes  olumlu  yanıt  verdi.  Ar-
            Bu gereklilikler doğrultusunda TBMM’nin açıldığı 23 Nisan 1920’den itiba-  kasından:
            ren zaten fiilî başkent konumunda olan Ankara, TBMM’de 13 Ekim 1923’te   -Neden? sorusu gelince, kimi strate-
            “Türkiye Devleti’nin Makarr-ı İdaresi Ankara Şehridir.” şeklinde çıkan ka-  jiden, kimi siyasetten bahsetti.
            nunla resmen Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti oldu.              Hatta birimiz kayalık güzeldir gibi bir
                                                                             estetik görüş de ortaya attı.
            3. 3. 3. Cumhuriyetin İlanı                                      ATATÜRK  tartışmayı  şu  sözleriyle
                                                                             kesti:
                                                                             -Ankara’nın  hükûmet  merkezi  ol-
            Atatürk, Millî Mücadele’ye millî iradenin esas alınması ilkesiyle başlamıştı.   ması  için  saydığınız  nitelikleri  beni
            Bu süreçte Amasya Genelgesi’nde yer alan: “Milletin varlığını yine milletin   ikna etmeye yetmez. Ben Ankara’yı
            azim ve kararı kurtaracaktır.” ifadesi ve Erzurum Kongresi kararlarında yer   hükûmet merkezi yapmakla büsbü-
            alan: “Millî iradeyi hâkim kılmak esastır.” ilkesiyle millî irade esas alınmıştır.   tün başka bir hedef güttüm. Türk’ün
            Meclis’in açılışında alınan kararlarda yer alan: “TBMM’nin üstünde bir güç   imkânsızı imkân hâline getiren gücü-
            yoktur.” ilkesiyle de millî egemenlik vurgulanmıştır. Bu durum adı konulmasa   nü dünyaya bir kere daha göstermek
            bile dönemin kamuoyunda cumhuriyet düşüncesinin zeminini oluşturmuştu.  istedim.  Bir  gün  gelecek  şu  çorak
                                                                             tarlalar,  yeşil  ağaçların  çevirdiği  vil-
                                                                             laların arasından uzanan yeşil saha-
            23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılması ve 1 Kasım 1922’de saltanatın kaldı-  lar asfaltlarla bezenecek. Hem bunu
            rılması cumhuriyet yönetimine doğru giden siyasi adımların atılmasını sağ-  hepimiz göreceğiz. O kadar yakında
            lamıştı.                                                         olacak .
                                                                             Niyazi Ahmet Banoğlu, Nükte ve Fıkralar-
            Millî Mücadele’nin kazanılmasının ardından Lozan Barış Antlaşması imza-  la ATATÜRK, s. 89-90.
            lanmış böylece yeni Türkiye Devleti uluslararası alanda resmen kabul edil-  Atatürk’ün  Ankara’yı  başkent  ya-
            mişti. Bu durum dikkatlerin iç siyasete doğru yönelmesini sağlamıştı. Çün-  parak ulaşmak istediği amaca uy-
            kü  yeni  kurulan  devletin  yönetim  şeklinin  ne  olması  gerektiği  konusunda   gun başka girişimleri de var mıdır?
            TBMM’de farklı düşünceler oluşmaya başlamıştı.


                                                                        Şer’iye ve Evkaf Vekaleti ile Harbiye
                Tevhid-i Tedrisat kanunu çıkarıldı.                           Nezareti kaldırıldı.

                                  1924                                                    1924
                                 3 Mart                                                   3 Mart      107
   4   5   6   7   8   9   10   11   12   13   14