Page 28 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 2.Ünite
P. 28
2. Ünite
Bu dönem Osmanlı toplumunda sarığın yerine fes, kaftanın yerine de setre pantolon tercih
edilmiştir. Bunların yanına abartılı Batı tarzında ceket, gömlek, mintan ve pardösü de eklenmiş-
tir. Kıyafetteki değişim önce sarayda başlamış, sonra maddi durumu yerinde olan aileleri ve en
sonunda da halkı etkilemiştir.
Osmanlı toplumunun bir kısmı Avrupa mutfağından etkilenmiş, Tanzimat’tan sonra yer sof-
rasını terk ederek masada yemek yemeye, kaşığın yanında çatal ve bıçak kullanmaya başlamış-
tır. Daha önce kullanılan kap kacak yerine porselen sofra takımları tercih edilmiş, pilav, pelte,
çorba, börek ve tatlı gibi temel yemeklerin sıradan tabakları olan kâse ve sahanın yanında balık,
salata ve patates gibi yemekler için ayrı alafranga (Avrupai) tabaklar alınmaya başlamıştır. Tan-
zimat Dönemi’nden sonra Osmanlı mutfağına soslar, et suları, rozbif, biftek, bazı et yemekleri,
bisküviler, tartlar, pastalar, garnitürler ve konserveler eklenmiştir.
SIRA SİZDE
Avusturya Başbakanı Prens Metternich’in (Miternih) Babıâli’ye Gönderdiği
Mektup
“… Avrupa’dan sizin kanun ve nizamınıza uymayan kanunları almayınız. Türk kalıp
kendi dininizin gösterdiği hoşgörü ve müsamaha ile diğer dinden insanlara kolaylık sağ-
layabilirsiniz. Doğrulukta ve hak yolunda ilerleyiniz.
Biz Osmanlı’yı kendi idare tarzını düzene koymak için yaptığı işlerden vazgeçirmek
istemiyoruz. Lakin durum ve şartları Türklere uymayan Batı tarzı düzenleri kopya ederek,
Doğu’nun âdetlerine uymayan ve Batı’ya yaranma gayretinden başka bir sonuç doğurma-
yacağı belli olan Batılılaşmayı kabul etmemesini tavsiye ediyoruz…”
Coşkun Çakır, Bir Reform Hareketi Olarak Tanzimat, C. 14, s. 705-706
Yukarıdaki metinden de anlaşılacağı gibi Avusturya Devleti, İngiltere ve Fransa
gibi Avrupa devletlerinden farklı olarak Tanzimat Fermanı’nı desteklememektedir.
Sizce bunun sebebi ne olabilir?
.........................................................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................................................
.........................................................................................................................................................................................................................
Tanzimat Sonrası Osmanlı Toplumunda Yardımlaşma Kurumları
Osmanlı toplumsal yapısının temelinde insan sevgisi ve insana saygı vardı. Bu sevgi ve
saygıdan dolayıdır ki II. Abdülhamit 1895 yılında kimsesiz çocuklarla, engelli ve muhtaç kimse-
sizleri barındırmak amacıyla Dârülaceze ismiyle bir hayır kurumunun açılmasını sağlamıştır.
Dârülaceze; hastane, yetimhane, çamaşırhane, hamam, el sanatları imalathaneleri ve fırın-
dan oluşan kompleks bir yapı olarak oluşturulmuştur. Kuruluşundan bugüne kadar dil, din, ırk,
cinsiyet ve mezhep ayrımı yapmadan kimsesiz, yaşlı, güçsüz ve engelliyi himaye eden bu hayır
kurumunun faaliyetleri, günümüzde İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülmektedir.
Dârüleytam, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşında kimsesiz kalan çocukları barındırmak
ve onları meslek sahibi yapmak amacıyla 1914 yılında kurulmuştur. Bu yetimhane, savaşın uza-
ması nedeniyle maddi sıkıntılar çekmiş ve 1917 yılında devletin himayesine alınmıştır.
İstanbul, İtilaf Devletleri tarafından işgal edilince Dârüleytam binalarına da el konulmuş,
buradaki çocuklar boş durumdaki bazı saraylara yerleştirilmişlerdir. Kapatılan Dârüleytamlar-
daki yetimler İstanbul’da toplanmış, bu yetim çocukların idaresi Şehir Yatı Mektebi’ne devredil-
miştir. Bu kurumun da kapatılmasıyla Dârüleytamlar tarihe karışmış, Dârüleytam’daki yetenek-
li çocuklar ise 1927 yılında hizmete giren Dârüşşafaka’ya verilmiştir.
92