Page 113 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 113

20. YÜZYIL  ÇAĞDAŞ SANAT AKIMLARI


              Fark Ediniz 5

              I. Dünya Savaşı sırasında tarafsız konumda olan İsviçre, savaş karşıtı olan veya ülkesinden kaçmak zorunda kalan pek çok
              kişiye ev sahipliği yapar. Dört bir yandan edebiyatçılar, sanatçılar, kaçaklar, casuslar vs. Zürich'te bir araya gelir ve savaş
              sırasındaki en enternasyonal ortamı yaratırlar. Bu, Zürich-dada hareketinin tohumları da böylece atılır. Hugo Ball, Richard
              Huelsenbeck, Emmy Hennings (Emi Henigs), Hans Richter (Hans Riçır), Tristan Tzara, Marcel Janco gibi isimler, Zürih’teki
              dada üssü Cabaret Voltaire’de toplanırlar. O dönem Rusya’dan kaçmak ve peruk takarak kimliğini saklamak zorunda kalan
              Lenin  de  Cabaret  Voltaire’nin  sokağında  oturmakta  ve  ‘”Kapitalizmin  En Yüksek Aşaması:  Emperyalizm”  adlı  eserini
              dadacıların patırtıları eşliğinde yazmaktadır.


            B) SÜRREALİZM (Gerçeküstücülük)
            Fransız şair Andre Breton (Andre Bıreton), 1922' de Paul Eluard  ve Louis Aragon (Luis Aragon) gibi  şairlerle birlikte
            dadacılardan  ayrılmış  ve  dadanın  nihilist  (hiççilik  veya  yokçuluk)  tavrına  karşı  olumlu  yönde  yaratıcılığı  savunan
            gerçeküstücü sanatın ilkelerini oluşturmaya başlamıştır. Kökleri dadaya dayanan sürrealizm 1924’te Paris’te kurulmuştur.
            1924’te “Manifeste du Surrealisme”yi (Manifesto du Sürrealizm) (Gerçeküstücülük Bildirgesi) hazırlayan şair Andre
            Breton’a göre gerçeküstücülük, bilinç ile bilinç dışını birleştiren bir yoldur. Onlar Freud’un incelediği sezgi, düş ve
            bilinçaltı dünyasıyla ilgilenmişlerdir. Sanatçılar mantıksal düzeni yok ederek bilinçaltına, sınırsızlığa ve gerçeğe varıla-
            cağına inanmışlardır. Resmi, görülen cismin betimlemesi değil aklın betimlemesi olarak değerlendirmiş ve bu noktadan
            hareket ederek mantık dışı uygulamalarla eserlerini oluşturmuşlardır. İnsanın doğal dünyası olduklarına inandıkları
            fantezi,  düş  ve  imgelemin  üst  gerçekliğini  açarak,  sanatı  uygarlığın  düzenli  ve  kısıtlı  kurallarına  karşı  kullanmayı
            amaçlarken kübizmin aksine görsel anlatımın biçim dilinden çok konuya ve konunun etkisine önem vermişlerdir.
            Breton, Sürrealizm Manifestosu’nda, sürrealizmi düşlerin tüm büyü-
            sünü,  başkaldırının  ruhunu  ve  bilinçaltının  gizemlerini  içeren  bir
            sözcük  olarak  tanımlamıştır.  Gerçeküstücü  terimini  ilk  kez  şair
            Apollinaire 1917’de bir oyununu tanımlamak için kullanmıştır.

            20. yüzyıl içindeki en yaygın ve en uzun ömürlü sanat akımlarından
            biri olan ve plastik sanatların dışında edebiyat, müzik ve sinema gibi
            öteki sanat dallarını da içeren sürrealizm, Avrupa’da iki dünya savaşı
            arası dönemde gelişmiştir. Sürrealizm temelde rasyonalizmi yadsıyan,
            karşı sanat anlayışı doğrultusunda çalışan ilk dadacıların yapıtlarına
            dayanmaktadır. Yöntemli  bir  araştırma  ile  deneyi  ön  planda  tutan   Görsel 4.38: Yeni İnsanın Doğuşunu İzleyen Jeopolitik Çocuk,
            sürrealizm insanın kendi kendisini irdeleyip çözümlemesinde sanatın   Dali, 1943, Gala-Salvador Dali Vakfı, Figueras
            yol gösterici bir araç olduğunu vurgulamıştır. Sürrealizm düşünce ve
            duyguların  aklın  denetimine  girmesine  karşı  çıkan  bir  sanat  akımı
            olmuştur.
            I.  Dünya  Savaşı  sonrasında  sanatçılar,  yaşadıklarına  tepki  olarak
            bilinçaltının düşsel dünyasına yönelmiş; doğanın mantıki görünüşünü
            değil insanın bilinçaltı ve rüyalarındaki alemi göstermek istemişlerdir.
            Nesneleri ve figürleri kendi doğal ortamlarından alıp asla var olmaya-
            cak düşsel bir ortamda gösteren sürrealistlere göre gerçek sanat, doğal
            olan sanattır. Sürrealizm her zaman aykırılıktan ve devrimden yana
            olmuştur.  Sürrealist  sanatçılar  her  şeye  başkaldırmış,  akıl  ve  tüm
            denetimlerden  uzak  kalarak  rahatça  kendilerini  ifade  etmişlerdir.
            Ayrıca  kullandıkları  çizgi  ve  renklerle  de  imkansız  ve  mantık  dışı
            olayları ele alarak olanaksızı olanaklı hâle getirmeye çalışmışlardır.

            II.  Dünya  Savaşı  sonrası  giderek  eski  gücünü  yitiren  sürrealizmin
            belli başlı temsilcileri Salvador Dali (Görsel 4.38), Max Ernst, Jean
            Hans Arp,  Yves  Tanguy  (Yives  Tanguy),  Joan  Miro  (Con  Miro),
            Giorgia De Chirico (Corcio di Kiriso), Alberto Giacometti (Alberto
            Cokometti), Rene Magritte (Rena Magrit) (Görsel 4.39), Paul Klee,
            Victor  Brauner  (Viktor  Bıraynır),  Edward  Wadsworth  (Edvırt
            Vasvort), Hans Bellmer (Hans Belmır), Paul Delvaux (Pol Delvu) ve   Görsel 4.39: Donakalmış Zaman, Magritte,
            Frida Kahlo‘dur (Fırida Kahlo).                                   1938, Chicago Sanat Enstitüsü


            110
   108   109   110   111   112   113   114   115   116   117   118