Page 113 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 113

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
                                                                                      Kavram Öğretimi 55
            Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı         TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11



                                        YANAN ORMANLARDA ELLİ GÜN
              Orman İşletme Müdürü gençten bir adam. Zayıf, ince yüzlü, sinirli.
              Yalnız bir tepenin üstündeki Bucak evinin önüne oturmuşuz. Ötede
              birkaç bakım memuru kederli, yorgun dolaşıyorlar. Herkes tetikte.
              Bekliyoruz. Tecrübeyle sabittir. Bu yel böyle eser de... Böyle boşu
              boşuna estirmezler. Az sonra ya telefon gelecek yangın kulesinden
              ya da bir yerlerden ateşin patladığını göreceğiz. Şimdiye kadar böyle
              esen bir yelin boşa salındığı görülmemiştir. Gün battı. Karanlık ka-
              vuştu. Derken bir telefon, bir telefon daha. İki yerden bastılar ateşi
              ama bekleyelim. Çok uzaklarda. Az sonra birkaç yerden gene ateş verirler, dedi demedi, alt sağı-
              mızda uzanan yassı dağın yamaçlarından beşer onar kilometre aralıkla ateşler parladı. Müdür: “Gör-
              dünüz ya işte, önceki yangın burayı söndüremeyelim diyedir. Yürüyün söndürmeğe.” Ben: Peki,
              öteki yangınlar ne olacak? Müdür: “Onları da Allah’a havale ettik. Onu da o söndürsün.” Sesinde
              bir ölüm kederi vardı. Bu seste· binlerce ağıtı bir arada duydum. Sonra gene içi götürmedi, Orman
              Bölge Şefine: “Bari sen de oraya git. Köylülere yalvar yakar, götür yangına.” Sonra, bir “Ooof, of!”
              çekti. “Bütün yazımız böyle geçti işte. Ne uyku, ne dünek!” Cipe atladık. Yangın arabaları köylere,
              adam getirmeye gittiler. Cipte ben, bir köylü, iki bakım memuru, bir de on beşinde bir çocuk var. Bu-
              caktan. Yangına meraklı. Bütün yaz yangıncıların yanından ayrılmamış. Onlar nerede, o da orda. O
              yangın senin, bu yangın benim. Yollardan mı geçiyoruz, kayalardan, hendeklerden mi atlıyoruz belli
              değil. İşletme Müdürü makinayı delicesine sürüyor. Ne yol belli ne iz. Yassı dağdaki yangın gittikçe
              büyüyor. Daha şimdiden bir ateş harmanı oldu. Harmanın solundaki ateş, on bir, on iki kilometre
              gelip bir şerit gibi doruğa doğru uzanıyor. Yılan gibi kıvrıla kıvrıla, incecik, yukarı doğru kayıyor.
              Kendini kaybetmiş İşletme Müdürü: “İşte, diyor, ben böylesi uzun yangından korkarım.”


                                                           Yaşar Kemal, Yanan Ormanlarda Elli Gün-Bu Diyar Baştanbaşa-2
                                                                           (Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.


             1.   Yukarıda verilen mülakat örneğini kullanılan dil ve üslup bakımından inceleyip ulaştığınız sonuçları
                 yazınız.




             2.   Yukardaki röportajda hangi anlatım biçimleri kullanılmıştır. Örnek cümleler bularak açıklayınız.




             3.   Tablodaki cümlelerin mülakat/röportaj türlerinden hangisine ait olduklarını (  ) işareti koyarak be-
                 lirtiniz.

                                                                                    Mülakat   Röportaj

                  Alanı görüşülen kişiyle sınırlıdır.
                    Her çeşit konu ve olay fotoğraf ve belgelerle desteklenerek ayrıntılı biçimde ele
                  alınır.

                  Muhatap olan kişiye sorular sorularak gerçekleştirilir. .
                    Sorular sormanın yanında bir olayı anlatıp göz önünde canlandırmaya çalışmak
                  ve izlenim kazandırmak amacı vardır.





                                                                                                   111
            Hazırlayan:  Hüseyin AYHAN
   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118