Page 109 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 109
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
Kavram Öğretimi 53
Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11
olmayabilirdim. Veya akademik hayata girmeyip sadece bir lise öğretmeni olarak da kalabilirdim.
Bunun başlangıcı hakkında hatırladığım, ilk ve ortaokuldan itibaren Türkçe derslerinde sınıfımın hep
en iyisi oluşumdur. Annem babam rüştiye tahsilli iseler de evde kütüphane diyebileceğimiz bir kitap
birikimi yoktu. Yine de harçlığımla kitap alır ve iyi okurdum. Yaşıtlarım gibi önce çocuk dergileriy-
le başladım, derken Jules Verne’in (Jul Vern), Kemalettin Tuğcu’nun, Abdullah Ziya’nın, İskender
Fahrettin’in romanlarını okudum. Herhâlde bunların edebiyatla ilgilerinin ve edebiyat diye bir şeyin
varlığının farkında değildim. Ortaokul ikinci sınıfında iken, o yıllarda başka örneği kolay bulun-
mayacak, eski yazıyı bilen Karadenizli bir arkadaşla karşılaştım. Bir süre sonra ben de eski yazıyı
hem okuyor hem de rıka ile yazabiliyordum. Böylece erken yaşta Sahaflar’a ve Babıali’ye alıştım.
O yıllarda okuma hevesim kontrolsüz, tavsiyesiz ve tesadüflerle geçti. Mesela çocuk romanı dışında
ilk okuduklarım İngilizceden tercüme, eski harflerle Örümcek Dede ve Sevgili Düşman’dı. Sonra Pol
ve Virjini’yi, o sırada fasiküller hâlinde çıkmakta olan Monte Kristo’yu, Hasan Âli’nin Goethe’sini,
derken Mehmet Behçet Yazar’ın Edebiyatçılarımız ve Türk Edebiyatı’nı okudum. (…)
Geriye dönüp baktığınızda çalışmalarınızın karşılığını hak ettikleri ölçüde aldığını düşünüyor
musunuz?
Yani gördüğü ilgiyi kastediyorsunuz. Türkiye’deki kitap okumanın, özellikle araştırma eserlerini
okumanın seviyesi düşünüldüğünde bence hak ettiği kadar ilgi görmüştür. Kitaplarımın çoğu 4-5 defa
basılmıştır. Bu da benim için yeterlidir. Özellikle birinci derecede Beşir Fuad, sonra Ahmed Midhat
ve Tanpınar çalışmalarım hakkında tanıtıcı ve tenkit edici yazılar yazılmış, umduğumdan çok fazla
araştırmaya referans teşkil etmiştir.
(…)
Bunca kitabınız arasında sizin için daha kıymetli olan, daha özel bir yer koyduğunuz bir çalış-
manız var mı?
Bunları birbirinden ayırmam çok zor. Yine de Beşir Fuad’a ve Tanpınar’a diğerlerinden daha çok
emek sarf ettiğim için olacak, bu ikisini daha farklı bir özenle yazdım. Edebiyat tarihlerinde de öte-
kilerden çok bunların önemli birer yerinin olacağını ümit ediyorum.
Mehmet Öztunç, Türk Dili Dergisi
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.)
Kelime Dağarcığı:
dide: Göz. münferit: Tek, ayrı, kendi başına olan. re’y (rey): Düşünce, görüş, fikir. rıka (rika): Arap harflerinin en çok
kullanılan el yazısı biçimi. rüştiye: Ortaokul derecesinde olan eğitim kurumu. vasıta-i rüyet: Görme aracı.
b) Elif ve Hasan’ın yaptıkları açıklamalardan hangisi, Orhan Okay ile Söyleşi adlı metinle ilişkilidir?
Gerekçesiyle açıklayınız.
2. Okuduğunuz metinle ilgili aşağıdaki cümlelerin bildirdiği yargıların karşılarına doğru ise “D”, yanlış
ise “Y” yazınız.
D/Y
Mülakat yapılan kişi, alanında uzman bir kişidir.
Mülakatı yapan kişi, kişisel düşüncelerine yer vermiştir.
Metnin konusu mülakat yapılan kişinin düşünceleriyle sınırlıdır.
Metnin amacı, soru ve cevaplarla mülakat yapılan kişiyi tanıtmak ve onun düşüncelerini
öğrenmektir.
Mülakat yapılan kişiyle ilgili izlenimlere ve betimlemelere yer verilmiştir.
Mülakat yapan kişi, görüşme öncesinde hazırlıklar yapmıştır.
107
Hazırlayan: Ahmet ASLAN