Page 110 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 110

Ortaöğretim Genel Müdürlüğü
         54      TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11                              Öğretim Programları ve Ders Kitapları Daire Başkanlığı
                 Kavram Öğretimi
          9. ÜNİTE    : MÜLAKAT/RÖPORTAJ > Bilgilendirici (Öğretici) Metinler > Gazete Çevresinde Gelişen Metinler
          Kavram      : Röportaj
          Genel Beceriler  : Eleştirel Düşünme ve Bilgi Okuryazarlığı Becerileri
          Alan Becerileri  : Okuma Becerisi, Yazma Becerisi

          Çalışmanın Adı                         GEZ, ARAŞTIR, SOR                               20 dk.
          Çalışmanın Amacı  Röportaj türünün genel özelliklerini açıklayabilme.


          Yönerge: Aşağıdaki bilgi haritasını inceleyip metni okuyunuz. Bunlardan hareketle soruları cevaplayınız.


                                             Birinci kişili anlatım
                          Soru-cevap                                    Yazarın kişisel
                                                                      değerlendirmeleri

           Araştırma, soruşturma                                               Fotoğraf, belge ve
                                                                                   grafikler
               Farklı anlatım                 RÖPORTAJ                           Gezip görme
                 biçimleri

                      Toplumsal, sanatsal                               Gazete ve dergi
                        olgu ve olaylar       Tarihî belge özelliği         yazıları





                                       KAYADAN KALE OYMUŞLAR
           Ortahisar köyü… Peri bacaları ormanın ortasında.
           Bozkır bomboştur. Kıraçtır. Tuzludur. Tuz parçaları yaz sıcağında ışıldar. Uçsuz bucaksız, yapayalnız,
           düz uzar gider. Yanığa çalar. Çok zaman büyük bir yalım geçmiş sanırsın bu toprağın üstünden. Sarımsı.
           Ta uzakta, ötelerde, belki de göremeyeceğin kadar uzakta bir gökyüzü vardır. Bomboz. Bu büyük yal-
           nızlıkta insanlar, hayvanlar, çok çok da bulunmazlar ya, karınca gibidirler. Yanında da olsa bir küçücük
           kara nokta gibi kalırlar.
           (…)

           Köylüler aldı dört bir yanımızı, iyi, akıllı köylüler. Efsane köylüleri.
           Köyü görür görmez, peri bacaları ormanına girerken, Mustafa’ya demiştim ki:
           “Mustafa, ben burada yapacağımı bilmiyorum. İnsanlar bu diyarda gece gündüz efsane yaratırlar. Bu
           köyden, peri bacaları ormanının dolaylarındaki öteki köylerden yüzlerce peri efsanesi derleyeceğim.”
           Mustafa demişti:

           “Bu köyler senin bildiğin köyler değil, hepsi okuryazar. Osmanlıdan beri bu köyde okul var… Öyle
           efsaneye mefsaneye inanacağı zor bulursun.”

           Ben biliyordum ki, efsane öyle okumuşluğa falan bakmaz. Efsane insanoğlunun içindedir. Ölüm gibi,
           arılık gibi, korku gibi temellidir insanda. İnsanoğlu yaratıcıdır. Sıkışınca taşı un eder, kayaları deler,
           toprağın altını üstüne getirir, en umulmaz yerden kendine bir dost çıkarır. Yani insanoğlu, yaratmadan
           edemez. Bulunduğu bölgeye, durumlara bağlıdır yaratmasının patlak vermesi… Göçebenin kilimi, na-
           kışı, yerlinin taşı, yapısı, heykeli, resmi. Bunlarla birlikte destanı, türküsü, masalı, efsanesi… İnsanoğlu
           yaratır oğlu yaratır… Bunun çaresi yok. Ötesi yok. Getir buraya doldur dünyanın en katı insanlarını,
           fizikçilerini, kimyagerlerini, atomcularını, maddeyi oyuncak gibi kullananlarını. Getir şu Ortahisar ka-
           lesinin karşısına dik, salıver şu peribacaları ormanının ortasına, bir yıla kalmadan sana, inanmasalar da,
           bir şiir döktürsünler, parmağın ağzında kalsın… Bir dünya kursunlar, efsane dünyası gör.
           (…)

          108
   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115