Page 170 - TÜRK VE BATI MÜZİĞİ TARİHİ 12
P. 170
11. ÜNİTE
11.4. Cumhuriyet Öncesi Dönem Türk Müziği
Osmanlı’nın “Batılılaşma” süreci, Tanzimat Fermanı’nın ilan edilmesinden önce başlamıştır. Batı müziğinin Os-
manlı Sarayı’na girişi, Kanuni Sultan Süleyman Dönemi’ne rastlamıştır. Bu dönemde Fransa Kralı I. François tara-
fından Osmanlı Sarayı’na bir orkestra gönderilmiştir fakat Kanuni Sultan Süleyman bir süre sonra bu orkestrayı
ülkesine geri göndermiştir. İyi bir Türk müziği bestecisi olan III. Selim, tahtta olduğu müddetçe müzisyenleri des-
tekleyerek klasik Türk müziğinin gelişmesine önemli katkılarda bulunmuştur. Avrupa’dan opera getirtip dinlemiş
ve müzikte Batılılaşma fikrini savunmuştur.
11.4.1. Cumhuriyet Öncesi Dönem’de Yapılan Reformların Türk Müziğine Etkisi
Müzikte Batılılaşma konusunda yapılan ilk reform, Sultan II. Mahmut Dönemi’nde Mızıka-i Hümayunun ku-
rulmasıdır. Mızıka-i Hümayunun kurulmasıyla birlikte 1826 yılında mehterhaneler kapatılmıştır. Mehterhanede
çalışan müzisyenlerin bir kısmı eğitime alınarak Mızıka-i Hümayunda görevlendirilmiştir ve böylece kurulan yeni
bandonun müzisyen ihtiyacı karşılanmıştır.
Mızıka-i Hümayunun kurumsal temellerini oluşturan Giuseppe Donizetti, saraydaki görevi süresince yeni eser-
ler bestelemiş ve Türk müziği eserlerinde düzenlemeler yapmıştır. Donizetti’nin çalışmaları sonucunda Türk ve
Avrupa müziği sentezi eserler ortaya çıkmıştır. Giuseppe Donizetti’nin ölümünden sonra yerini alan Callisto Gu-
atelli de bestelediği eserlerde Türk müziği makamlarını kullanmış ve bazı Türk şarkılarını çok sesliliğe uyarlama
çalışmaları yapmıştır.
Sultan Abdülaziz, Batı müziği eseri besteleyen ilk padişah olmuş, özellikle dans formunda çok sayıda yapıt
üretmiştir. Batı müziği ile yakından ilgilenen Sultan V. Murat, yüz otuz eser bestelemiştir. II. Abdülhamit Dönemi’n-
de Batı müziği konusunda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Mızıka-i Hümayunun çalışan sayısı, beş yüze ulaşmıştır.
Enderun Meşkhanesinin yerini alan ve bir süredir Türk müziği icra eden Fasıl Heyeti, “Faslı Atik” ve “Faslı Cedit”
olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. “Faslı Atik” (Eski Fasıl), Türk müziği icrasına devam ederken “Faslı Cedit” (Yeni
Fasıl), müziğe yenilikçi bir anlayış getirmiştir. Mızıka-i Hümayundaki bu yapılanma, yüzyıllarca süren geleneksel
anlayışın yavaş yavaş geride bırakıldığının göstergesi olmuştur.
I. Dünya Savaşı yıllarında ulusal konservatuvar oluşturma sürecinde açılan Darülbedayi daha sonra okul niteli-
ğinden çıkıp tiyatro topluluğuna dönüşmüş Batı tiyatrosunun izinde bir sanat kurumu olmuştur (1914). Darülbe-
dayi; tiyatro, Türk müziği ve Batı müziği alanlarında eğitim vermesi için kurulmuşsa da kısa süre sonra okulun Batı
müziği bölümü kapatılmıştır. Darülbedayinin amacı; Türk müziğini bozulmaktan korumak, notaya alıp arşivlemek
ve yaygınlaştırmak olarak güncellenmiştir.
Darülbedayi kapatıldıktan sonra Osmanlı Devleti’nin ilk resmî müzik okulu olan Darülelhan faaliyete geçmiştir
(1917). Darülelhanın kuruluş amacı da eski Türk müziği eserlerini korumak, Anadolu halk müziği dağarcığını der-
leyerek ulusal müzik repertuvarı oluşturmak ve müzik eğitimcisi yetiştirmek olarak belirlenmiştir.
5. ETKİNLİK
Aşağıda verilen eserleri melodi, armoni, ritim ve süsleme ögelerine dikkat ederek dinleyiniz. Dinlediğiniz
eserlerdeki Türk müziği unsurlarını belirleyiniz. Tespitlerinizi arkadaşlarınızla paylaşınız.
Bestecinin Adı Eserin Adı Anahtar Kelime
Giuseppe Donizetti Polonez Donizetti, polonaise
Callisto Guatelli Aziziye Marşı Guatelli, aziziye
Callisto Guatelli Osmanlı Sergi Marşı Guatelli, sergi
Sultan Abdülaziz Dansa Davet Abdülaziz, invitation a la valse
Sultan V. Murat Mazurka V. Murat, mazurka
TÜRK MÜZİĞİNDE DÖNEMLER 169