Page 21 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 1.Ünite
P. 21
Türklerde Devlet Teşkilatı
C) OSMANLI DEVLET TEŞKİLATI
HAZIRLIK ÇALIŞMALARI
1. Farklı milletlerden oluşan bir devletin yüzlerce yıl ayakta kalabilmesinin sebepleri neler-
dir? Bu konudaki düşüncelerinizi söyleyiniz.
2. “İşi ehline vermek.” deyiminden ne anlıyorsunuz?
3. Hukuk kurallarının toplum düzeni açısından önemi hakkındaki düşüncelerinizi söyleyiniz.
1.6. Osmanlı Devleti’nde Yönetim Anlayışı
Osmanlı Devleti’nin yönetim anlayışı, ilk Türk devletlerinden gelen töre ve Türk İslam Me-
deniyeti’nin etkisi ile fethedilen yerlerdeki yönetim anlayışı etrafında şekillenmiştir. Osman-
lı’nın yönetim sistemi, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi’ne kadar monarşik bir özellik taşırken
1517’den itibaren halifeliğin Osmanlı’ya geçmesiyle devlet yönetimi monarşik yapının yanında
teokratik (dine dayalı) bir yapıya da bürünmüştür. Ancak Osmanlı Devleti’nin teokratik yönetim
anlayışı kendine has özellikler taşımış, Osmanlı Sultanı, halife unvanını kullanmakla birlikte,
dinî görüş ve fetvaları şeyhülislamdan almıştır.
Osmanlı Devleti’nin kuruluşundan itibaren ülkeyi yönetme yetkisi eski Türk geleneklerinde
olduğu gibi hanedan üyelerine aitti. Bu nedenle padişah olan kişi malikü’l mülk, yani ülkenin
ve devletin tek sahibiydi.
Osmanlı Devleti’nin ilk dönemlerinde hükümdar, önemli meselelerde tek başına karar ver-
mez; bürokratları, ulemayı ve kumandanları toplantıya çağırarak onların da fikirlerini alırdı. Bu
danışma işlemi daha sonraki yıllarda ilk Türk İslam devletlerinde olduğu gibi divan adı verilen
meclis tarafından yerine getirilmiştir. Divanda devlet meseleleri görüşülür ancak son kararı yine
padişah verirdi. Padişah mutlak yetkiye sahip olmasına karşın bu yetkiyi keyfi kullanmaz; ka-
nun, nizam, örf ve İslam hukukunu da dikkate alarak kararlarını verirdi. Fatih Sultan Mehmet
Dönemi’nde yayınlanan Fatih Kanunnâmesi (Kanunnâme-i Âli Osman) ile birlikte örfe dayalı
hukuk sistemi yazılı hâle getirilmiştir.
Osmanlı Devleti’ni kuranların vatanlarına verdiği önem ve vatanlarına yükledikleri anlam
nedeniyle devlet, yöneten ve yönetilenler tarafından kutsal kabul edilirdi. Devletin kutsallığı an-
layışı Devlet-i Aliyye (yüce devlet) kelimesi ile bütünleştirilmiş ve Osmanlı Devleti’nin resmî adı
da Devlet-i Aliyye olmuştur.
SORU
Devletlerin kurulduğu coğrafyalar, onların yönetim anlayışlarını nasıl etkilemiştir?
Osmanlı Devleti, yönetenler ve yönetilenler olarak iki sınıfa ayrılmıştır. Yönetenler kendi
içinde seyfiye, kalemiye ve ilmiye sınıfını oluştururken yönetilenlere ırk, dil ve din ayrımı yapıl-
madan reâya (tebaa/halk) denilmiş ve reâyaya karşı izlenen İstimalet Politikası (gönül alma)
sonucunda oldukça adaletli davranılmıştır. Hatta bu istimalet politikası sonucunda Bosna Her-
sekliler gibi bazı Balkan toplulukları Türk İslam kültürünü be-
nimsemişlerdir. Devlet işlerinde son dönemlerde Müslüman ol- BİLGİ NOTU
mayan unsurlar yani Zımmîler de görev almış, kısacası tevdî-i
emanet denilen işi ehline verme anlayışı uygulanmıştır. Osmanlı Klasik Döne-
Osmanlı Devleti, tebaasından olan Hristiyan ailelerden mi’nde vergi veren halka
devşirme sistemiyle alınan çocukları eğiterek bunların asker reaya denilmiş, Tanzimat
olmasını veya devletin önemli kademelerinde yer almasını sağ- Dönemi öncesinde ise reaya
lamıştır. Kul sistemi adı verilen bu sistem ile yetişen kişiler, terimi gayrimüslim Osmanlı
devlet yönetiminde sadrazamlığa kadar yükselebilmişlerdir. So- tebaası anlamına gelmeye
başlamıştır.
kullu Mehmet Paşa da bu sadrazamlardan birisidir.
31