Page 44 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 44
2. ÜNİTE
Picasso (Pikasso) ve Georges Braque (Georges Bırag) gibi sanatçılar kübist tablolarında maddi dünyadan oldukça soyut-
lanmış resimler yapmışlar fakat Robert Delaunay (Robert Deloney), Fernand Leger (Robert Deloney) gibi sanatçılar
tanınabilir şekillerin bağlı olmadıkları daha soyut resimler yapmayı tercih etmişlerdir. Rusya ve Hollanda’da soyut sanat
anlayışında çalışmalar yapan sanatçılar soyut resim anlayışını diğerlerinden farklı olarak ütopik düşünceleriyle ortaya
koymuşlardır. Bu tutumlarını daha geniş ve köklü gösterimler şeklinde dünyayı algılamanın ve değiştirmenin yeni bir
yolu olarak sunmuşlardır. Bu sanatçılar aslınsa saf duyguların alternatif ifadesiyle evrensel bir görsel dil oluşturup
seyircilerin ruhsal dünyalarına geçmeyi arzulamışlardır.
Fark Ediniz 2
Japon Sanatı ya da Japonizm: 1853 yılına kadar Batı ile entegrasyona
direnen Japonya bu tarihten itibaren Batı ile ilişkilerini geliştirmeye
başlamıştır. 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Amerika ve Avrupa’da
Japon kaynaklı ürünlere ilgi duyulmaya başlanmıştır. Avrupa ve Amerika’da
Japon baskı resimleri, çay, bambu mobilya ve seramik ürünlerine gösterilen
bu ilgiye “Japonizm” adı verilmiştir. Japon sanatı zamanla empresyonist,
post-empresyonist ve realist sanatçılarını etkilemiştir. Manet ve Lautrec’in
çalışmalarında görülen siyah belirgin çizgilerle resimlerinin ana hatlarının
belirtilmesi Japon etkilerini göstermektedir. Henry Matisse Japon sanatının
desenli yüzeylerinden etkilenirken Edgar Degas baskı resimleri biriktirmeyi,
Van Gogh ise doğa manzaralarında Japon etkilerini kullanmayı tercih
etmiştir. Yoshida Hiroshi (Yoşida Hiroşi) (1876-1950), Hasui Kawase
(Hasuyi Kavase) (1883-1957), Shiko Munakata (Siho Munakata)
Görsel 2.11: Çiçek Avcıları, Munakata, (1903-1975) (Görsel 2.11) önemli Japon sanatçılarındandır.
1958, Chicago Sanat Enstitüsü, ABD
20. yüzyılın ilk yarısında bir yandan modernizm dönemi sürerken diğer yandan birbiri ardına sanat akımları ortaya
çıkmıştır. Modern sanat sürecinin beraberinde getirdiği aydınlanma ve değişim izlenimcilikle başlamış; kübizm, dadaizm,
konsrüktivizm, sürrealizm, fütürizm gibi sanat akımları ile devam etmiştir. Birbirini takip edercesine ortaya çıkan bu sanat
akımlarının sosyal, kültürel ve sanat anlayışlarının şekillenmesinde I. Dünya Savaşı’nın kaotik ortamının büyük etkisi
vardır (Görsel 2.12). I. Dünya Savaşı’na karşı duruşu temsil eden dadaizm akımı sanata olan hayranlığı yıkmış, sanatsal
değerlere olan etik bağlılığı kökten zedelemiştir. Yüzyılın ortalarında yaşanan II. Dünya Savaşı sırasında sanatçılar
Avrupa’dan kaçmış ve Amerika’ya yerleşmişlerdir. Bu sanatçılar Amerika’da bir araya gelerek soyut dışavurumculuk
akımının oluşmasını sağlamıştır. 1950’lerden itibaren ise Amerika, sanat akımlarının ortaya çıktığı bir merkez hâline
gelmiştir. 1960’lı yıllardan itibaren özellikle endüstri alanında görülen yeniliklerle beraber bu yeniliklerin neden olduğu
yeni ticari kültürün etkisiyle kinetik sanat, op art (optik sanat), minimalizm, pop art gibi sanat akımları ortaya çıkmıştır.
Nesnesiz sanat anlayışıyla sanatın kurama ve düşünceye dayalı olarak geliştiği postmodern dönemde kavramsal sanat
gelişmiştir. Daha sonraları ise ortaya çıkan vücut sanatı, fluxus (Doğa ve insan yaşamındaki süreklilik, değişim ve
yenilenme ile durağanlığa karşı koyuş), yeryüzü sanatı, yoksul sanat gibi akımlar günümüze kadar gelmiştir.
Görsel 2.12: Masumların Katli, Ernst, 1920, Özel Koleksiyon
41