Page 13 - Felsefe 11 | 5.Ünite
P. 13
5. ÜNİTE 20. Yüzyıl Felsefesi
Uygulama
... Bir kuşağın diğerinden öğreneceği ne kadar çok şey olsa da bir kuşak asla insan faktörünü gerçek
anlamda atalarından öğrenemez. Bu açıdan her bir kuşak taze bir başlangıç yapar, bir önceki kuşaktan; bu
kuşağın görevinden kaytarıp kendi kendini aldatmamış olması kaydıyla farklı bir görevi yoktur ve daha ileri
gitmez. Bu otantik insan faktörü tutkudur. Tutkuda bir nesil hem kendisini hem de bir diğerini tam olarak
anlar. Bu nedenle hiçbir kuşak bir diğerinden nasıl seveceğini öğrenmez, hiçbir kuşak başlangıçtan başka
bir yerden başlayamaz, hiçbir sonraki kuşağın görevi atalarınınkinden daha kısa değildir ve eğer bir kimse,
eski kuşaktan farklı olarak sevgiyle yetinmek istemeyip daha ileri gitmek isterse o zaman bu sadece boş ve
aptalca bir istek olacaktır.
Kierkegaard, Korku ve Titreme
Soru
1. Metinde geçen “Hiçbir kuşak başlangıçtan başka bir yerden başlayamaz.” yargısıyla Sartre’ın
“Varoluş, özden önce gelir.” yargısını karşılaştırınız.
Uygulama
Aşağıdaki metni okuyup metinden hareketle verilen soruları cevaplayınız.
Benzeri olmayan bu kanlı boğuşmalar, özellikle
Anzakları etkilemeye, kafalarını kurcalamaya başla-
mıştı: Türkler vatanlarını koruyan, adam gibi dövüşen,
inancı ve vatanı uğruna ölen insanlardı. Bunu iyi anla-
mışlardı. Peki, kendileri niye buradaydılar? Niye ölüyor
ve öldürüyorlardı? Kim ve ne adına? Bu sorular, düşü-
nenleri rahat bırakmaz olmuştu (Görsel 5.4).
Bir saka neferi Türk, mevzilerinin en sağ yanın-
da bulunan Balıkçı Damları yöresinde, savaştan uzak,
kuytu bir vadide güzel bir su kaynağı keşfetmişti. Sağ
yandaki bölüklerin sakaları kaynağa konuşa konuşa bir-
Görsel 5.4: Çanakkale’de bir siper
likte gidiyor, birlikte dönüyorlardı. Ta uzakta, herhâlde
Bombasırtı'nda yine bombaların patladığı bir sabah kaynağa yaklaşınca apışıp kaldılar. Anzaklı Sakalar da
kaynağı keşfetmiş, bidonlara su dolduruyorlardı. Ne etmeliydi? Silahları yoktu. Kuşkuyla baktılar. Düşman
sakalarının da silahı yoktu. Dövüşmeli miydi? Su için dövüşmek yakışık alır mıydı? Biri fısıldadı: “Su içene
yılan bile dokunmazmış.” Ama geriye susuz da dönülmezdi. Bu sırada düşman sakaları da Türkleri gördü-
ler. Onlar da bocaladılar. Ne yapmalıydı? Bidonları hızla doldurup uzaklaşarak kaynağı Türklere bıraktılar.
Bundan sonra hangi yan erken gelirse öbürü uzakta, görmezliğe gelerek sırasını bekleyecekti. Yukarılarda,
ilerilerde kıyamet koparken burada gizli su barışı sürüp gidecekti. Ağustosa kadar. Ağustosta buralar da al-
tüst olacak, yer yerinden oynayacaktı.
Turgut Özakman, Diriliş
Sorular
1. Metinden hareketle Türk ve Anzaklı saka neferlerinin yaşadıkları bu olayda gösterdikleri
iradeyle varoluşçu felsefenin özgürlük hakkındaki görüşleri arasında ilişki kurulabilir mi?
Değerlendiriniz.
2. Yaşanan olaylar, insanların kendi varlığını sorgulamasında neden bu kadar önemlidir?
Değerlendiriniz.
129