Page 146 - TÜRK İSLAM SANATI 11
P. 146
6. ÜNİTE
Osmanlılar başta mimari olmak üzere, hat, tezhip, minyatür, dokumacılık gibi değişik
sanat dallarında inanç, yaşam biçimi ve düşüncelerine uygun olarak kendilerine özgü yep-
yeni bir sanat anlayışı ortaya koymuşlardır. Osmanlı Devleti’ndeki bu sanat anlayışı zaman-
la sosyal, ekonomik ve kültürel etkenler nedeniyle değişime uğramıştır. Bu nedenle Osman-
lı sanatı; Erken Dönem, Klasik Dönem ve Batılılaşma Dönemi olmak üzere üç farklı
döneme ayrılarak incelenmektedir.
A) Cami
1300 ile 1453 yılları arasında görülen Erken Dönem Osmanlı sanatı Selçuklu ve
Beylikler dönemi sanatının etkisinde kalmıştır. Bu dönem sanatı özellikle mimaride çok
renkliliği, yeni denemeleri ve farklı arayışlar içinde olmasıyla dikkat çekmektedir. Anadolu
Selçuklu, Beylikler ve Klasik dönem Osmanlı mimarisi arasında bağlantı kuran bu dönemin
en önemli eserleri sade olarak yapılan camilerdir. Bu camiler; ters “T” planlı (zaviyeli)
camiler, tek kubbeli camiler, çok kubbeli camiler ve merkezi planlı camilerdir. Özellikle
Bursa, İznik, Edirne gibi yerlerde cami, medrese, türbe gibi önemli eserler verilmiştir. Bu
dönemde yapılan eserler Osmanlı Klasik Dönemi sanatını derinden etkilemiştir. Erken
Osmanlı Dönemi’ne ait en eski eser, kitabesinde tarihi belli olan İznik Hacı Özbek
Camii’dir. 1333 tarihli olan bu eser sade yapısı ile dikkat çekmektedir. Kare planlı ve tek
kubbeli olarak yapılan eserde üzeri tonozlarla örtülü üç bölümlü son cemaat yeri vardır. Bir
sıra kesme taş ve üç sıra tuğladan oluşan bir duvar örgüsüne sahip olan yapının bu özelliği
daha sonra yapılacak olan Erken Dönem yapılarında da kullanılmıştır.
Orhan Gazi tarafından 1339-1340 yılları arasında yaptırılan Bursa Orhan Bey İmareti,
zaviyeli plan tipindedir. İmaretin ana mekânı geniş bir kemerle ikiye ayrılmıştır. Son cemaat
yeri tamamen yok olmuş olan eserin duvar kısımları üç sıra kesme taş ve üç sıra tuğla
kullanılarak örülmüştür. Mihrabında alçı malzeme kullanılan eserin kubbe geçişlerinde ise
çok renkli malakâri (duvar ya da üst örtünün iç yüzeyinde alçı ile yapılan alçak kabartma
tekniğinde bezeme) bezemeler bulunmaktadır.
Erken Devir Osmanlı mimarisinin ilk örneklerinden olan İznik Yeşil Camii 1378-1392
yılları arasında Çandarlı Halil Paşa tarafından Mimar Hacı Musa’ya yaptırılmıştır. Tek kubbe-
li klasik camilerden olan yapı üç bölümlü bir son cemaat yerine sahiptir. Tuğla malzeme
kullanılarak yapılan eserin iç ve dış kısmı tamamen mermerden ibarettir (Görsel 6.1). Döne-
min en güzel örneklerinden sayılan yapının mihrabı geometrik geçmeler, rumi ve palmet
kabartmalarla süslenmiştir. Eser, adını minaresinde bulunan yeşil, sarı, firuze ve mor
renkli çinilerden almıştır. Anadolu Selçuklu mimari geleneğinin etkilerinin görüldüğü
minare ise tuğladan yapılmıştır.
Osmanlılar, kendilerine bağlı Türk aileleriyle beraber Orta Asya’dan Anadolu’ya
gelmişler ve Selçuklu Devleti’nin bir uç beyliği olarak Bizans İmparatorluğu sınırına
yerleşmişlerdir (Harita 6.1).
Anadolu’da Türklerden önce Antik Yunan, Roma, Bizans gibi güçlü sanat gelenekleri
olan uygarlıklar etkili olmuş ve birçok eser meydana getirmişlerdir. Türkler bu güçlü sanat
geleneklerine kendi bilgi, birikim ve tecrübelerini de katarak Anadolu Selçuklu ve Beylikler
döneminde önemli eserler ortaya koymuşlardır. 13. yüzyılın sonunda kurulan Osmanlı
Devleti kendisinden önceki bu uygarlıkların kültürel miraslarından faydalanmıştır.
Görsel 6.1: Ye il Camii, İznik
143