Page 68 - ÇAĞDAŞ DÜNYA SANATI TARİHİ 12
P. 68

3. ÜNİTE


               Nabiler  1892-1899  yılları  arasında  açtıkları  sergilerde
               eserlerinde doğrudan temsil yerine simgesel ve dekoratif
               ögelere yer vermişlerdir. Bu anlamda eserlerinde sadece
               doğayı  kullanan  izlenimcilerden  ayrılmışlardır.  Paul
               Serusier ve Nabiler izlenimci geleneği reddeden bütün sanat-
               çıları yol gösterici olarak benimsemişlerdir. Gauguin’in
               düz ve saf renk tekniğinden etkilenmiş, sembolist sanat
               hareketiyle  bağıntılı  eserler  meydana  getirmişlerdir.
               Ayrıca Japon resmi ve Pre-Raphaellistler (ön-Raffaelloc-
               ular) etkilendikleri diğer alanlardır.
               Nabiler  kendilerini  derinlik  uyandıran  salt  görünümler
               dünyasının  ötesine  geçmiş  kardeşlik  ve  kâhinler  grubu
               olarak görmüşlerdir. Serusier’in “Sanat kendini sembollerle
               anlatan evrensel bir dildir.” sözü grubun anlayışını özetler.
               Empresyonist  tavra  karşı  rengi,  süslemeye  yönelik  ve
               duygusal  nitelikleriyle  kullanmışlardır.  Resmin  yanı  sıra
               afiş, vitray, sahne tasarımı ve kitap resmi gibi farklı alanlar-  Görsel 3.26: Otoportre, 1921, Orsay Müzesi, Paris
               da  etkinlik  göstermişlerdir.  Konu  olarak  günlük  hayatın
               çeşitli  olaylarını  ele  alan  Nabiler,  iki  boyutlu  mekân   “Unutmayalım ki resim bir savaş atı, bir kadın ya da herhangi
               kavramına önem vermiş, figürlerinde gereksiz detaylardan   bir  konunun  ifadesi  olmaktan  önce  belli  bir  düzene  göre
                                                               yerleştirilmiş renklerden ibaret düz bir yüzeydir.”
               kaçınmış  ve  sade  bir  anlatım  kullanmışlardır.  Dinsel  ve
               felsefi konuları önemsemiş olan Nabilerin bu düşünsel yönü                           Maurice Denis
               figürlere  yansıtılarak  mistik  bir  atmosfer  oluşturulmuştur.
               Figürler,  deforme  edilerek  açık-koyu,  dolu-boş  formlarla
               oluşturulan kompozisyonlarda yer almıştır.
               Nabiler akımı öncülerinden Maurice Denis (Moris Döni) (Görsel 3.26) izlenimciliğin doğalcı eğilimlerine tepki göster-
               miştir. Paul Serusier, Eduard Wuillard, Pierre Bonnard ve Ker Xavier Roussel gibi o da Paul Gaugin’in üslubundan etkilen-
               miştir. Onlarla birlikte önce sembolizm akımına daha sonra da bu gruptan ayrılan Nabilere katılmıştır. Dinsel tutumun ve
               sanatın, sanatçının zihinsel durumunu yansıtması gerektiği yolundaki görüşleri Nabilerin yarı mistik tutumlarıyla uyuşmuş,
               sanatçı grubun kuramsal önderliğini de üstlenmiştir. Denis, sanat yapıtının değerinin doğanın kusursuz taklidinden değil
               malzemenin estetik kullanımından kaynaklandığını savunmuştur. Resmin “belli bir düzene göre renklerle boyanmış düz bir
               yüzey” olduğunu ileri sürmüştür.  Konudan çok renklerin düzenini vurgulayan ve çağdaş resim kuramının temelinde yatan
               bir anlayışın ilk savunucularından biri olmuştur.


















                          Görsel 3.27: Cezanne’ye Saygı, Denis,       Görsel 3.28: Duvar resminden bölüm, Denis, 1912,
                              1900, Orsay Müzesi, Paris                     Champs Elysees Tiyatrosu, Paris
               Denis İtalya’ya yaptığı bir gezide yapıtlarını gördüğü 14 ve 15. yüzyıl fresk ressamlarından büyük ölçüde etkilenmiş, bunun
               sonucunda sanat eserlerinde konu ve perspektif gibi ögelere daha fazla yer vermiştir. “Cezanne’a Saygı” adlı resminde
               (Görsel 3.27) konuya, geleneksel perspektif anlayışına ve hacimlendirmeye özen göstermiştir. Birçok kilise için büyük
               duvar resimleri yapmıştır. En önemli yapıtlarından biri de Champs Elysees (Kamps Elyez) Tiyatrosunun tavanına 1912’de
               yaptığı  resimlerdir  (Görsel  3.28).  Cenevre’deki  St.  Paul  Kilisesi’nin  duvar  resimlerinin  yanı  sıra  Fransa’daki  birçok
               kilisenin de duvar resimlerini yapmıştır. Ayrıca taş baskı (litografi), mozaik, kitap resmi ve vitray çalışmaları vardır. Önceleri
               bölmeci unsurlar taşıyan tekniği sonraları art neuvau üslubunun belirginleştiği düz renklere yönelmiştir. Aydınlık renkler ve
               yalın  biçimler  resminin  belirleyici  özelliklerindendir.  Maurice  Denis’in  diğer  eserleri  arasında  “Esin  Perileri”,
               “Cennet-İki Kız Kardeş”, “Koyun ve Sığırların Galyalı Tanrıçası” sayılabilir.


                                                                                                          65
   63   64   65   66   67   68   69   70   71   72   73