Page 41 - TÜRK İSLAM SANATI 11
P. 41

İslam Sanatının Başlangıç Evresi



                        Endülüs Emevileri bayındırlıkta büyük ilerleme kaydetmiştir. Avrupa’daki şehirlerin çoğu
                     kulübelerden  oluşurken  Kurtuba;  kanalizasyona,  sokaklarında  ışıklandırma  sistemine  ve
                     kamu hizmetlerinin verildiği binalara sahipti. Dönemin en görkemli eserlerinden biri olan
                     Kurtuba Ulu Camii 785-786 yılları arasında Halife I. Abdurrahman zamanında yapılmıştır.
                     Cami, daha sonra yapılan eklemelerle dikey dikdörtgen planlı bir yapı hâlini almıştır. Cami,
                     mihrap duvarına dikey olarak uzanan dokuz sahın ile revaklı bir avluya sahiptir. Yapının
                     kırmızı  tuğla  ve  beyaz  renkli  taşlardan  örülmüş  at  nalı  şeklindeki  yuvarlak  kemerleri
                     atlamalı  olarak  yapılmıştır.  Çift  katlı  ve  kırmızı  renkli  olarak  yapılan  kemerler  insanda
                     farklı bir renk ve biçim etkileri göstermektedir. Eserin dikkat çekici yönlerinden birisi de
                     mihrap önü kubbelerinde bulunan kaburga sistemidir. Bu sistem 12. yüzyılda ortaya çıkan
                     Gotik mimarideki kaburgalı tonozların da öncüsüdür.
                        Kurtuba  Ulu  Camii  minaresi  bir  kuleyi  andırmakta  ve  bu  özelliği  ile  minare  Kuzey
                     Afrika mimari etkilerini göstermektedir. Endülüs Emevi Devleti’nin yıkılmasından sonra
                     bölgeyi  ele  geçiren  İspanyollar  camide  büyük  değişiklikler  yapmıştır. Avluda  bulunan
                     revakların bir kısmı kaldırılmış, harim (namaz kılınan orta bölüm) kısmı ana kilise binası
                     olarak düzenlenmiş yan kısımlarda ise çok sayıda şapel yapılmıştır. Minare ise çan kulesi
                     hâline getirilmiştir (Görsel 2.13).





















                                                Görsel 2.13: Kurtuba Ulu Camii, İspanya
                        İspanya’daki  İslam  eserlerinin  güzide  örneklerinden  biri  olan  El-Hamra  Sarayı’nın
                     temeli 1232 yılında atılmıştır. Saray, yapımında kullanılan kırmızı tuğlalardan dolayı İslam
                     dünyasında “Kırmızı Saray” anlamına gelen “El-Hamra” adını almış, Batı dünyasında ise
                     “Rosa” adıyla tanınmıştır. Saray, aynı aileden gelen çeşitli hükümdarlar tarafından yapılan
                     ilavelerle genişletilmiştir. Yazlık saray; resmî tören ve elçi salonu, kız kardeş salonu, harem,
                     bahçeler, birbiriyle bağlantılı köşkler, çok sayıda oda ve hamamdan oluşmaktadır. Sarayın
                     süslemelerinde  yoğun  olarak  mermer,  alçı  ve  çini  kullanılmıştır.  Alçı  kaplamalarında
                     arabesk, geometrik ve bitkisel süslemeler görülmektedir (Görsel 2.14, 2.15, 2.16).



















                               Görsel 2.14, 2.15, 2.16: Süslemelerde “La Galibe İllallah” yazısı çok çe itli olarak kullanılmı tır,
                                                     El-Hamra Sarayı, İspanya


                                                           38
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46