Page 56 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 56

2. ÜNİTE


               Paul  Cezanne  (1839-1906):  Modern  sanatın  önde  gelen  Fransız  ressamlarındandır.  1868’de  Paris’te Academie
               Suisseye’ye (Akademi Süs) katılmış, dönemin ünlü sanatçıları ile burada tanışma fırsatı yakalamıştır. Aynı zamanda
               avangart  sanatçılardandır.  Empresyonistlerin  ilk  sergisine  “Asılmış  Adamın  Evi”,  “Kırmızı  Koltukta  Bayan
               Cezanne’nin Evi”  gibi eserlerle katılmış, aldığı eleştirilerden sonra ikinci sergiye katılmamıştır. 1877 yılında açılan
               sergiye ise on yedi eserle katılmıştır. Yaşamının büyük bir kısmını Fransa’nın güneyinde bulunan Provence’de (Prove)
               geçirmiştir. 1874 yılında açılan ilk empresyonist sergide eserlerini sergilemesine rağmen çalışmalarındaki kendine has
               üslubu  ile  onlardan  ayrılmaktadır.  Resme  başladığı  ilk  yıllarda  açık  havada  yaptığı  çalışmalar  ile  bilinen  sanatçı
               ilerleyen zamanlarda manzara ve natürmort ağırlıklı çalışmalar yapmıştır. Daha sonraları ise portre çalışmalarının yanı
               sıra Saint Victoria (Sen Victorya) Dağı’nı konu alan çalışmalarıyla tanınmıştır (Görsel 2.42).

               Sanatçı,  yaptığı  çalışmalarıyla  resim  sanatındaki  büyük  biçim  devriminin  de  başlamasına  zemin  hazırlamıştır.
               Özellikle  natürmort  ve  manzara  çalışmalarında  nesnelerin  yüzeyi,  üç  boyutluluğu  ve  fizikselliği  ile  ilgilenmiştir.
               Cezanne  üç  boyutlu  doğayı  iki  boyutlu  resim  yüzeyine  aktarmanın  sırrını  araştırmıştır.  Çalışmalarında  gerçek
               görünümü  elde  etmek  için  objelerin  yapısını  ve  renklerini  günlerce  ve  hatta  haftalarca  incelemiş,  bu  nedenle
               “Gördüğümü çiziyorum.” demiştir. “Kavak’lı” adlı çalışmasında sanatçı kendi duygularını tahlil etmiş, gözün devamlı
               hareket etmesinden, boşluğun derinliğine nüfuz ettiğini kavramış, çalışmalarında birkaç kaçış noktası oluşturmuştur.
               Bu kaçış noktaları ile de zamanın birbirini izleyen anlarını tespit etmiştir.
























                       Görsel 2.42: Saint Victoria Dağı, Cezanne, 1895,  Görsel 2.43: L’Estaque’den Marsilya Körfezi,
                          Hermitage  Müzesi, Petersburg, Rusya             Cezanne,1883, Paume Müzesi, Paris

               Sanatçı geç dönem çalışmalarında eskizimsi resimler yapmasına rağmen ağaç, dağ, bina, meyve ya da giysi gibi
               nesneleri açık ve belirgin olarak vurgulamıştır. “L’Estaque’den Marsilya Körfezi” adlı çalışmasında resmin taklit
               edilemeyeceğini, doğadaki nesnelerin esasen küre ve silindire benzediği görüşünü benimsemiştir ( Görsel 2.43). Bu
               çalışmada kıyılar, körfez ve dağlar birbirlerine paralel  dikdörtgenler şeklinde verilmiştir. Perspektif açısından ise
               dağların soluk olarak verilmesi gerekirken aksine canlı renklerle verilmesi belirgin olarak görülmektedir. Çalışmanın
               genelinde doğadaki geometri anlayışı hâkimdir. Ön tarafta verilen evler tablonun geneline yayılan sert fırça darbeleriyle
               oluşturulmuş renk lekeleri ile geometrik düzen ortaya konmuştur. Bu hâliyle kübizm akımının önemli sanatçılarından
               olan Georges Braque ve Pablo Picasso gibi sanatçıları etkilemiştir.


               Post-empresyonistlerin en önemli sanatçılarından olan Cezanne aslında akımın belli kurallarının ortaya çıkmasında
               çok  etkili  olmuştur.  O,  akademi  sanatının  yöntemlerinin  doğaya  aykırı  olduğu  görüşünde  empresyonistlerle  aynı
               fikirleri paylaşmıştır. Renk ve nesnelerin yapısal biçimlerindeki hacimlendirme konusunda yeni buluşlardan etkilen-
               miştir. Biçimler arasındaki ilişkiyi resmin bütününe yayarak nesnelerin hepsinin görünmesini sağlamış, nesnelerin
               boyutlarını, bunu çok istemese de, belli bir ölçüde bozmuştur.
               Cezanne’nin çalışmalarında çizgi, renk, ton ve düzen birbirinden ayrılmaz durumdadır. Toprak renkler (yeşil, mavi ve
               kırmızı)  sanatçının  en  çok  tercih  ettiği  renklerdendir.  Manzara  resimlerini  yapması  genellikle  haftalarını,  aylarını
               almıştır. Işığın değişmesi ile beraber kendisi de yer değiştirmiş, buna bağlı olarak ayrıntılar da değişmiştir. Sanatçının son
               yılları yalnızlık içinde ve hastalıklarla mücadele ederek geçmiştir. Dışarıda resim yaptığı sırada yağan yağmura aldırış
               etmemiş, sırılsıklam olmasının ardından yakalandığı zatürreden ölmüştür. Eserleri arasında “Magdalen ya da Elem”,
               “Modern Olimpia”, “Büyük Çam Ağacı”, “Victoria Dağı”, “Kâğıt Oyuncuları”, “Cezveli Kadın” ve “Sepetli Natürmort”
               bulunmaktadır.


                                                                                                          53
   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61