Page 149 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 149
11. ÜNİTE
BİLGİ NOTU
Kopuz, halk ozanları tarafından çalınan mızraplı bir Türk sazıdır ve Türklerin millî çalgısı olarak kabul edilmiştir
(Görsel 152). Armut biçiminde bir gövdeye ve uzunca bir sapa sahip bu sazın göğüs kısmı; daha eski zamanlarda
deriden, 16. yüzyıldan itibaren de ahşaptan yapılmıştır. At kuyruğundan yapılan üç ya da dört tele sahip kopuz, per-
deli ya da perdesiz kullanılmıştır. Farklı Türk topluluklarında biçimsel olarak değişimler göstermiştir. Türk dünyasın-
da hâlâ kullanılan dombra, giçek, tambur ve bağlama gibi çalgıların atasının kopuz olduğu düşünülmektedir.
Kopuza yay eklenmesiyle ortaya çıkan ıklığ ise Türklere özgü tüm yaylı çalgıların atasıdır. Iklığın ardıç ağacı ve
kabaktan yapılan bir gövdesi vardır. Kök Türkler Dönemi’nde at kuyruğundan yapılan iki telinin bulunduğu ve yine
at kuyruğundan püsküllerle süslendiği bilinmektedir. Orta Asya Türkleri tarafından hâlâ farklı isimlerle kullanılan
ıklığ, Anadolu’da da birtakım değişimlere uğrayarak kabak kemane ismini almıştır (Görsel 153).
Görsel 152: Kopuz Görsel 153: Kazak Türklerinin kullandığı yaylı kopuz
ARAŞTIRALIM PAYLAŞALIM
• Hun, Göktürk ve Uygur devletlerinde kullanılan kopuz ve ıklığ dışındaki çalgılarla ilgili bir araştırma
yapınız.
• Çalgıları kullanıldıkları devletlere göre sınıflandırınız.
• Çalışmanızı arkadaşlarınızla paylaşınız.
11.1.3. İslamiyet’i Kabulden Önceki Dönemde Askerî Müziğin İşlevi
Hun tarihinde güney komşuları Çin ile olan ilişki-
leri ve savaşları önemli bir yere sahiptir. Hun ve Çin
devletlerinin bitmek bilmeyen çatışmaları, kültürel
etkileşimi de beraberinde getirmiştir.
Hunlarla birlikte başlayan tuğ müziği geleneğinde
davul, geniş bir yer tutmuştur. Geceleri davul, gün-
düzleri ise bayrak; sevk, idare ve haberleşme aracı ola-
rak kullanılmıştır. Bu nedenle davul dövmek, sadece
üst rütbelilere verilen bir yetki olmuştur. Zaman için-
de bu geleneksel yöntem Çin ordularına da geçmiş ve
Çinliler, davul ile haberleşme sistemini Türklere karşı
kullanmaya başlamışlardır.
Hunlar, davul müziğinin etkisini savaş meydanla- Görsel 154: Hun askeri betimlemesi
rında da değerlendirmiştir. Kös davulları, savaşlarda hakanın komutlarına göre çalınarak ordunun hareketlerini
yönlendirdiği için “hakanî kös” olarak da isimlendirilmiştir. Yüksek ve ürkütücü bir sese sahip bu çalgı, Çin askerle-
rinin cesaretini kırmıştır.
Çinliler, Hunlarla yaptıkları uzun süreli savaşlardan dolayı sınır hatlarında koruyucu askerî birlikler bulundur-
muşlardır (Görsel 154). Bu askerî birlikler, sınır komşuları olan Türk kavimlerinin çalgılarını ve müziğini öğrenerek
kendi hanedanlıklarına tanıtmışlardır. Çin kayıtlarında Çinli bir komutanın Hun hakanının misafiriyken dinlediği
tuğ takımından çok etkilendiği ve tuğ takımını Çin sarayına götürdüğü bilgisi yer almıştır. Bu gelişmeler sayesinde
tuğ müziğini daha yakından tanıyan Çinliler, temel unsurları tuğ müziği ile aynı olan bir askerî müzik geliştirmiş-
lerdir.
148 TÜRK MÜZİĞİNDE DÖNEMLER