Page 23 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 4.Ünite
P. 23

Türklerde Ekonomi


            bir yapı vardı. Halkın refahı ve huzuru ise feodal beylerin inisiyatifine bırakılmıştı.
                 Yöneticiler mal ve hizmet üretimini sağlayıp toplumun refahını yükseltmek yerine, kendile-
            rini dışarıdan gelecek saldırılara karşı korumakla uğraşıyordu. Burada ekonomik güç Osman-
            lı’dan farklı olarak siyasi güce dönüşebiliyordu.
                  Osmanlı Devleti’nde toprak devletin mülkiyetinde olduğu için buralarda büyük toprak sa-
            hiplerinin  oluşması  engellenmişti.  Kamulaştırılan  topraklar  ise  Tımar  Sistemi  doğrultusunda
            ekilip biçiliyordu.
                 Bu sistemde sipahi, Batı’da olduğu gibi köylünün başındaki bir derebeyi değil devletin ve
            halkın hizmetinde olan bir memurdu. Batı’da ise serf (köylü) devletin vatandaşı değil feodal ya-
            pının hizmetkârıydı.
                 Osmanlı Devleti’nde kamu harcamalarının büyük bir kısmı vakıf kurumları tarafından kar-
            şılanmaktaydı. Avrupa’da ise böyle bir kurum yoktu. Osmanlı Devleti ile Avrupa devletleri arasın-
            daki farklılıklar daha çok siyasi sistem, toprak rejimi ve mülkiyet yapısından kaynaklanıyordu.
                 Osmanlı topraklarında seyahat eden Kont Marsigli, Osmanlı ve Avrupa ekonomisini şu şe-
            kilde karşılaştırmıştır:


                                              Kont Marsigli İstanbul’da
                    “Türklerin ordu ve donanmaları için hiçbir ham ve mamûl maddeye ve silaha
               ihtiyaçları yoktur. Bunları kendileri imal ederler. Yiyecek madde ithali bahis konusu bile
               değildir. Onun için çok mal satar, az mal alırlar. Üstelik uzak Asya ülkelerinden satın al-
               dıkları malları biriktirir, bir kaç misli karla Avrupa’ya satarlar.
                    Hiç bir Avrupa devleti yoktur ki, Osmanlı ile savaş gibi sebeplerle ticaretini kestiği
               takdirde sıkıntıya düşmesin. Birçok Avrupa devleti bazı maddeleri kesin şekilde Osman-
               lı’dan almaya mecburdur. Türk İmparatorluğunun ham madde kaynakları tükenir gibi
               değildir. Türk kerestesi gelmezse Avrupa’da birçok tersane durur. Türk tarım ürünleri ve
               hayvan ürünleri, birçok Avrupa ülkesini besler. Türk kumaş, iplik, bakır ve deri sanayi
               üstündür. Avrupa, bunları da satın alır. Gerek ateşli, gerek kesici Türk silahları Avru-
               pa’da çok makbuldür.
                    Avrupalı tüccar, Osmanlı ülkesinin içine girip doğrudan doğruya müstahsilden veya
               sanayiciden mal satın alamaz. Bu malları yerinden satın alıp limanlara sevk eden Osman-
               lı tacirleri, çok kazanırlar. Kendi mallarını kendi gemileriyle Avrupa limanlarına götüren
               Türk armatörleri de çoktur. Meselâ, Venedik’te büyük bir Türk işhanı mevcuttur.
                                                        Yılmaz Öztuna, Osmanlı Devleti Tarihi, C. 2, s. 229-231 (Düzenlenmiştir.)


            Coğrafi Keşifler ve Kapitülasyonların Osmanlı Ekonomisine Etkisi

                 Osmanlı Devleti ticarete büyük önem vermiş ve ticareti geliştirmek amacıyla çeşitli tedbirler
            almıştır. 14 ve 15.  yüzyıllarda Doğu Akdeniz ticaretini ellerinde tutan Ceneviz, Venedik ve Flo-
            ransa gibi Avrupa ülkelerinin gemilerine ve tüccarlarına verilen
            bazı imtiyazlar, ticareti kolaylaştırmak amacıyla alınan tedbir-       BİLGİ NOTU
            ler arasında yer almıştır.
                 Osmanlı  Devleti  XVI.  yüzyıldan  itibaren  coğrafî  keşiflerin   Kapitülasyonlar bir
            olumsuz etkilerini azaltmak, Avrupalı tüccarları Doğu Akdeniz’e   devletin başka bir devlete
            çekmek ve siyasal dostluklar kurmak amacıyla, önce Fransa’ya      verdiği ekonomik, siyasal
            daha sonra da İngiltere ve Hollanda gibi diğer Avrupa ülkelerine   vb. ayrıcalıklardır.
            de kapitülasyonlar (ayrıcalık) tanımıştır.
                 Coğrafi keşiflerle birlikte sömürgecilik faaliyetleri hız kazanmıştır. Başta Portekiz, İspanya,
            Hollanda ve İngiltere gibi Avrupa ülkeleri dünyanın çeşitli coğrafyalarında sömürge amaçlı kolo-
            niler kurarak o bölgelerin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kendi ülkelerine aktarmışlardır.
                 Sömürgecilik, sanayi inkılâbı ile ayrı bir ivme kazanmış İngiltere bu dönemde büyük sömür-
            ge bölgeleri oluşturmuştur. Sömürgecilik faaliyetleri sonucunda zenginleşen Avrupa ekonomisi
            karşısında Osmanlı Devleti zayıf kalmıştır.





                                                          151
   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28