Page 29 - Türk Dili ve Edebiyatı 10 | 5.Ünite
P. 29

ROMAN





               ‒Bu gün bana İzmir kızını dinlettiniz, teşekkür ederim, dedi. Kim-
            se elini uzatmadı. O, Salime Hanım’la çıkarken ben de kapıya kadar
            gittim.
               Odaya dönünce genç askerleri Ayşe’nin sandalyesi etrafında diz
            çökmüş buldum. Haşmet Bey ve ihtiyar Sabri Paşa da dahil olduğu
            hâlde, İzmir kızına kılıçlarını vakfediyorlardı. İhsan’ın biraz kısık se-
            sini duydum:
               ‒Her  azamız  kopuncaya  kadar  İzmir  yolunda  kılıcımızı  kınına
            koymayacağız.
               Deminki kavi, muzaffer Ayşe, âciz bir çocuk gibi, zavallı bir ana
            gibi hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
               ‒Ne oluyorsunuz, dedim. Milletin bizim gibi gayri müsellâh kıs-
            mı kılıçlılardan daha çok. Harp bitti. Medenî sulhün nimetini bize
            Mister Cook anlattı. Bunun üstüne çay içmez misiniz?
               Bunu kâğıt kokuları ve daire söyledi, Ayşe! Ben hepsinden daha
            aşağı yüzükoyun yattım. İçimden haykırdım.
               Her azam kopuncaya kadar Ayşe! Sen duymadın, bilmedin, yeşil
            gözlerinde yaş kurudu. Bana merhametle baktın. Hâlâ bilmiyorsun.
            Bak iki bacağım koptu, fakat dövüşmek için iki kolum daha var. Aç
            gözlerini Ayşe, alnındaki kırmızı yarayı kaldır. Yanında yatan şehit-
            ten, etrafındaki ölenlerden ben aşağı değilim. Ben de, ben de senin
            için, İzmir için her azam kopuncaya kadar vuruşacağım.

               Bu yaşananlardan sonra Ayşe, Gedikpaşa’da bir eve taşınır. Peyami ve
            İhsan, Ayşe’yi yalnız bırakmaz. Önce Cemal, sonra da İhsan Anadolu’ya
            mücadeleye gider.
               İngilizler, İstanbul’u işgal eder. İşgale karşı duranlar sürgüne gönderi-
            lirler. Ayşe de arananlar arasındadır. Ayşe, artık İstanbullu gençlerin saygı
            duyduğu ve kurtuluş sembolü olmuş biridir. Herkes kaçış planları yapmakta
            ve çeşitli tekkeler de bu insanlara Anadolu’ya geçiş için imkân sağlamakta-
            dır.
               Bu arada İhsan cephede komutan olarak görev yapmaktadır. Peyami ise
            Ayşe’nin arkasından cepheye sürüklenmiştir. Anadolu’daki yokluk ve savaş
            ortamı, Peyami’nin gözünden anlatılır. Önce Geyve’de halifenin ordusuyla
            savaşırlar. Çeteler arasında da bir kargaşa söz konusudur. Kimisi Kuvâ-yı
            Millîye, kimisi de halife taraftarıdır. Bu arada Mehmet Çavuş da aralarına
            katılır. Peyami, Ayşe’nin de gözüne girebilmek için savaşa bizzat katılmak
            ister. Bu amaçla Mehmet Çavuş’tan silah kullanmayı öğrenir. Ayşe, cephede
            hastabakıcılık yaparken Peyami de bir köyde gizlenen silahları cepheye taşı-
            makla görevlidir.
               Romanda Kezban adlı küçük bir köylü kızı da yer alır. Savaşmak iste-
            mektedir ve İhsan’a gizliden gizliye âşıktır. Mehmet Çavuş da Kezban’la
            evlenmek ister. Ancak Kezban Mehmet Çavuş’la evlenmek istemez ve kaçar.
               Bir süre sonra İhsan, Peyami ile birlikte Konya’da çıkan bir ayaklanma-
            yı bastırmakla görevlendirilir. Bu arada Mehmet Çavuş, saf değiştirmiştir.
            İhsan ve Peyami’yi bazı köylüleri de kandırarak pusuya düşürür ve İhsan
            yakalanır. Kezban bunu askerlere haber verir ve onlar da İhsan’ı kurtarırlar.
            Mehmet Çavuş idam edilir.
               Peyami’nin tayini Ankara’ya çıkar. O, Ankara’dayken I. ve II. İnönü





                                                                                                           201
   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34