Page 17 - T.C. İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük | 7.Ünite
P. 17
7. Ünite
5. Lozan Barış Antlaşması çerçevesinde Müslüman Türklere tanınması gereken
dinî haklar tanınmamaktadır. Türkler kendi müftülerini seçememektedir.
Fakat tüm baskılara rağmen Batı Trakya Türkleri millî kimliklerini korumuş-
lardır. Türkiye bu konularda Yunanistan ile dönem dönem sorunlar yaşamak-
tadır. Türkiye, uluslararası alanda imzalanan antlaşmaların verdiği hukuki
haklar doğrultusunda Batı Trakya Türklerinin haklarını savunmaktadır.
7. 2. 3. Ermenilerin Faaliyetleri ve ASALA Terör Örgütü
1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı sonunda imzalanan Berlin Antlaşması’nda Ba-
tılı devletler, Osmanlı topraklarında yaşayan Ermenilerin hakları konusun-
da reform yapılmasını talep ettiler. Osmanlı Ermenilerinin, Batılı devletlerin
kışkırtması ve Fransız İhtilali’nin getirdiği milliyetçilik akımının etkisiyle,
ayrılıkçı faaliyetlere başlamaları, Ermeni sorununun başlangıç tarihi oldu.
Osmanlı topraklarında faaliyete başlayan Hınçak, Taşnak, Ramgavar, Hınçak
İhtilal Komitesi, Silahlılar Cemiyeti ve Karahaç Cemiyeti gibi halkı silah-
lı ayaklanmaya sevk eden terör örgütleri, 19. yüzyıldan başlayarak Osmanlı
topraklarında şiddetin artmasına neden oldu. I. Dünya Savaşı sırasında Er-
meni çetelerinin Rus ordusu saflarında savaşmaları ve cephe gerisinde Türk
köylerine saldırmaları üzerine Osmanlı Devleti, önleyici tedbirlere başvurdu.
Bu kapsamda çıkarılan Tehcir Kanunu ile 1915’te Ermeniler, Suriye bölgesi-
ne zorunlu göçe tabi tutuldu. Görsel 7.12: Şehit diplomatlar
Millî Mücadele sırasında Ermeni çetelerin Doğu Anadolu’daki saldırgan
faaliyetlerine Kazım Karabekir Paşa komutasındaki 15. Kolordu karşı dur-
du. 1920’de Doğu Cephesi komutanı olarak atanan Kazım Karabekir Paşa,
TBMM’den aldığı emirle Ermenistan’ın saldırgan faaliyetlerine son ver-
mek için taarruza geçti. Kars ve Ardahan Ermenilerden geri alındı. 1920’de
TBMM Hükûmeti ve Ermenistan arasında imzalanan Gümrü Antlaşması’yla
Ermenilerin yıkıcı faaliyetleri son buldu. Gümrü Antlaşması’nın imzalanma-
sından sonra 1965’e kadar Türk-Ermeni ilişkileri sakin bir dönem geçirdi.
Ermeni lobisinin kışkırtması ve Batılı devletlerin desteğiyle Türklere karşı
Ermeni şiddeti yeniden canlandı. Bu yeni dönemde isminden en çok söz et-
tiren ve Ermeni terörü ile eş anlamda kullanılan “Ermenistan’ın Kurtuluşu
İçin Ermeni Gizli Ordusu” isimli terör örgütüdür. Bu terör örgütünün adının
kısaltılmış şekli “ASALA”dır.
ASALA terör örgütü yurt dışındaki Türk temsilcilik ve kuruluşlarına, Türk
diplomat ve büyükelçilik görevlilerine yönelik silahlı saldırılar düzenlemeye
başladı. ASALA’nın başlattığı terör, kısa zamanda hızla arttı ve yoğunluk ka-
zandı. Avrupa, çeşitli doğu ülkeleri, Suriye ve Lübnan’da üsler edinen Erme-
niler; Kıbrıs Rum Yönetimi’nden ve Yunanistan’dan lojistik ve siyasi destek
alarak eylemlerini sürdürdü.
ASALA terörü, 1973’te Mıgırdiç Yanıkyan adlı bir Ermeni’nin Türkiye’nin
Los Angeles Büyük Elçisi Mehmet Baydar ve Konsolos Bahadır Demir’i şe-
hit etmesiyle başladı. 1973-1984 yılları arasında Türk diplomat ve temsilciler
şehit edildi (Görsel 7.12). Ermeni terör örgütü ASALA, 15 Temmuz 1983’te
Paris’in Orly Havaalanı’ndaki Türk Hava Yolları bankosuna yerleştirdiği
bombanın patlamasıyla ikisi Türk sekiz kişinin hayatını kaybettiği saldırıdan
sonra, Avrupa’daki desteğini kaybetti (Görsel 7.13). ASALA’nın Türkiye’de
yaptığı ilk ve en kanlı eylem olan Esenboğa Havalimanı saldırısında 7 Ağus-
tos 1982 tarihinde 9 kişi hayatı kaybetti 72 kişi de yaralandı. Görsel 7.13: ASALA saldırısı ile
ilgili gazete haberi
SALT I Antlaşması imzalandı. Kıbrıs Türk Yönetimi ilan edildi.
1969 1971
211