Page 140 - Uluslararası İlişkiler
P. 140

ÜNİTE
         7     TÜRKİYE'NİN DIŞ POLİTİKASI

                     b. Kıta Sahanlığı                                  Bilgi Kutusu
                     Yunanistan’ın  Ege  Denizi’nde
               petrol arama faaliyetlerini başlatması   Kara suları, esas hatlardan it baren belirli bir genişlikte olan ve
               üzerine  Türkiye’nin  de  1973  yılında   kıyı  devlet nin  egemenliği  alt nda  bulunan  deniz  alanını  ifade
               TPAO’ya  (Türkiye  Petrolleri  Anonim   eder. Bu egemenlik, kara suları üzerindeki hava sahasını, deniz
                                                  yatağını ve toprak alt nı da kapsar.
               Ortaklığı)  Ege  Denizi’nde  petrol  ara-
               ma ruhsatı vermesi, ilişkilerde yeni bir   Kıta sahanlığı, kıyı devlet nin kara ülkesinin denizin alt nda de-
                                                  vam eden doğal uzant sıdır. Kara sularının ötesinde kıta kenarı-
               uyuşmazlığa neden olmuştur.        nın dış eşiğine kadar veya bu eşik daha az bir mesafede ise kara
                     Yunan  Hükûmeti,  7  Şubat   sularının ölçülmeye başlandığı esas hatlardan it baren 200 deniz
               1974’te  Türkiye’ye  bir  nota  vererek   mili mesafeye kadar olan kısımda, bu devlet n kara ülkesinin do-
               durumu  protesto  etmiş  ve  ardından   ğal uzant sının bütünündeki denizalt  alanlarının deniz yatağı ve
                                                  toprak alt nı içerir.
               sorunu  Birleşmiş  Milletler  Güvenlik
               Konseyi  ile  Uluslararası  Adalet  Di-  ht p://dehukam.ankara.edu.tr/wp-content/uploads/sites/115/2016/12/
               vanına  götürmüştür.  Adalet  Divanı,   Genel-tekrar-28-Aral%C4%B1k-son.pdf
               Yunanistan’ın  beklentilerinin  aksine
               Ege Denizi Kıta Sahanlığı konusunda yetkisiz olduğuna karar verdi. Türk-Yunan ilişkilerinde zaman zaman
               pürüzlere neden olan bu sorun, günümüze kadar çözümlenememiştir.
                     c. Ege’de Hava Sahası Sorunu
                     Türkiye ile Yunanistan arasında hava sahasının genişliği ve FIR Hattı (Flight Information Region: Uçuş
               Bildirim Bölgesi) ile ilgili sorunlar, 1974 Kıbrıs bunalımından sonra ortaya çıkmıştır. Bir devletin kara sularının
               sınırı o devletin hava sahasının sınırlarını da belirlemektedir.Yunanistan kara sularını 6 milden 12 mile çıkar-
               mak suretiyle hava sahasının genişliğini bildirerek 12 mile çıkarmak istemiştir. Türkiye bu hareketin uluslara-
               rası hukuka aykırı olduğunu ve bu durumu tanımayacağını açıklamıştır.
                     FIR Hattı konusunda da iki ülke arasında önemli sorunlar yaşanmıştır. ICAO (Uluslararası Sivil Ha-
               vacılık Teşkilatı), 1952 yılında Ege üzerinde cereyan eden hava traf ğinin Yunanistan tarafından düzenlen-
               mesine karar vermişti. Buna karşılık Türkiye, sadece kendi kara suları üzerindeki traf kten sorumlu olacaktı.
               Türkiye, bu düzenlemeyi 1974 Kıbrıs krizi sırasında tanımadığını açıklamıştır. İki taraf arasında yapılan gö-
               rüşmelerden bir karar çıkmayınca FIR Hattı Sorunu, 1980 yılında NATO’nun devreye girmesiyle çözüme
               kavuşmuştur.
                     ç. Yunanistan’ın NATO’ya Dönüşü ve Adaların Silahsızlandırılması
                     Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında, ABD’nin tutumuna tepki olarak NATO’nun askerî kanadından ayrılan Yu-
               nanistan, 1977 yılında NATO’ya tekrar üyelik başvurusunda bulundu. Ancak Yunanistan’ın üyeliği, Türkiye’nin
               vetosu nedeniyle 1980 yılına kadar gerçekleşemedi. 1980 yılında Ege Hava Sahası Sorunu’nun çözülmesi
               karşılığında Türkiye’nin vetoyu kaldırması üzerine Yunanistan NATO’nun askerî kanadına dönebildi.
                     Türkiye ile Yunanistan arasındaki diğer bir sorun, Yunanistan’ın 1970’ten itibaren uluslararası antlaş-
               malara aykırı olarak Türkiye’ye yakın Ege adalarını silahlandırmaya başlamasıdır. Türkiye de Yunanistan’ın
               adaları silahlandırmasına karşılık olarak 1975 yılında, NATO’nun dışında ve Türkiye’ye bağlı Ege Ordusu’nu
               (4. Ordu) kurmuştur.

                     3. Türkiye-ABD İlişkileri
                     Bu dönemde iki ülke arasında güven sorunu ilk olarak Küba Füze Krizi sırasında yaşanmıştır.  1962
               yılında Küba’da Sovyetler Birliği’ne ait nükleer füzelerin tespit edilmesi, ABD ile Sovyetler Birliği’ni nükleer bir
               savaşın eşiğine getirmiştir.
                     Füze Krizi, Sovyetlerin Küba’daki füzelerini sökmesi üzerine son bulmuştur. Buna karşılık Washington
               Hükûmeti, İzmir Çiğli’de bulunan Jüpiter füzelerini, eski ve yetersiz oldukları gerekçesiyle geri çekeceğini
               açıklamıştır.
                     Türkiye, ABD’den gelen baskılar sonunda Jüpiter füzelerinin sökülmesini kabul etmiş, bunun üzerine
               1963’te Çiğli’deki Amerikan füzeleri geri çekilmiştir.
                     Türkiye’de bu dönemde yükselen Amerikan karşıtlığının da etkisiyle Amerika ile imzalanmış olan ikili
               antlaşmalar sorgulanmaya başlanmıştır. Türk-Amerikan heyetlerinin çalışmaları sonunda mevcut antlaşma-
               ların yerini alan Savunma İş Birliği Antlaşması, 3 Temmuz 1969’da imzalanmıştır. Egemenlik ve eşitlik ilkesi-
               ne dayanan bu antlaşmayla Türkiye, ABD üslerinin tam denetim ve kontrol hakkına sahip olacak; Türkiye’de-
               ki üsler, NATO amaçlarının dışında kullanılmayacaktır.
                     Türkiye-ABD ilişkilerinde Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ABD’nin Türkiye’ye uygulamaya başladığı
               ambargo, ciddi gerginliğe neden olmuştur. Türkiye, bu gelişme üzerine Savunma İş Birliği Antlaşması’nı yü-
               rürlükten kaldırmıştır. Ayrıca bütün Amerikan üs ve tesislerine el konmuştur.

                                                           140
   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145