Page 54 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 54
2. ÜNİTE
B) POST-EMPRESYONİZM (Geç-Ard-İleri İzlenimcilik)
Empresyonizme tepki olarak ortaya çıkan neo-empresyonizm (yeni izlenimcilik), post-empresyonizm akımının ortaya
çıkmasına zemin hazırlamıştır. Post-empresyonizm terimi empresyonistlerin izinden giden ve arayış içinde olan bir grup
öncü sanatçının eserleri için kullanılmıştır. Bu isim ilk defa İngiliz sanat eleştirmeni Roger Fry (Ragır Fray) tarafından 20.
yüzyılın başlarında Cezanne, Van Gogh ve Gaugin’in (Gogen) eserleri için kullanılmıştır. Post-empresyonizm bu
sanatçılar tarafından yeni arayışların simgesi olarak görülmüştür. Sanatçılar temelde empresyonistlerin renk ve tekniklerini
kullanmakla beraber, onların renk ve ışık etkileriyle sınırlanan anlatım biçimlerine karşı çıkmışlardır. Çünkü amaçları
daha özgün bir anlatım biçimi oluşturmaktır. Sanatçılar empresyonizm akımına bireysel yaklaşımlarını katarlarken
Cezanne resimsel yapıya yoğunlaşmış, Georges Seurat (Corç Sevrat) rengin bilimsel doğasıyla ilgilenmiş, Van Gogh
dışavurumcu fırça darbeleri ile duygu yoğunluğunu ifade etmiş, Gaugin ise renk ve çizgilerin sembolik kullanımları ile
ilgili çalışmalar yapmıştır.
Post-empresyonistler simgesel ve duyusal anlamı yakalamak uğruna düz renk alanları boyayarak modelleme, uzamsal
derinlik ve ışık gölge etkilerine dayalı oluşturulan geleneksel kompozisyonları reddetmiş, doğalcı tasarımlar üzerine
odaklanmışlardır.
C) NEO-EMPRESYONİZM (Yeni Empresyonizm)
Empresyonist sanatçılardan bazıları 1886 yılında yapı-
lan sergiden sonra neo-empresyonizm adıyla yeni bir
sanat kuramı ortaya atmışlardır. Bu akımın bir diğer adı
ise “puantilizm”dir (noktacılık). İlk uygulayıcılığını
Georges Seurat yapmıştır. Sanatçıların amacı dağınık
olarak gördükleri empresyonizmi bilimsel temellere
oturtmak olmuştur. Empresyonizme tepki olarak ortaya
çıkmalarına rağmen empresyonizmi devam ettirmişlerdir.
Paletlerinden koyu renkleri kaldıran sanatçılar bunun
yerine prizmanın, güneş ışığının altı rengini koyarak
ışık-gölge oyunlarını sarı, turuncu, kırmızı gibi sıcak;
yeşil, mavi, mor gibi soğuk renklerle ifade etmişlerdir.
Bunun yanı sıra saf renklerin optik karıştırılması ve
oranlarının değiştirilmesiyle koyudan açığa doğru
sonsuz renkler elde etmişlerdir. Georges Seurat tarafın-
dan geliştirilen puantilizm, zıt renkleri noktalar şeklinde
yan yana getirerek oluşturulmuştur. Bu amaçla sanat-
çılar tablolarında noktaları mozaik gibi kullanarak tablo-
ların göze hoş gelmesini sağlamışlardır (Görsel 2.37).
Georges Seurat (1859-1891): Empresyonist akıma
getirdiği yeni anlayış nedeni ile “yeni izlenimci” olarak
tanınan sanatçıdır. Sanatçı zaman içinde resim sanatını
diğer izlenimcilerden farklı olarak bilimsel bir anlayışla
kavramak istemiştir. Genellikle konularını modern
hayattan ve mekânlardan seçmiş, eserlerini gördüklerine
ya da hissettiklerine göre değil çalışılmış teorilere göre
yapmıştır. Sanatçı renk teorisi alanında çalışan
kuramcıların çalışmalarını incelemiştir. Çalışmalarında
saf renkleri nokta nokta kullanmış, aynı boyda fırça
vuruşları kullanarak bir mozaiği andıran eserler
yapmıştır. Sanatçı bu renkleri kullanırken renklerin
seyircinin gözünde birleşip tek renk olacağını ve ışığın
verdiği etkiyi düşünmüştür. Çalışmalarında doğayı
yeniden biçimlendirmeyi amaçlayan sanatçı noktacılık
(puantilizm-divizyonizm) olarak da bilinen tekniği
kullanmıştır. Bu çalışmalarında resmin tüm ayrın-
tılarını çizgi yerine noktalarla sınırlandırmış, daha da Görsel 2.37: Pontaubert Ormanı, Seurat
ileri giderek tüm resmi noktalardan oluşturmuştur. 1881, Metropolitan Müzesi
51