Page 22 - Türk Kültür ve Medeniyet Tarihi 11 | 4.Ünite
P. 22

4. Ünite


                    Vakfın  esası;  bir  malı,  insanların  yararlanması  için  ken-  BİLGİ NOTU
               di mülkiyet sahasından çıkarıp toplumun yararına sunmaktır.
               Vakfa bağışlanan mallar taşınır ve taşınmaz olarak ikiye ayrılır.        VAKIF DUASI
                    Asıl vakıf, akar da denilen taşınmaz malların vakfıdır. Han,      “Her kimse ki vakıfla-
               hamam, çarşı, zirai topraklar gibi taşınmaz malların gelirleriyle   rın bekasına özen ve gelir-
               hayır  kurumları  finanse  edilmiştir.  Bu  sayede  toplumun  ihti-  lerinin artırılmasına itina
               yaçları karşılanarak iktisadî refah seviyesindeki dengesizlik en   gösterirse, bağışlayıcı olan
               az seviyeye indirilmiştir.                                        Allahu Teâlâ’nın huzurun-
                    Günümüzde eğitim, sağlık, sosyal güvenlik ibadet ve bayın-   da ameli güzel ve makbul
                                                                                 olup, mükâfatı sayılama-
               dırlık faaliyetlerinin, devlete olan maliyeti düşünüldüğü zaman   yacak kadar çok olsun. Bu
               Osmanlı  Devleti’ndeki  vakıfların    ekonomiye  ve  sosyal  refaha   kişi dünya üzüntülerinden
               katkısı daha iyi anlaşılacaktır.                                  korunsun ve muhafaza
                    Osmanlı  Devleti’ndeki  vakıflar  insanlar  arasında  din,  dil   edilsin...”
               ve ırk ayrımı yapmadan ihtiyaç sahiplerine gerekli yardımı gö-
               türmüşlerdir. Osmanlı halkı sahipsiz hayvanların ihtiyaçlarının
               karşılanması için “Kuşları Koruma Vakıfları” gibi vakıflar bile kurmuşlardır.
                    Cumhuriyet ilân edildikten sonra 1924 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü kurulmuş, 1970
               yılında ise bu kurumun çalışma alanı genişletilmiştir. Günümüzde vakıflar illerde valilerin, il-
               çelerde  de  kaymakamların  yönetiminde  yardıma  muhtaç  insanların  yiyecek,  giyecek,  ısınma,
               sağlık ve eğitim ihtiyaçlarının karşılanmasına yardımcı olmaktadır. Vakıflar maddi durumu iyi
               olmayan ailelerin yılda birkaç kez yiyecek, giyecek, ısınma ve eğitim ihtiyaçlarını karşılamakta;
               sel, deprem ve yangın gibi olağanüstü durumlarda da insanların ihtiyaçlarının karşılanması için
               çalışmaktadır.

                     SIRA SİZDE



                       Para vakıflarının ilki Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulmuştur. Fatih Sul-
                  tan Mehmet, geliri Yeniçeri Ocakları’na verilen etlerin temin edilmesinde kullanılmak
                  üzere 24 bin altın vakfetmiştir. 1456-1551 yılları arasında kurulmuş 1161 para vakfı (va-
                  kıf-bankalar) vardı. Kanuni Sultan Süleyman da kendisinden önceki bu tür para vakıfla-
                  rını bir araya getirerek 698 bin akçelik bir vakıf yaptırmıştır. Bu vakfın gelirleri, İstanbul
                  kasaplarına sermaye olarak verilmiştir.
                                               Ahmet Tabakoğlu, Klasik Dönemde Osmanlı Ekonomisi, Türkler Ansiklopedisi, C. 10, s. 676
                   Yukarıdaki metinde bahsedilen vakıfların osmanlıdaki esnaflara ne gibi faydaları ol-
                 muş olabilir.

                  .........................................................................................................................................................................................................................
                  ..........................................................................................................................................................................................................................



               Osmanlı ve Avrupa Devletlerinin Ekonomi Anlayışı

                    Osmanlı Devleti’nin ekonomi anlayışı sosyal refahın sağlanması için piyasada yeteri kadar
               malın bulundurulması esasına dayanmış, yöneticiler halkın en iyi şekilde yaşatılması için çaba-
               lamışlardır. Çünkü üretimin artması, devletin hazine gelirlerinin çoğalması, devlet ve ordunun
               güçlü duruma gelmesi, halkın huzur ve adalet içerisinde yaşamasına bağlıdır. Bu nedenle Al-
               lah’ın bir emaneti olarak da değerlendirilen reayanın sıkıntıya düşmeden bolluk içerisinde yaşa-
               ması için gerekli tedbirler alınmıştır.
                    Osmanlı Devleti bütün sektörlerde talebi karşılamak üzere üretim ortamı hazırlamış, bu or-
               tamın devam etmesi için de kanunlar çıkarmıştır. Halkın refahını hedefleyen Osmanlı ekonomik
               anlayışında rekabetten ziyade işbirliği ve dayanışmaya önem vermiştir.
                    Osmanlı’da durum böyleyken Batı’da kralın yanında toprak zenginlerinden oluşan feodal





                                                            150
   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27