Page 22 - Coğrafya 10 | 4.Ünite
P. 22
10. Sınıf
AFETLER
251
Bir bölgede erozyonun sıklığını ve etkilerini azalt-
mak için alınabilecek başlıca önlemler şunlardır:
• Bitki örtüsü tahribatı önlenerek ağaçlandırma
faaliyetleri artırılmalıdır.
• Eğimli arazilerde tarım yapılacaksa bu araziler
basamaklandırılmalıdır (Görsel 4.21).
• Eğimli tarım arazileri, yüzeydeki su akışını azalt-
mak için eğime dik sürülmelidir.
• Tarım alanlarında nadas tarımı yerine nöbetleşe
ekim yapılmalıdır.
• Hayvancılık faaliyetleri açısından çayır ve me-
ralarda zamanından önce ve aşırı otlatma yapıl-
mamalıdır. Görsel 4.21: Taraçalandırma yapılan bir çeltik tarlası (Vietnam)
• Halk erozyona karşı bilinçlendirilmelidir.
Türkiye'de Erozyon
Türkiye, erozyona maruz kalma konusunda hassas bir bölgede bulunmaktadır. Arazinin engebeli olması,
yağışların genelde az ve sağanak şeklinde görülmesi, bitki örtüsünün tahrip edilmesi ve toprağın yanlış kulla-
nımı ülkemizde erozyonu artıran başlıca nedenlerdir. Bu durum, ülke topraklarının yaklaşık %86'lık kısmının
erozyon tehlikesi altında olduğunu göstermektedir. Bu açıdan bakıldığında İç Anadolu, Güneydoğu Anado-
lu, Doğu Anadolu ve Toros Dağları ülkemizde erozyonun en şiddetli görüldüğü yerlerdir. Erozyon bu hızla
devam ettiği ve gerekli önlemler alınmadığı takdirde topraklarımızın büyük bir bölümü, 55 yıllık bir süreçte
çölleşme tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır.
HABER KÖŞESİ
Yılda 743 Milyon Ton Toprak Kaybediyoruz!
Erozyon nedeniyle Türkiye’nin her 12 yılda 1 santimetre toprak yitirdiğini söyleyen TEMA Vakfı Genel
Müdürü Doç. Dr. Barış Karapınar, “1 santimetre toprağın oluşma süresi ortalama 400 yıl. Toprak varlığımız
hızla yok oluyor.” dedi.
TEMA Vakfı, erozyonla mücadele konusun-
daki çalışmalarını 600 bini aşkın gönüllü ile bir-
likte aralıksız sürdürüyor. Bugüne kadar yaklaşık
14 milyon fidan ve 700 milyon meşe palamudunu
toprakla buluşturan TEMA Vakfı; 60’tan fazla kır-
sal kalkınma, koruma, biyolojik çeşitlilik projesini
hayata geçirirken 287 sahada ağaçlandırma çalış-
ması yürüttü. Ancak yapılan tüm çalışma ve uya-
rılara rağmen Türkiye’de erozyonla mücadele ko-
nusunda yeterli duyarlılığın oluşmadığına dikkat
çekiliyor.
Erozyonla mücadele ülkemiz açısından hayati
önem taşımaktadır. Verimliliği en yüksek toprak varlığımız hızla yok olmaktadır. Tarım arazilerinin %59’u,
orman alanlarının %54’ü, meraların ise %64’ü erozyon riski altındadır. Eldeki veriler, erozyon ve hızlı nüfus
artışının kişi başına düşen tarım alanı miktarını 50 sene içinde yarı yarıya azaltacağını göstermektedir. Bu
nedenle mevcut erozyon hızını azaltacak çeşitli çalışmalar yapılmalıdır. Ağaçlandırma faaliyetleri, mera
ıslah çalışmaları, tarım alanlarında teraslama, toprak korumalı tarım uygulamaları ve çiftçilerin çeşitli eği-
timlerle erozyon konusunda bilinçlendirilmeleri bu çalışmalardan bazılarıdır. Ayrıca tarım arazilerimizde
şeritsel tarım, ekim nöbeti ve organik tarım gibi toprağı koruyan tarım teknikleri ile rüzgâr perdesi gibi
erozyonun etkilerini azaltacak modern çalışmalar özendirilmelidir.
(Basından, 20/06/2016)
251