Page 72 - İKİ BOYUTLU SANAT ATÖLYE 12
P. 72
4. ÜNİTE
Rönesans
Rönesans 15. yüzyılda ticaretten endüstriye, edebiyattan düşünce ve hümanizme, hatta din ve güzel sa-
natlara kadar Avrupa’daki köklü değişimlerin odak noktasıdır. Hümanizma sadece reformu hazırlamakla
kalmamış sanat alanında da önemli sonuçlar ortaya koymuştur.
Rönesans Dönemi’nde sanatçılar bir düzen çerçevesinde yerleştirdikleri figür ve nesneleri gerçek biçim-
lerine bağlı kalmadan, mekânı göz ardı ederek ve ortaçağ geleneğinden edindikleri bilgiler ışığında res-
metmiştir. Dönemin öncü sanatçılarından Brunelleschi (Burunelleski)’nin çizgi perspektifini, Masaccio
(Masaçço)’nun freskosundaki perspektifi ve Leonardo Da Vinci’nin sfumato tekniği ile oluşturduğu hava
perspektifini kullanmasıyla resim sanatı adına devrim niteliği taşıyan gelişmelere tanık olunmuştur. Kom-
pozisyonlardaki perspektif ve hacimsellik, gözle görülür bir fark yaratmıştır. Aynı zamanda katı ve keskin
görünüşlü figürlerin sfumato etkisiyle belirsiz, yumuşak hâle dönüşen hatları, figürü heykelimsi görünüm-
den kurtarmıştır.
Resmin biçimsel kurgusunda üçgen kompozisyondan figür-mekân arası boşlukların dikkate alındığı ve de-
rinlik etkisinin güçlendirildiği piramidal kompozisyona geçildiği görülür. Bununla beraber Avrupa’nın gü-
neyinden kuzeyine gidildikçe resim sanatında bazı farklılıklar dikkat çeker. Pieter Bruegel (Pitır Brogıl)’ın
resimlerinde ise ana figürün merkezde yer almadığı kompozisyonlar ön plandadır. Bu kompozisyon biçimi,
Batı resim geleneği adına görülmemiş bir değişim olarak ifade edilebilir.
Maniyerizm
1520-1600 yılları arasında eş zamanlı olarak görülen bu sanat akımı, Rönesans Dönemi ve Barok Dönem
arasında bir geçiş niteliğindedir. Avrupa’da yaşanan siyasal ve toplumsal sorunlara tepki olarak doğmuştur.
Bununla birlikte dönem sanatçılarının sosyal statülerinin yükselmesinin Maniyerist akımın ortaya çıkışının
doğrudan bir sonucu olduğu ileri sürülebilir.
Maniyerist Dönem’in öncü sanatçılarından Michelangelo (Mikhelenjelo)’nun “Sistine Şapeli” freskleri dik-
kat çekmektedir. Fiziksel korkular yerine duygusal acıları vurguladığı freskleri ile dönemin ruhaniliğinin
de altını çizer. Maniyerist sanatçıların eserlerinde Rönesans Dönemi’nin oran-orantı kuralları esnetilmiş,
perspektif yeterince uygulanmamış ve kompozisyonlarda “yeni arayışlar” olarak değerlendirilebilecek kur-
gular gözlemlenmiştir. Dönemin öncü sanatçılarından Tiziano (Tityano)’nun eserlerinde merkezde yer alan
figürün sağa doğru konumlandırıldığı asimetrik kompozisyonlar dikkat çeker. Bu dönem sanatçılarından
Parmigianino (Parmicanino)’nun figürlerin uzuvlarını uzatarak biçimsel deformasyonlar oluşturduğu eser-
leri dikkat çekicidir. Sanatçıların kompozisyonlarında deformasyonları bilinçli kullanmaları, ufka doğru uza-
nan yatay ve dikey çizgilerle derinlik algısı oluşturmaları ve farklı atmosferik etkileri renklerle oluşturmuş
olmaları, sonraki yıllarda modern resim sanatında bazı akımlara esin kaynağı olmuştur.
Barok Sanat
1600-1750 yılları arasındaki sanat eserleri “Barok” olarak nitelendirilmektedir. Barok sanat, Rönesans’ın
“durağanlık” ifadesine karşılık Avrupa’yı etkisi altına alan “coşkulu sanat akımı” olarak ortaya çıkmıştır.
Protestanlığın yayılmaya başladığı dönemlerde protestanların “Azizler” ve “Meryem Ana” imgelerinin “Ka-
tolik kilisesine hizmet eder şekilde” tasvir edilmesine karşı olunduğu bilinmektedir. Katolik kilisesinin ise
bu imgeleri yüceltmesi ve sanatın dine hizmet etmesini desteklemiş olması, halkı sanat eserleri aracılığıyla
duygusal açıdan coşkuya ulaştırmıştır.
70

