Page 50 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 50
2. ÜNİTE
Empresyonistler sanat anlayışlarında görme duyusunu
sanatın ana konusu yapmışlardır. Tek tek görme duyusunun
dışında sanatın başka konusu olmayacağını belirtmişler,
sanat eserini kavramak için eserin bir duyumlar bütünü
olarak algılanması gerektiğini söylemişlerdir. Ernst Hans
Gombrich (Ernist Hans Gombiriç) duyu organlarından göz
hakkında “Empresyonistler insan gözünün mükemmel bir
araç olduğunu biliyorlardı. Tüm detayları verilmese de
yeterli ipucu bulunduğu sürece, gözün resimde olması
gereken biçimleri görebileceği düşüncesi empresyonist
sanatçıların ana düşüncesi idi.” demiştir.
Empresyonist sanatçılar resim çalışmaları kadar olmasa da
heykel sanatına da ilgi duymuşlardır. Özellikle Edgar
Degas (Edgar Döga) ve Auguste Renoir gibi sanatçılar
resim çalışmalarının yanı sıra heykel çalışmaları ile tanınır-
larken Auguste Rodin (Roden) ve Medarda Rosso (Medarda
Roso) gibi sanatçılar tamamen heykelle ilgilenmişlerdir.
Bu dönemde İtalyan Heykeltıraş Medardo Rosso çalışmaları
ile dikkat çekmiş, genellikle küçük boyutlarda şeffaf bal
mumundan malzemeler kullanarak çalışmalar yapmıştır.
Eserlerinde ışık oyunlarını gözetmiş, çalışma konularını Görsel 2.23: Dansçı Kız, Degas,1880-1881,
gündelik yaşam ve sıradan insanların hayatından almıştır. Ulusal Sanat Galerisi, Washington, ABD.
Edgar Degas “Küçük Dansçı Kız” (Görsel 23), Renoir
“Eşinin Büstü” ve Rodin ise ”Kırık Burunlu Adam” Bilgi Notu 3
(Görsel 24) ve “Düşünen Adam” heykelleri ile ün kazan- İzlenimcilik akımı: 20. yüzyılda Türk resim sanatçı-
mıştır. Empresyonizm akımını benimseyen sanatçılar larını da etkilemiştir. Paris’te eğitim gören sanatçıların
arasında Edouard Manet (1832-1883), Claude Monet yurda dönmesi ile izlenimcilik akımı ülkemizde
(1840-1926), Edgar Degas (1834-1917), Georges Seurat görülmeye başlanmıştır. İbrahim Çallı’nın önderliğin-
(Corces Sevrat) (1859-1891), Pierre Auguste Renoir deki resim grubuna Çallı Kuşağı denmiş, kullanmış
(1841-1919), Auguste Rodin (1840-1917), Paul Cezanne oldukları tekniklerinden dolayı da Osmanlı İzlenim-
(1839-1906), Van Gogh (1853-1890) gibi sanatçılar bulun- cileri denmiştir. Bu sanatçılar arasında İbrahim Çallı
maktadır. (1882-1960), Nazmi Ziya Güran (1881-1937), Hüseyin
Avni Lifij (1886-1927) gibi sanatçılar bulunmaktadır.
Empresyonizmin genel özellikleri şunlardır:
1. Açık havada nesnelerin renklerinin günün her saatinde
değiştiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Eserler gözün duyarlılığına dayanan anlatımcı bir ifade
ile yapılmıştır.
3. Nesneler kavramlardan sıyrılarak anlık bir görüntü ve
bir izlenim olarak verilmiştir.
4. Sanatçılar atölyelerinin dışında eserler vermişlerdir.
5. Renk sadece ışığın geliş açısına ve zamana göre değil
bulunduğu ortama göre de renk değişebilir.
6. Tablolardaki üç boyutluluk hissi rengin sıcak soğuk
etkisiyle verilmiştir.
7. Nesnelerin gölgeleri zıt renklerle verilmiştir.
8. Çizgisel perspektif ortadan kalkmıştır.
9. Renk olarak koyu tonlar yerine altı renkten oluşan
(mavi, sarı, kırmızı, turuncu, mor ve yeşil) saf renkler
kullanılmıştır.
10. Işığı kendi başına konu olarak almışlar, doğadaki her
şeyi ışık görüntüsü olarak göstermişlerdir.
11. Anlık hareketi yakalamak önemlidir. Anı yakalama
konusunda fotoğraf makinesinden etkilenmişlerdir.
12. Japon baskı sanatı olan estamplardan etkilenmişlerdir. Görsel 2.24: Kırık Burunlu Adam, Rodin,1863,
Rodin Müzesi, Philadelphia, ABD
47