Page 120 - Uluslararası İlişkiler
P. 120
ÜNİTE
7 TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKASI
Lozan Konferansı’nda Tür-
kiye Musul’u geri istemiş, Irak’ın
mandateri olarak İngiltere buna
karşı çıkmıştı (Görsel 7.4). Bunun
üzerine Lozan Antlaşması’nda
Türkiye ile Irak arasındaki sınır
sorununun barışçı yollarla çözüle-
ceği hükmü yer almıştı. Bu hüküm
gereği Türk-İngiliz görüşmeleri, 19
Mayıs 1924’te İstanbul’da toplanan
Haliç Konferansı ile başladı. Haliç
Konferansı sırasında Türkiye, Mu-
sul ve Süleymaniye’nin etnik, coğ-
raf ve tarihî özellikleri bakımından
Türk sınırları içerisinde kalmasın-
da ısrar etti. İngiltere ise Lozan’da-
ki isteklerinin de ilerisine geçerek
Türk-Irak sınırının yeniden çizil-
mesini istedi. Bunun üzerine İngil-
tere, Musul sorununun gündeme
alınması için Milletler Cemiyetine
başvurdu.
Türkiye’nin henüz üye ol-
madığı Milletler Cemiyeti, Musul
Sorunu’nu incelemek üzere bir ko- Görsel 7.4 Musul
misyon kurdu. Komisyon, raporunu
1925 Eylül’ünde Milletler Cemiyetine sundu. Raporda Musul’un Irak’a bırakılması gerekliliği savunu-
luyordu. Hakkâri ise Türkiye’ye bırakılmıştı. İngiltere, Milletler Cemiyetinde etkin olduğu için rapor, 16
Aralık 1925’te aynen kabul edildi.
Milletler Cemiyeti Konseyinin kararı, Türkiye’de tepkiyle karşılandı. Türk Hükûmeti bu kararı ta-
nımadığını, Musul üzerindeki egemenlik haklarının devam ettiğini açıkladı. Ancak Türkiye yıllar süren
savaş döneminden yeni çıkmıştı. Bu nedenle iç politikada pek çok sosyal ve ekonomik sorun çözüm
bekliyordu. Öte yandan Şubat 1925’te ülkenin doğusunda çıkan Şeyh Sait İsyanı’nın bastırılması için
de uğraşılıyordu. Böyle bir siyasi ortamda daha fazla ileri gidilemedi ve Türk Hükûmeti, 5 Haziran 1926
tarihinde İngiltere ile “Ankara Antlaşması”nı imzalayarak Milletler Cemiyeti kararını kabul etti.
Ankara Antlaşması’na göre Musul bölgesi İngiliz mandasındaki Irak’a bırakıldı. Böylece Türk-Irak
sınırı bugünkü şeklini aldı. Bu Antlaşma ile Irak Hükümeti, Musul petrollerinden alacağı gelirin %10’unu
25 yıl süreyle Türkiye’ye vermeyi kabul etti. İngiltere anlaşmaya koyduğu ek bir protokolle petrol hisseleri
karşılığında Türkiye’ye 500 bin pound ödemeyi teklif etmiş, ancak Türkiye bu öneriyi red etmiştir.
II. Dünya Savaşı öncesinde Avrupa’daki revizyonist hareketler, İtalya’nın Habeşistan’ı işgali ve
özellikle Doğu Akdeniz’deki yayılmacı faaliyetleri, Türkiye ile İngiltere’yi birbirine yakınlaştırdı. Montrö
Boğazlar Konferansı’nda İngiltere’nin Türkiye’yi desteklemesi, iki ülke arasındaki ekonomik ve politik
ilişkilerin hızla gelişmesini sağladı.
II. Dünya Savaşı’nın yaklaşması, Türkiye için dış politikada yeni bir durum yarattı. Avrupa’da II.
Dünya Savaşı öncesinde oluşan bloklar arasında tercih yapmak durumunda kalan Türkiye, 19 Ekim
1939’da İngiltere ve Fransa ile Üçlü İttifak Antlaşması’nı imzalayarak tarafını belli etmeye başladı.
3. Türkiye-SSCB İlişkileri
Türkiye, Kurtuluş Savaşı’nda Sovyet Hükûmeti’nden büyük destek görmüştü. İki ülke arasındaki
ilişkilerin temeli, 16 Mart 1921’de Moskova’da imzalanan Türk-Sovyet Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması
ile atılmıştı.
Lozan’dan sonraki dönemde Türkiye ve Sovyetler Birliği, Batılı devletler ile ilgili sorunları nedeniy-
le birbirlerine yaklaşmışlardır. İki ülkenin birbirlerine yakınlaşma politikaları sonucunda 17 Aralık 1925’te
Türk-Sovyet Dostluk ve Tarafsızlık Antlaşması imzalandı (Görsel 7.5). Bu antlaşma, 1945 yılında Sov-
yetler Birliği tarafından feshedilinceye kadar yürürlükte kaldı.
120