Page 121 - Türk Dili ve Edebiyatı 11 | Kavram Öğretimi Kitabı
P. 121
CEVAP ANAHTARLARI TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 11
Kavram Öğretimi
Ünlü şair, bir dostuna hediye ettiği resmin altına “Ağlarım hatı-
Çalışma No.: 23 ra geldikçe gülüştüklerimiz!” (Belirtisiz Nesne) yazmış. (12-E)
1. Olası cevap: “Yorgun gözümün halkalarında” dizesinde Oluşan şifre: NESNE
söyleyici, dünyanın çilelerinden yorulduğunu, “güller ki
kamıştan daha nâlân” dizesinde ise sazlıktan koparılmış bir
kamış gibi yaşadığı hayattan memnun olmadığını ve ağlayıp Çalışma No.: 26
inlediğini dile getirir.
1. Yazlıkları dolabın alt rafına yerleştirdim.
2. Olası cevap: Güller karanlıkta tam seçilemez, bu durum da Ders programlarını sınıf öğretmeninizden alabilirsiniz.
güllere esrarlı bir hava katar. Söyleyici, güneşin doğmasıyla
güllerin bu esrarlı hâllerinin kaybolduğunu düşünmüş Bütün gün köyü kavuran güneş nihayet dağın arkasında bat-
olabilir. Görselde de güneş doğmaya başladıkça gülün mıştı.
yavaş yavaş ortaya çıktığı ve taşıdığı gizemin kaybolduğu Bilgisayara yeni bir hafıza kartı ekledim.
düşünülebilir. Her gördüğü yerde öğretmenine soru soruyordu.
3. a) Olası cevap: Kandilli semtinde yaşayan insanların âdeta Hafta sonunda sizi de bize bekleriz.
uyku içinde yüzdüklerini ve gecenin bir yorgan gibi Sevdiklerimizin hepsine candan bir selam gönderelim mi?
Kandilli’yi örttüğünü söyleyici dile getirmektedir. Mehtap
Boğaz’ın sularına yansımış ve bir gemi gibi Boğaz’da Bu derdin çaresi kimde bulunur?
sürüklenmektedir. Bu ifadelerle söyleyici sembolizm Kardeşini beklerken ikide bir saatine bakıyordu.
akımına uygun kapalı bir anlatım gerçekleştirmiştir. Yazarın yeni kitaplarında hayatın içinden insanlara rastlanmı-
Yukarıdaki görselde de mehtabın su üzerinde bıraktığı yor pek.
yansımalar ve kayıp gider gibi görünmesi sembolist şiir
anlayışına uygundur. 2. İçinde dolaylı tümleç olan cümleler:
b) Olası cevap: Şiirde, geçmişe özlem duyulduğunu 2. Akrabaya, komşuya, yolda kalmışa, kimsesize sahip çıkma-
anlatan birçok ifade yer almıştır. Şiirde geçen Kandilli, lıyız.
İstanbul’un en eski semtlerinden Üsküdar’da, Boğaz 4. Artık evine -çocukluğunun o gizemli bahçesine- dönecek ve
kıyısında yer alır. Bu bölgede Osmanlı mimarisinin geçmişi tamir edecekti.
ihtişamını hissetmek mümkündür. Söyleyici “Mevsim 6. Toplantılarıma akşamdan hazırlanırım ben daima.
sonu öyle bir zaman ki/Gaip bir musikiydi sanki.”
dizelerinde son anlarına tanık olduğu Osmanlı Devleti’ni 8. Bu sözü daha önce nerede görmüştüm, hatırlamıyorum.
ve ondan kalanları hatırlamış. “Gitmiş kaybolmuşuz 9. Bence bir de dayıma danışalım.
uzakta/Rü’yâ sona ermeden şafakta...” dizeleriyle de
geçmişle olan bağının rüyalarda bile olsa devam ettiğini Çalışma No.: 27
anlatmaktadır.
1.
Çalışma No.: 24 Bir gemi yelken açtı hayal iklimlerine, “çığlıkla” NASIL?
Civarından çığlıkla yorgun martılar “Rüzgâr sürükle-
1. Hikâyeye Ait Unsurlar Şiire Ait Unsurlar kaçtı; nirken derinlerden
Rüzgâr sürüklenirken derinlerden
Olay X Tema X derine derine” NE ZA-
MAN?
Hayal iklimlerine bir gemi yelken açtı.
Kişiler X Ölçü X
Beyaz yelkenlerinde ölgün bir kızıl-
Zaman X Kafiye X lığın “belirsiz” NASIL?
Titrek son akisleri dalgalandı belirsiz; “Toplanırken
Mekân X Nazım birimi X Toplanırken göklerde bulutlar yığın göklerde bulutlar
yığın yığın” NE
Çatışma X Nazım şekli X yığın ZAMAN?
Hırçın bir fırtınayı düşünüyordu deniz.
Paragraf Uyak düzeni X
Ufuklarda solarken altın şafak gülleri
Yabancı âlemlerden sâadetler, emeller, “Ufuklarda solar-
2. Tevfik Fikret ve Mehmet Akif Ersoy şair kimlikleriyle İhtiraslar bekliyen kimsesiz gönülleri ken altın şafak gül-
tanınan sanatçılardır. Manzumeler, roman/hikâye yazarları Gizlice sıkıyordu kızgın demirden leri” NE ZAMAN?
tarafından tercih edilen bir tür değildir. Şairler, şiir sanatının eller. “Gizlice” NASIL?
özelliklerinden yararlanarak manzumeler yazmışlardır.
3. Manzumeler, divan edebiyatındaki mesnevilerle benzerlik En katı yüreklinin bile bu sabah iki, “bu sabah” NE
gösterir. Çünkü mesneviler de ölçülü, uyaklı olarak yazılan Üç damla yaş kurudu solgun yanakla- ZAMAN?
ve bir olay örgüsüne sahip eserlerdir. rında; “Bugün” NE ZA-
Açılan yolcuların hepsi hissetmişti ki MAN?
Çalışma No.: 25 Bugün de erişilmez o diyara, yarın da... “yarın” NE ZA-
MAN?
1. Yaşanılanları, (Belirtili Nesne) nesnel olmaya çalışarak birinci
kişinin ağzından öyküleyici bir anlatımla yazmaya çalıştım. “Ufkun dört duva-
Çılgınca alkışladı. (1-N) rına kanadını vura-
Kadı Mustafa Darir, eserlerinde Dede Korkut üslubuna benze- Ufkun dört duvarına kanadını vurarak rak” NASIL?
Rüzgâr sürüklenirken derinlerden
yen sevimli bir Türkçe (Belirtisiz Nesne) kullanmıştır. (4-E) derine, “Rüzgâr sürükle-
nirken derinlerden
Atatürk'ün Millet Mektepleri başöğretmenliğini kabul ettiği Gümüş yelkenlerini yüksekten savu- derine” NE ZA-
günü, (Belirtili Nesne) Öğretmenler Günü olarak kutluyoruz. (6-S) rarak MAN?
Türkiye Futbol Federasyonu, korona virüsü nedeniyle maçları Bir gemi yelken açtı hayal iklimlerine. “Gümüş yelkenle-
(Belirtili Nesne) uzun bir süre seyircisiz oynattı. (10-N) rini yüksekten sa-
vurarak” NASIL?
119