Page 94 - ESTETİK 11
P. 94
Museviliğin temel sanat anlayışı tasvir yasağına dayanır. Hz. Musa’ya Sina Dağı’nda
vahyedilen ve Yahudi dininde büyük önem verilen 10 emirden biri olan “Benden baş-
ka tanrın olmayacak. Boşlukta, yerin üstünde veya altında, denizlerin derinliklerinde
mevcut olan varlıkların resimlerini yapmayacak, onlara hiçbir surette tapmayacaksın.’’
emri Yahudilerin resim ve heykel sanatında tasvirden uzak durmalarına yol açmıştır.
Yahudilerin ibadet mekânları olan sinagog ve havralarda resim ve süsün yerine sadelik
hâkim olmuştur. Bu ibadet mekânlarının duvarlarına Tevrat’tan metinler ve geometrik
motifler işlenmiştir.
Görsel 5.5: Son Akşam Yemeği, L. da Vinci, 1495-1498, Santa Maria Della Grazie Kilisesi, İtalya
Avrupa’da din ile sanat arasında köklü bir bağ söz konusudur. Hristiyanlığın resmî din
olarak kabulünden sonra zamanla çok tanrılı pagan dininin etkileri de ortadan kalkmış-
tır. Her fırsatta Hz. İsa’nın yaşamını ve çilesini gözler önüne sermek isteyen Kilise,
Hristiyanlık dinini anlatmak ve yaymak adına en başından beri sanat ile ilişki içinde
olma gereği duymuş ve sanatı da âdeta dinin bir parçası hâline getirmiştir. Bu açıdan
Avrupa sanatının Kilisenin sanat ile kurduğu ilişki üzerine gelişim gösterdiği söylene-
bilir. Hristiyanların dinî tapınma yerleri olan kiliselerin içi, her biri sembolik anlamı
olan ve çoğu İncil’de yer alan hikâyeleri anlatan resimlerle süslenmiştir. Zaman içinde
bu sanatsal objeler kendine mucizeler atfedilen kutsal nesnelere dönüşmüştür.
İslam ve Yahudilikten farklı olarak Hıristiyanlığın
tasvire dayalı sanata yönelmesinin en büyük
nedenlerinden biri, bu dinin Hz. İsa’nın bedeninde
“Tanrı’nın insan biçimine büründüğü” inancını ta-
şımasıdır. Tanrı gibi soyut bir varlığın böylece so-
mutlaştırılışı Hristiyan dünyada tasvire dayalı bir
sanatın gelişmesine yol açmıştır.
Kilise gibi mimari yapıların yanı sıra müzik,
heykel ve dinî resimlerin insanlar üzerindeki et-
kisi yoğun bir şekilde kullanılmıştır. Romanesk
(9-12. yüzyıllar) ve Gotik (12-15. yüzyıllar) dö-
nemlerinin geleneğine dayanan dinî konulu re-
sim ve heykeller, Rönesans (15-16. yüzyıllar)
Dönemi sanatının genel temasını oluşturmuştur.
Bu döneme ait L. da Vinci’nin “Son Akşam Ye-
meği” adlı tablosu (Görsel 5.5) ile Michelange-
lo’nun [Mikelancelo (1475-1564)] “Sistine Şa-
peli”nde yaptığı duvar resimleri Batı sanatının
en önemli iki dinî eseri olarak kabul edilir. Bu
çerçevede yine Michelangelo’nun “Musa” adlı
heykeli (Görsel 5.6) ile Rafael’in (1483-1520)
Görsel 5.6: Musa, Michelangelo, yapmış olduğu “Sistine Madonna” adlı tablo Av-
1513–1515, San Pietro Kilisesi, rupa sanatının başyapıtları arasında yer alır.
Roma, İtalya
92