Page 7 - Seçmeli Psikoloji | 3.Ünite
P. 7
3. ÜNİTE
3.2.2. Bilişsel Öğrenme
Bilişsel kuramcılara göre öğrenme, dünyayı anlama ve algılama girişimidir. Öğrenme uyarıcılara verilen basit
bir tepki değildir. Bilişsel öğrenmenin temelinde bireyin düşünmesi, hatırlaması, yeni bilgileri zihninde depola-
ması ve eski bilgilerle bağlar kurması yatar. İnsan öğrenmelerinin çoğunda bilişsel öğrenme ön plandadır. Çeşitli
bilişsel öğrenme modelleri vardır.
a) Kavrayış (İçgörü) Yoluyla Öğrenme: Kavrayış yo-
luyla öğrenmede başlangıçta problemin çözümünde
hiçbir ilerleme görülmez, sonrasında problemin çözümü
birdenbire zihinde oluşur. Olaylar arasındaki bağ bir anda
kurulur. Archimedes’in (Arşimet) hamam tasını suyun üs-
tünde yüzerken görüp bir anda “evreka evreka” (buldum
buldum) diye bağırması kavrayış yoluyla öğrenmeye örnek
gösterilebilir. Archimedes, problemin çözümünü (suyun
kaldırma kuvvetini) ani bir kavrayışla keşfetmiştir. Bu kav-
rayışın gerçekleşmesi için konuyla ilgili önceden edinilmiş Görsel 3.5: Kavrayiş yoluyla öğrenme
bilgilerin var olması gerektiği unutulmamalıdır (Görsel 3.5).
b) Farkına Varmadan (Gizil) Öğrenme: Farkına varmadan öğrenmede organizma çevresinde olup biten olay-
ları, durumları farkında olmadan depolar. Sürekli duyulan bir şarkı ya da şiir özel bir çaba sarf edilmeden ezberle-
nir. Turistik bir gezi amacıyla gidilen bir şehirde sokak isimlerinin yerleri farkında olmadan öğrenilir.
Edward Tolman (Edvırt Tolmın), yaptığı deneyde birinci gruptaki farelere on gün boyunca labirentten çabuk
çıkma alıştırmaları yaptırır ve fareleri zaman zaman ödüllendirir. İkinci gruptaki farelere ise ödül vermez ve alıştır-
ma yaptırmaz. Bu on günlük sürede fareler labirentte serbestçe dolaşır. On gün sonunda yiyecekle alıştırma yap-
tırılan fareler, diğer gruptaki farelerle aynı labirente koyulur. Her iki grubun da aynı sürede labirentin sonundaki
yiyeceğe ulaştığı gözlenir.
Tolman’a göre farelerin asıl öğrendiği labirentin bilişsel şemasıdır. Bu gizil öğrenmedir. Pekiştireç (yiyecek) ve-
rilince gizil öğrenme davranışa dönüşmüştür. Farkına varmadan öğrenmede ödül veya ceza gibi bir pekiştireç
olmadan da öğrenme gerçekleşebilir. Ödül ve cezanın rolü, gizil olarak öğrenilen şeyin sadece ortaya çıkmasını
sağlamaktır.
c) Psikomotor Öğrenme: Psikomotor öğrenmede önemli olan
bir eylemin, becerinin en doğru ve en iyi şekilde yapılmasıdır. Her-
hangi bir psikomotor becerinin kazanılması için organizmanın
önce gerekli olgunluğa ulaşması gerekir. Örneğin üç yaşındaki bir
çocuğa iki tekerlekli bisiklette dengede durmayı öğretemezsiniz
(Görsel 3.6).
Bir psikomotor becerinin kazanılması için birçok alıştırma yapı-
lır. Bu aşamada bilişsel süreçler devreye girer ve hangi hareketlerin
işe yaradığı zihinsel olarak fark edilir. En son aşamada motor öğren-
me gerçekleşir ve artık öğrenilen şey klavyeye hiç bakmadan on
parmakla yazı yazmak örneğinde olduğu gibi otomatik hâle gelir.
Araba kullanmak, yüzmek, iyi basketbol oynamak da bu öğrenme-
ye örnektir.
ç) Deneme Yanılma Yoluyla Öğrenme: Bu öğrenme türünde
bir problemle karşılaşan organizma çeşitli davranışlarda ve tepki-
lerde bulunur. Süreç içinde işine yarayan davranışları tekrar eder,
işine yaramayanları ise terk eder. Tekrar sayısı arttıkça hata miktarı
azalır, hata miktarı azaldıkça da öğrenme düzeyi artar.
Kafese kapatılan aç kedi dışarıdaki peynire ulaşmak için, kafesi Görsel 3.6: Bisiklet süren çocuk
kurcalayıp tırmalar. Bu sırada tesadüfen kafesin kapısının açılma-
sı için hazırlanmış düzeneğe dokunur. Kapı açılır yiyeceğe ulaşıp
karnını doyuran kedi tekrar kafese kapatılır. Birkaç deneme yanılmadan sonra artık yemeğe ulaşmak için gereken
doğru davranışı öğrenmiştir. Acıktığı zaman doğrudan gidip düğmeye basar, kapıyı açar ve karnını doyurur.
ÖĞRENME, BELLEK, DÜŞÜNME 89