Page 42 - TÜRK İSLAM SANATI TARİHİ 11
P. 42
2. ÜNİTE
Kudüs: Sahip olduğu mekânlar nedeniyle üç ilahi din (Yahudilik, Hristiyanlık,
İslamiyet) tarafından kutsal kabul edilir. Özellikle Müslümanlar için Mekke ve
Medine’den sonra en kutsal şehirdir. Hz. İbrahim ve Hz. Süleyman başta olmak
üzere birçok peygamberin burada yaşamış olması, Süleyman Mabedi ve Mescid-i
Aksa’nın burada yer alması Kudüs’ü önemli kılmıştır (Görsel 2.15). Müslümanlar için
şehrin önemi; Hz. Muhammed’in miraca buradan yükselmesi, ilk kıblenin burası ol-
masından kaynaklanmaktadır.
Görsel 2.15: Mescid-i Aksa ve
çevresi, Kudüs Buhara: Günümüzde Özbekistan’ın önemli şehirlerinden olan Buhara, Orta Asya’nın
en eski yerleşim yerlerindendir. Sahip olduğu eserlerden ötürü özellikle XII ve XIII. yüz-
yıldan itibaren İslam dünyasının önemli bilim, kültür ve sanat şehirlerinden olmuştur.
İslam dünyasınca tanınan Kalan Camii ve Minaresi, Mugak-i Attari Camii, Namazgâh
Camii ve İsmail Sâmâni Türbesi Buhara’da yer almaktadır.
Kurtuba: Endülüs Emevi Devleti’ne uzun yıllar başkentlik yapan şehrin ismi
günümüzde Cordoba’dır (Kurtuba). 711 yılında Endülüs’ün Müslümanlar tarafından
alınmasından sonra Kurtuba; bilim, kültür ve sanat merkezi olmuş; Orta Çağ boyunca
Avrupa’nın önemli eğitim merkezlerini bünyesinde barındırmıştır. Özellikle X. yüzyıldan
itibaren bilim, kültür ve sanat alanında Bağdat ile yarışır düzeydedir. Bu özelliğinden
dolayı Kurtuba hem İslam dünyasında hem de Avrupa’da önemli yer edinmiştir.
Kurtuba‘da bilimsel çalışmalar, Avrupa’da Rönesans’ın ortaya çıkmasında etkili olmuştur.
Günümüzde İspanya’nın önemli turizm şehirlerinden Kurtuba, İslam sanatının önemli
eserleri arasında sayılan Kurtuba Ulu Camii’ne ev sahipliği yapmaktadır.
İstanbul: Stratejik konumu ile tarihin her döneminde önemli olmuştur. Özellikle Eme-
viler Dönemi’nden itibaren Müslümanların ilgisini çekmiş, birkaç defa kuşatılmasına
rağmen alınamamıştır. 1453 yılında Osmanlı Sultanı Fatih Sultan Mehmet tarafından
alındıktan sonra İslam dünyasının siyasî, ekonomik ve kültürel açıdan önemli şehirle-
rinden olmuştur. Fetihten sonra şehir genelinde çok sayıda cami, medrese, kütüphane,
saray, kışla, su yolları ve darüşşifa yapılmıştır. İstanbul’da Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi,
Şehzadebaşı Camii, Süleymaniye Camii, Topkapı Sarayı, Edirnekapı Mihrimah Sultan
Camii gibi günümüzde de önemini koruyan eserler bulunmaktadır.
İslam Şehirlerinin Şekillenmesinde Vakıf ve Külliyelerin Önemi
İslam dini Müslümanlar arasında yardımlaşma ve dayanışmayı her zaman teşvik et-
miş , bunun için vakıflar kurulmuş, İslam medeniyeti “vakıf mede niyeti” olarak anılmıştır.
Arapçada “durdurmak, alıkoymak” anlamları na gelen vakıf, bir malı insanların yararına
olmak üzere Allah’ın rızasını kazanmak amacıyla hayır işlerine adamaktır. Bir başka ta-
birle bir malın kullanım hakkını şahsî mülkiyetten çıkarıp ebediyen kamu menfaatine
tahsis etmektir. Vakıfların kuruluş ve kullanım amaçlarının belirtildiği, taşınır ve taşın-
maz malların listesinin tutulduğu hukukî metinlere “vakfiye” denir. Vakfiyelerde geçen
yapı çeşitleri ve hizmet alanları genellikle şu şekildedir:
40

