Page 179 - TÜRK İSLAM SANATI 11
P. 179

Osmanlı Dönemi Sanatı



                        Şeker Ahmet  Paşa  (1831-1907):  Çevresinde  iyi  huylu  ve  sakin  bir  kişilik  olarak
                     tanındığından  arkadaşları  paşaya  “şeker”  adıyla  hitap  etmişlerdir.  Harbiye  Mektebinde
                     aldığı  anatomi  ve  perspektif  dersleri  ile  resim  yeteneğini  geliştirmiş,  resme  olan  ilgisi
                     ortaya çıkınca Sultan Abdülaziz tarafından Paris’e gönderilmiştir.
                        Paşa’nın yaşadığı yıllarda Osmanlı Devleti’nde siyasal ve sosyal açıdan pek çok olay
                     gerçekleşmiş  olmasına  karşın  Paşa,  eserlerinde  bu  tür  olayları  hiç  ele  almamıştır.  Bir
                     gözlemci olarak bakışlarını doğaya çevirmiş, yaşadığı topluma kapalı, yalnız iç dünyasında
                     yaşayan bir sanatçı olmuştur. Bir yandan askerî kariyerini sürdürürken diğer yandan resim
                     yapmıştır. 27 Nisan 1873’te Sultanahmet’te açtığı sergi, Türk resim sanatı tarihinde bir
                     sanatçının kendi adına açtığı ilk resim sergisi olmuştur.  Bu serginin açılışındaki amaçlardan
                     biri de Batılı anlamda resim anlayışını halka tanıtmak ve sevdirmektir. Resimlerinin önemli
                     bir bölümü İstanbul ve Ankara Resim Heykel Müzeleri ile Sakıp Sabancı Müzesi ve bazı
                     özel koleksiyonlarda bulunmaktadır.
                        Narlar ve Ayvalar (Görsel 6.51), Karpuz Dilimli ve Üzümlü Natürmort, Ağaçlar Arasın-
                     da Karaca, Manolya ve Meyveler, Talim Yapan Erler, Manzara, Tepe Üzerindeki Kale,
                     Natürmort, Peyzaj, Kendi Portresi, Geyikli Peyzaj sanatçının eserlerinden bazılarıdır.
































                                             Görsel 6.51: Narlar ve Ayvalar,  eker Ahmet Pa a
                        Osman Hamdi Bey (1842-1910): Batı terbiyesiyle yetişmiş ancak içinde bulunduğu
                     kültürden de uzaklaşmadan bunu eserlerine yansıtabilmiş, döneminin en önemli ressam-
                     larından biridir. 1860 yılında hukuk öğrenimi için Paris’e giden Osman Hamdi Bey, bir
                     süre hukuk derslerine devam etmiştir fakat Paris’in sanat ortamı ve güzel sanatlara karşı
                     yoğun  ilgisi  sonucu  sanatçı  hukuk  eğitimini  yarıda  bırakıp  Paris  Güzel  Sanatlar
                     Akademisine girmiştir.
                        Osman Hamdi Bey vaktinin çoğunu devlet işleri, arkeoloji ve müzecilikle uğraşarak
                     geçirmişsede  asıl  tutkusu  olan  resmi  hiçbir  zaman  ihmal  etmemiştir.  Resimlerinde;
                     okuyan, tartışan Türk aydın tipini ve dışarıya açılmış kadın imgesini ele almıştır. Dekor
                     olarak tarihî yapıları, aksesuar olarak da tarihî eşyaları kullanmıştır. Sanat yaşamı boyun-
                     ca  figürlü  kompozisyon,  portre  ve  peyzaj  türünde  resimler  yapmıştır.  Yapıtlarında
                     Osmanlı yaşantısına, Türk insanına ve Türk sanatına yer vermiştir. Resimlerindeki konu-
                     ları ayrıntılı bir işçilikle, gözleme ve belgeye dayanarak ele almıştır. Bunları gerçekçi bir
                     resim diliyle ortaya koyarak Doğu yaşamını, kültürünü ve etnografyasını resimleriyle
                     belgelemeye ve onlara sahip çıkmaya çalışmıştır.


                                                           176
   174   175   176   177   178   179   180   181   182   183   184