Page 112 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 112
Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
55 TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11 Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
Kavram Öğretimi
9. ÜNİTE : MÜLAKAT/RÖPORTAJ > Bilgilendirici (Öğretici) Metinler > Gazete Çevresinde Gelişen Metinler
Kavram : Mülakat, Röportaj
Genel Beceriler : Eleştirel Düşünme Becerisi
Alan Becerileri : Okuma Becerisi
Çalışmanın Adı SORMAK VE ANLATMAK 20 dk.
Çalışmanın Amacı Mülakat ve röportaj türünün genel özelliklerini açıklayabilme.
Yönerge: Aşağıdaki metinleri okuyunuz. Metinlerden hareketle soruları cevaplayınız.
MÜLAKAT RÖPORTAJ
Sanat, bilim, siyaset, spor vb. alan- Bir gerçeği, bir sorunu, olayı ya da
larda ünlü kişileri tanıtmak veya durumu ortaya koymak; açığa çı-
onların bir konuda düşüncelerini öğ- karmak amacıyla oluşturulan öğre-
renmek amacıyla yapılan, karşılıklı tici gazete ve dergi yazısıdır.
konuşmaların yazıya geçirilmesiyle
oluşan öğretici metin türüdür.
FARKLARI
Mülakatta bir kişiyi sorula- Röportajda ise bir olayı sorgula-
ra verdiği cevaplarla tanıtmak mak, bir gerçeği ortaya koymak
amaçlanır. suretiyle kamuoyunu aydınlatmak
amaçlanır.
SAİT FAİK ABASIYANIK İLE BİR MÜLAKAT
Sait Faik’le kuliste sessiz bir köşede oturmuş konuşuyoruz. Kendi-
sine soruyorum:
— Hikâye yazmaya ilk ne zaman başladınız, Sait Faik Bey?
— Bursa Lisesinde onuncu sınıftaydım, edebiyat hocamız bir vazife
yazmamızı istedi. Ben ’’İpekli Mendil” isimli bir hikâye yazıp ver-
dim. Ertesi ders hoca bu hikâyemi bütün sınıfa okuttu. Neden oku-
tuyordu bir türlü anlamamıştım. Meğerse hikâyeyi çok beğenmiş,
sonra beni yanına çağırıp: “Eğer böyle yazmakta devam edersen iyi
hikâye yazabileceksin sen” demişti. İşte ilk bu şekilde yazmaya baş-
ladım. Hocam, bana daima cesaret veriyordu. İkinci olarak “Zemberek’’i yazdım. Sonra İstanbul’a
gelip Edebiyat Fakültesi’ne girdim. Orada rahmetli Kenan Hulûsi’nin verdiği cesaretle hikâye yaz-
maya devam ettim.
— Umumiyetle nerede ve nasıl yazarsınız?
— Hikâye yazmak için oturduğum hiç vaki değildir. Hikâye yazmak içimden gelmeli ve sonra otu-
rup yazmalıyım. Hikâyelerimi ekseri herkesin arasında, bir balıkçı kahvesinde veya evimde gece
yarısından sonra annem uyurken yazarım.
— Niçin hep denizden ve balıkçılardan bahsedersiniz?
— Ada’da oturuyorum. Denizi pek çok severim, balıkçıları da öylesine. Balıkçı kahvesine gider
otururum. Oraya çeşitli balıkçılar gelir, ben onlarla ahbaplık eder, kayıklarıyla denize çıkar, onları
avlamaya çalışırım.
Etem Çalış, Edebi Mülakatlar
(Metin, aslına sadık kalınarak alınmıştır.
110