Page 63 - Özel Eğitim İhtiyacı Olan Öğrenciler
P. 63

ÖZEL EĞITIM IHTIYACI OLAN ÖĞRENCILER

               Çalışmalar, işitme yetersizliği olan çocukların %90'ının işiten ailelerde doğduğunu, %10'unun ise sağır
        ailelerde doğduğunu göstermektedir (Mitchell ve Karchmer, 2004). Çocukların doğdukları aile yapısı, onların
        dil edinimini ve sosyal yaşamlarını doğrudan etkileyen önemli bir faktördür.

               Türkiye'deki işitme yetersizliği olan çocukların durumuna bakıldığında, güncel bir tarama çalışmasının
        eksikliği nedeniyle bu konuda kesin verilere ulaşmak zor olabilir. Türkiye Özürlüler Araştırması'na göre 2002
        yılında Türkiye'de 253.000 işitme yetersizliği olan birey bulunmaktayken Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı-
        nın 2020 yılında yayımlanan raporunda bu sayının 231.323 olduğu belirtilmiştir. Ayrıca, TUİK'in 2010 yılında
        yayımladığı  rapora  göre,  işitme  yetersizliği  olan  bireyler  toplam  nüfusun  %5.9'unu  oluştururken,  bu  oranın
        %9.6'sını sıfır-altı yaş grubu, %17.4'ünü ise 7-14 yaş arası çocuklar oluşturmaktadır (TUİK, 2010).
               Türkiye'deki tarama çalışmalarının yetersizliği nedeniyle elde edilen verilerin dağınık ve kısıtlı olduğu
        söylenebilir. İstatistikler genellikle Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı gibi kurumların odaklandıkları alan-
        lara göre şekillendiğinden, ülke genelini kapsayan ve güvenilir bir veri setine sahip olmak şu anda mümkün
        görünmemektedir.



        3. İşitme Yetersizliğin Nedenleri ve Türleri
               İşitme yetersizliği kavramı, çok geniş ve çeşitli bir grubu ifade etmektedir. Bu çeşitliliği etkileyen faktör-
        ler arasında işitme yetersizliğinin ortaya çıkış zamanı (doğum öncesi, sonrası veya dil öncesi, sonrası gibi), türü
        (iletim tipi, duyu sinirsel tip veya mikst tip gibi) ve derecesi (orta, ileri, çok ileri gibi) bulunmaktadır. Bu faktörler,
        işitme yetersizliği olan bireylerin iletişim yöntemlerini, eğitim ortamlarını ve sosyal yaşamlarını doğrudan et-
        kilemektedir. Ayrıca, işitme yetersizliği olan çocukların yaklaşık %20-40'ında otizm, zihinsel yetersizlik, dikkat
        eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, serebral palsi, Down sendromu veya öğrenme güçlüğü gibi ek yetersizlikler
        de görülebilmektedir.
               İşitme yetersizliği, gelişimin farklı aşamalarında meydana gelebilir ve bu durum doğum öncesi, doğum
        sırası ve doğum sonrası gibi çeşitli dönemlerde ortaya çıkabilir (Belgin, 2011). Doğum öncesi işitme yetersizli-
        ğine yol açabilen faktörler arasında; ailede ve yakın akrabalarda işitme yetersizliği öyküsü, annenin X ışınına
        maruz kalması, annenin hamilelik sırasında yaşadığı enfeksiyonlar, sigara, alkol ve ilaç kullanımı, hamilelik dö-
        neminde geçirilen kazalar ve doğuştan kulak yapısındaki deformasyonlar veya bozukluklar yer almaktadır.

























               İşitme yetersizliğine neden olabilecek doğum sırasında yaşanan faktörler arasında erken doğum, dü-
        şük doğum ağırlığı (1500 gram ve altı), oksijensizlik (anoksi-hipoksi) ve doğum esnasında yaşanan travmalar
        bulunmaktadır. Doğum sonrası ise çocukların karşılaştığı bazı durumlar işitme yetersizliğine yol açabilmekte-
        dir. Bunlar arasında kızıl, kızamıkçık, menenjit, boğmaca, difteri, kabakulak ve orta kulak iltihabı gibi enfeksi-
        yon hastalıklarının yanı sıra kazalar ve yüksek dozda antibiyotik kullanımı yer almaktadır.
                                                                                                         63
   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68