Page 43 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 43

MODERNİZM VE MODERN DÜNYA

            Yeni Çağ’dan 20. yüzyıla kadar sanatın geçirmiş olduğu evreler göz önüne alındığında değişime etki eden ekonomik,
            sosyal, tarihî ve siyasi çok sayıda nedenin oluğu görülmektedir. Bütün bu nedenlerin sanata ve sanatçıya kazandırmış
            olduğu hak ve özgürlükler Sanayi Devrimi kadar etkili olamamıştır. Endüstri Çağı’nda sanatçılar her açıdan hür
            durumda olan, araştıran, deneyen ve bulan bir konuma gelmiştir. Aynı zamanda belirli kural ve tekniklere, geleneksel
            akademizme karşı durmuşlar, gelenekselliği yıkarak yenilikler aramışlardır. 20. yüzyıl başlarında Avrupa sanatında
            Rönesans Dönemi’nden beri geçerli olan gelenekçi olanakların tükendiği varsayılarak köklü bir değişim isteği baş
            göstermiş ve bunlara bağlı olarak birbirini takip eden sanat akımları ortaya çıkmıştır. Özellikle 1890-1914 yılları
            arasında çok sayıda sanat akımı ortaya çıkmıştır. Bu dönemde bilim, sanayi, sanat gibi her alanda çok hızlı bir değişim
            ve dönüşüm olmuş, eskilerin yerini yeni yeni görüşler almıştır.

            20. yüzyılda gelişen teknolojinin de etkisiyle sanat herkesin ulaşabileceği hâle gelmekle kalmamış, sanat ürününün
            algılanma  biçimi  de  değişmiştir.  Sanat  çalışmalarında  20.  yüzyılda  hızlı  bir  gelişim  ve  değişim  yaşanmıştır.  Bu
            yüzyılın sanat anlayışı subjektif açıdan bilimden farklı olarak görülmüştür. Çeşitli sanat söylemlerinin aynı anda fakat
            birbirlerinden habersiz şekilde ortaya çıkması kompleks bir süreci ifade etmektedir. 20. yüzyılın sanatında en belirgin
            olan  etken  endüstri  ve  teknolojidir. Yeni  bir  gerçeklik  anlayışı  ile  karşılaşan  sanatçılar,  değer  yargılarının  hızla
            değiştiği durumlar karşısında kendi isteği dışında içinde bulunduğu duruma karşı gelmiştir. 20. yüzyıl dünyanın o
            güne kadar hiç alışık olmadığı, endüstriyel ilişkilerin ön sırada yer aldığı bir süreci tanımlamaktadır. Sanat 20. yüzyılın
            başından itibaren toplumun ekonomik, kültürel ve politik yaşamını değişime uğratırken topluma yeni mecralar da
            kazandırmıştır.

            1900’lü yılların başlarında yenilikçi olarak adlandırılan sanatçılar Afrika, Okyanusya gibi bölgelerin sanatlarına ilgi
            duymuşlardır. Bu devrin sanatçıları “ilkel sanat” olarak kabul edilen bu sanat eserlerini incelemiş, bunları resmî kural
            ve sınırlandırmalardan bağımsız, içgüdüsel yapıtlar olarak değerlendirmişlerdir  (Görsel 2.10).

            Geleneklerin yerini yeniliklerin aldığı 20. yüzyıl sanatında
            Paul Klee’nin (Pol Kıle) “Tanıla, temellendir, destekle, kur
            ve düzenle. Hepsi iyi, ama bunlarla bütünlüğe erişemezsin.
            Çünkü sanat yasa değildir, yasaların da üstündedir.” düşün-
            cesi gelişmiştir. Sanat seyirlik olmaktan ziyade sanatçıda ve
            alıcıda  yeni  bir  bilinç  uyandırma,  algıları  alt  üst  etme
            görevini üstlenmiştir.

            20.  yüzyıl  sanatçıları  soyut  sanat  anlayışıyla  çalışmalar
            yaparak bu dönemin en heyecan verici gelişmesini başlat-
            mışlardır. Sanatçılar özellikle 19. yüzyılın sonlarından başla-
            yarak  bilinçli  ya  da  bilinçsiz  olarak  fiziksel  dünyanın
            taklidinden  ziyade  resmin  kendi  varlığına  yönelmişlerdir.
            1910-1930 yılları arasında soyut sanatı eski ile yeni karşıtlığı
            bağlamında değerlendiren sanatçılar, yeni söylemler geliştir-
            melerine  rağmen  yine  geleneksel  anlayıştan  vazgeçeme-
            mişlerdir. 1950’lerden sonra postmodern kuramların yaygın-
            lık  kazanmasıyla  beraber  nesneden  çok  toplumsal  anlama
            odaklanan yeni kuramsal sanat anlayışları hâkim olmuştur.
            Bu dönemde gerçekliğin yerini imgeler almıştır.


            Çalışmalarında bir konuyu gereğince ifade ve tasvir etmek
            sanatçıların  yüzyıllar  boyunca  öncelikli  amaçlarından
            olmuştur.  20.  yüzyılın  sanatçıları  için  temel  olan  form,
            kompozisyon ve malzemedir. Bu konularda sanatçı tam bir
            seçim özgürlüğüne sahip olmuştur. Bu dönem sanatçılarını
            gelenek fazla ilgilendirmez.

            Esas  olan  sanatta  kişiselliği ön plana çıkarmaktır. Heykel
            sanatçıları  da  diğer  sanat  akımlarında  olduğu  gibi  tam  bir
            sanatsal özgürlüğe sahip olmuştur.
                                                                       Görsel 2.10: Kadın Başı, 1912, Modigliani,
                                                                          Philadelphia Sanat Müzesi, ABD




            40
   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48